
Ahmet Yürekli
İddia ve Acziyet
Hayat, ters akışta.
Dünya, iddialı olmayanı pasifize ve alaşağı ederek kanıtlıyor bu ters akışı.
Olduğundan farklı ve mutlaka güçlü görünerek yaşanan ömür, yok sayılmış zaaflar ve gizlenmiş yetersizlikleriyle çarpık bir kişilik getiriyor meydana. Bu çarpık karakterlerden de bir medeneyiyet oluşturulamıyor, geliştirilemiyor; o köklü medeniyetin birer temsilcisi olarak insan hayata ikame edilemiyor.
İnsan, acizdir.
Acziyeti yaşamak, kendini yaşamaktır.
Mü'min olmak, bu acziyetin farkında olmak, bunu kabullenmek, acziyeti yaşamak ve giriştiği her işte kendisinden çok daha büyük ve mutlak bir iradenin o işi en mükemmel şekilde icra ettiğini, edebileceğini tasdik halidir.
İnsan en çok kendisine tehammül eder. Bu sabır, mü'mini, dünyaya karşı olgunlaştırır.
O zihnini, yaratıcısının kolaylıkla var ettiği tüm olguları büyük bir hikmet ve hayranlıkla görüp inancını güçlendirmeye, samimiyetini artırmaya kullanır, değerlendiriken, inançsız kişi, bu büyük mucizelerin oluşumuna farklı nedenler arayıp, eşyaya ve hayata farklı manalar yükleyerek ömrünü heba eder.
Mü'minin zaferi, Allah'ın inayetidir. Müslümanın iddiası, acziyetin muhafazasıdır.
Sanat, acziyetin itirafıdır.
Bütün şaheserler, Allah'ın kudretine işarettir.
Karınca bile, sair hikmetlerinin yanında şu kainata bir kudret izharıdır.
İnsanoğlu, dev robotlara sınırlı hareketlilik kazandırarak kendine yaratıcı sıfatı izafe ederken, karıncaya o canı, nefesi, ömrü ve iradeyi vereni düşünüp tefekkür ederek, Rabbini müşahede edemeyebilir, unutur, o hikmeti görmeyebilir.
En güçlü yapıtlar, eleştirilemeyen eserler, üzerine toz kondurulamayan şaheserler bile aslında bu acziyetin birer resmidirler.
Önünü almaya çalıştığımız, gücümüzle herşeyini geride bırakmaya çalıştığımız şu hayatta asıl iddia, Allah'a layıkıyla boyun eğebilmek, had bilmek, acziyeti kabullenmek ve bu mütevekkil hali ömrün her anına yayabilmektir.
Kulun iddiası, kulluktur.
Bunun haricinde kanıtlayabileceği bir şey de toktur. Allah'a karşı ve O'na rağmen iddialı olmak ise, azgınlıktır.
Ancak ve ancak yek diğeri ile bir iddia içinde olabilecek olan insan, tüm kabiliyet ve kudretini yine yaratıcısı olan Allah (cc)'a borçlu olduğunu hiç unutmaz.
Tüm sanatlar ancak Allah'ı çok daha iyi anlayabilmek içindir.
İddia, bu idrakin derinliğinde, acziyet ise bu ruhun yerleşiğindedir.
Had bilmek herkese yakışır.
16 Kasım 2016 Çarşamba 20:19Allah (cc) ile arkadaş olma hastalığı…
31 Ocak 2015 Cumartesi 07:36Derin Aydınlık
05 Aralık 2014 Cuma 21:45Bu şemsiye hangimize yetmiyor?
02 Kasım 2014 Pazar 14:15Pimi mi çekildi yoksa insanlığın?
15 Ekim 2014 Çarşamba 21:51Güzelliğin ömrü bir sivilce...
12 Ekim 2014 Pazar 12:56Kalbi Allah'a (cc) sabitlemek...
10 Haziran 2014 Salı 21:32Ebu Bekir (r.a) ruhu ile kucaklaşmak...
01 Haziran 2014 Pazar 16:15İddia ve Acziyet
25 Mayıs 2014 Pazar 10:58İddia ve Acziyet
25 Mayıs 2014 Pazar 10:58




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.