Hasan Aksay
Haini bol ülkeler ve hain üreten şartlar
Millet hayatının da zor zamanları var. Siyasi liyakatle gül bahçesi olur. Kıymet bilip, şükrünü, fiilen eda gerekir. AK Parti Kongresi, milletimiz, ümmetimiz ve insanlık için hayırlı, emeği geçenlerin ecri büyük ve Allah yardımcıları olsun.
Diken arsızdır, her yerde ürer. Hain de öyle. Gaye farkı da olsa hain, hainin dostudur. Bulanık suda balık avcısı, fitneci, hain destekçisidir.
Bünye zafiyeti, dağınıklık, hıyanete davettir. Vahdet, güç ve kalkınma, hasedi, fitneyi artırır. Yenik fakat büyük devlet kökünün filizleyip ümit, aksiyona geçmesi, düşmanın telaş ve terör desteğini zirveye taşır.
Devletin sosyal ve siyasi potansiyelinin yüksekliği, çıkarcı düşmanı, teröre üst akıl yapabilir. Bu nedenle, bugün İslam ülkeleri potansiyeliyle, hain üretimi en yüksek ülkelerdir. İslam ülkeleri içinde bir numara da Türkiye’dir.
Kur’an-ı Kerim, bütün insanlık Hz. Adem’den geldi, soyca kardeştir diyor ve Müslümanı, şükür, adalet, ahlak ve iyilikle sorumlu kılıyor. İslam devleti de, içindeki yabancıyı dilinde, dininde, ırkında, meşru her konudaözgür kılıp koruyor. Nerede mazlum varsa, korumaya çalışıyor. İspanya Yahudisi zulme uğruyor diye, başına bela olacağını bile bile davet edip getiriyor. Bu ahlak, insanlığı anlatıyor.
Farkı görmek için, dünyaya bakalım: Batı devletleri, nüfus eksiği için asimile ediyor. İş gücü için seçerek göç alıyor. Dilini bilme şartından başlıyor, göçmeni,kendi kalıbına sokuyor. Komünist ülkeler, zaten insandan habersiz. Göç almak şöyle dursun, işgal ettiği ülke halkına,“ölümlerden ölüm” beğendiriyor. Çin’in Doğu Türkistan vahşeti, Rus, dünTatar Türküne, Sibirya sürgünü; bugün, terör desteğiyle doğurduğuSuriye vahşeti? Bunlar da çıkarcılığı anlatıyor.
Kur’an ahlakı insani yüceliği esas alır. Adaletten öte bir fazilet ve güven iklimidir. Onun için İslam devleti, farklı ırk, dil ve dine değil insana bakar.Göç kabul ederken ihtiyaç içinde olanı düşünür. Yardımcı olmayı esas alır.Yahudi’yi İspanya’dan getirir.Diline, dinine, ırkına karışmaz. İnsan kırımı yapmaz. Avrupalı Amerika’ya yerleşirken Kızılderili soykırımı yaptı. İslam, Mekke’ye dönerken Vahşi’yi dahi affetti. Hz. Ömer’in Kudüs fethinde tek damla kan yoktur.
Paranın iki yüzü gibi, zorlukla kolaylık, iyilikle kötülük, ters-yüz beraberdir. İslam devleti güçlü iken, azınlıklar “Tebaa-i Sadıka”dır. Bünye zayıf düşünce mikrop dış-iç her yönden çöker. İslami erdemlerin kaybıyla doğan dağınıklık, tebaa-i sadıkayı ve bünyenin zayıf organlarını çürütür.Millet ve devletini kaos ve darbeye sürükleyen hainler haline getirebilir. Suriye ve Mısır bunun ibretidir.
Dostu düşman, tebaa-i sadıkayı hain yapan bu zafiyetin verdiği ders: İslam bütün insanlığa rahmet için gönderilmiştir. Hz. Adem’le başlar, kıyamete kadar sürer. Müslümanım deyip iyilik sahasını işgal eden, gereğini yapacak. İyiliği, atıl ve güçsüz bırakmak en büyük hainliktir. İslam, vahdet, güç ister ki kula kul olmayasın. Yoksa, dünyada zillet! Ya ahiret? Tevbe kapısı açık. Bu seçim vahdeti inşa fırsatıdır.
Osmanlı Cihan İmparatorluğunun varisi olan Türkiye, İslam mayası ve ilahi yardıma mazhariyetiyle, her ülkeden daha çok, iyilerin sevgisine, kötülerin düşmanlık ve fitnesine maruz millettir. Ona göre dikkat ve gayret gerekir.
Gaflete düşer istikrarı koruyamazsak, Allah, 7 Haziran’da nasıl bir çıkmaza düşeceğimizi gösterdi. Milletin sağlam, Cumhurbaşkanının bu kaosun dışında olması bilinmesine rağmen, kaosun nereye varacağı görüldü? İslam baki, diriliş mutlak ama nesiller harap olup gidiyor. “Kaos olmasın” diyen gerçeği görüyor, vahdet!..
Teker tümseğini aşmak üzere. Ha gayret!..Yolda taş var, elbiseme çalı takıldı gibi küçük şeylere takılma zamanı değil. Kaosun nesilleri nasıl yaktığının şahidiyiz. Seçimdeki “İstikrar!” sesimiz ne kadar gür çıkarsa, Yeni Türkiye, o kadar hızla kalkınacak, mazluma imdat, çölleşen dünyaya rahmet olacak.
Sen bir ol ki, İslam dünyası bir olsun!.. Hamd Allah’a!
Hasan Aksay/ Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.