İran, Rusya ve terör desteğiyle işgal

İran ve Rusya’nın terör desteğiyle büyüme politikası, ne kadar gidebilir?

Hayat, iki gününü denk kılmamayı zaruri kılar. Kullanılmayan demir parçası, “Metal yorgunluğu”na uğrar. Çok şeyde geçerli olan bu kural, insanda farklılaşır. Yaratılmışların en üstünü, ekmel-i ve eşref-i mahlukinsan, üstünlüğünü bilip, bu fıtratla imani ve ahlaki yüceliğini yaşayıp koruyan, ölümsüzlüğe götüren, eser ve sesini, fani dünyada dahi asırlarla sürdürür.

Bu gerçek, hayatın ve tarihin ibret sayfalarında somutlaşır. Bugün hâlâ Bilali Habeşi’nin, Yunus’un sevgisi milyonların gönlünü ısıtıyor da, Firavun zalimlerinin, adı bile anılmak istenmiyorsa? Bu realitenin anlattığı bir gerçek vardır.

Günü, dünden ileri kılmayı, öne geçmekten ibaret görüp, öndekini çelmeyle devirip kazanmak isteyenler, acı faturayı, çoğu zaman ölmeden görüyorlar. İnsanın imtihanı budur. Ebedi hayata dönük iman, ahlak, edeb ve fedakârlıklarla insani yüceliği yaşamaktır marifet. Fitne ve zulümle kazanılan başarı, çok geçmeden utanç oluyor. Bu türün en şöhretlilerinindahi hali ortada. Napolyon, Hitler, Musolini, Saddam, Mübarek… Esat ve Sisiler de sıradalar…

İslam’dan mahrumiyetin, ölüm ve yoklukla sonlardırdığı dünya, ufuk olarak insana dardır. Varlık nedeni,millete hizmet vasıtası olan siyasete, ehliyet ve gayretle değil de, iktidar boşluğu doğurarak sahiplenmeye çalışmak,ters yola girmektir.Sistem tıkar. Devlet, uğrunda hayat verilenkurum, milletlerin olmazsa olmazıdır. Boşluk kabul etmez. Samimiyetini kaybetmiş, çıkar batağına düşmüş siyaset, tarihin lanetiyle sahibine döner. Adalet, Batı’nın telkin ettiği gibi siyaetin 3 erkinden biri değil, ruhudur. Siyaset olmazsa mekansız, sanal kalır. 

Siyasette de, yol ikiye ayrılır: Hakk ve Batıl. Kaba kuvvet, fitne ve zulüm yolu çıkmaz sokaktır. Başarısı seraptır. Zulüm eken darbe ve sömürüden hangisi ayakta kalmış, millete yarar sağlamıştır? Zalim, önce kendi için beladır!

Siyasetin sonsuzluğa uzanan yolu, hayattan üstün değerlerle insani yüceliği yaşama ve yaşatma yoludur. İman, ahlak, fedakârlık yoludur. Zordur, meyvelidir. Hz. Adem’den beri insanlık savaşıdır. Bu insani kutbunzirvesinde, tüm insanlığa örnek Hz. Muhammed (s.a.s) vardır. Mekke’de, türlü zulme maruz kaldı. Mekke fethinde bir kişinin burnunu kanatmadı. Sevgili ancası Hamza’yı şehit ederek ciğerini söken Vahşi’yi dahi affetti. 3. Boğaz Köprüsü’nead olan,tarihin şanlı Sultanı, Halifesi Yavuz Sultan Selim, 8 yılda, vatan toprağına 4.182.000 km² ekledi. Asırlarca kardeşce yaşanan, sömürge değil, hâlâ hasretle anılan vatan toprağı yaptı. 

Erdemli siyaset, dünya saltanatı değil, insanlık hizmetidir. Nitekim, bugün Çin zulmü altında inleyen Doğu Türkistan, kendi kararıyla Osmanlı’ya bağlanmıştı.

Rusya ve İran, Suriye’den, Kafkaslar’a, Yemen’e kadar yüz binleri katledip, milyonları vatansız bırakıyor. İran, Müslüman’ım diyor, Müslüman öldürüyor. İsrail düşmanlığını lafta, reklamda kullanıyor. İslam diyarlarında fitne ve terör körüklüyor. Bunu da, petrol ülkesinde benzini karneye bağlayan devriminin ihracı zannediyor. 

Keşifler ve gelişmelerle sınırlar şeffaflaştı. Şartlar, dünyayı değişime zorluyor. Ufuk sisli. Kavga fedaisi, barış fedaisinden fazla. Şaşkınlık, macera doğuruyor. Evrensel boyuttaki siyasi ve ahlaki yetersizliğinbeslediği fırsatçılık, darbe, terör ve anarşiyi tetikliyor. Yangın körükçüsüçıkarcı, attığı molotofun, ektiği fitnenin, yalnız mazlumu yakacağını zannediyor. Aynı dünyada yaşadığını anlayamıyor.   

Sömürgecinin iştahını kabartan, bu körlüktür. İnşallah Hakk cephe toparlanıp gayretle her şey hayra dönecektir. Dünya, anlamsız bir kavga yeri değil, iman, ahlak, edeb, birlik, feragat ve gayret sahibi insanlığı, ebedi hayata taşıyacak bir vatandır. Cennetin geçici bir modelini, ahlak ve edeple inşa edilebileceğimiz son derece değerli bir yer, fırsat ve imkândır. 

Hasan Aksay/ Yeni Akit

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi