ŞİT ? Şakirt İstihbarat Teşkilatı

Fethullah Gülen bir aysberg gibi. Buzun üstünde kalan kısmından ziyadesi, suyun altında gömülü. Suyun altına dalarak oradaki manzarayı temaşa edenler olduğu kadar, suyun üstünde gerek kuşbakışı gerekse hemen yanında ilmel-yakin, aynel-yakin, hakkal-yakin derecesinde Fethullah Hoca olgusuna vakıf olanlar var.

Fethullah Gülen, istihbarata çok önem verir. İnsanların gerçek yüzlerini anlayabilmek için tüm yöntemleri kullanır. Bunu kendisini yakından tanıyan herkes çok iyi bilir. Özellikle 1960 lı yılların sonundan bugüne kadar Gülen?le teşrik-i mesai yapanlar buna en iyi şekilde şahittirler.

Fethullah Hoca İzmir?e geldiği 1966 yılında Kestane Pazarı Camii ve çevresinde talebe yetiştirme hizmeti başlatmıştır. Sanki birileri O?na devletin kendisini sürekli izleteceğine dair ??derin?? bilgiler vermiştir ve ??kontrespiyonaj?? konusunda özellikle yetiştirmiştir.

Gülen?de hemen tedbirini almıştır. Hizmet terminolojisinde ?mahrem? sayılan bir kaset sohbetinde aynen şöyle demektedir:MİT içimize ajan sokacaktır.Biz bunu bir şekilde tesbit edeceğiz.Tesbit ettıkten sonra katiyen ve katibeten tesbit edilen ajana deşifre edildiği belli edilmeyecektir.Eğer o ajanın tesbit edildiği anlaşılırsa Mit içimize başka bir elemanını gönderecektir ve bizim diğer ajanı anlayabilmemiz zaman alacaktır.Tesbit edilen ajana bilmesi gereken bilgiler verilecektir.O verilen bilgiler Mit?e gidecektir.Ve neticede Mit ?bilmesi gerekeni bilecektir.??

Ve şöyle devam eder; Ben yıllarca beni takip bir istihbarat elemanına ellerimi kaldırıp beddua etmedim? .1989 da Üsküdar Yeni Camii vaazlarının birisinde.

Ben fakirde, şöyle düşündüm: muhtemelen Gülen?i takip eden Mit elemanıda o an o vaazda hazır ve nazır bulunmaktadır. İçinden ?Allah razı olsun hocam? demiştir.

Kendisinin ve cemaatinin yıllarca çözülemediğini zannetti Gülen, oysa yanılıyordu.1984 Nokta Dergisi?nde kapak konusu olmuştu ve Askeri Lise?lerde ilk Fethullahçı Operasyonu yapılıyordu.

Bu konu çok uzar. Gelelim ŞİT?e.Cemaat içinde ki herkes fişlenir.Şakirtlik dereceleri verilir.1 den 5 e kadar numaralandırılır.Yurtlarda kalan tüm öğrencilerin mektupları açılır okunur ve gizlice kapatılır ve tüm telefon görüşmeleri gizlice dinlenir.Ben 1988-89 da İzmir?de yurtta kalırken aynen böyle yapılıyordu. Öğrenci manzarayı çakmış ve bu durumlardan rahatsızlık duyuyordu. Öğrenciye Allahı Kuranı anlatmak pek mümkün olmuyordu.

Oysa Hz.Muhammed asv bir hadis-i şeriflerinde ??başkasının mektubuna bakan ateşe bakmış gibidir?? diyor ve bu cümleyi tam 3 kez yineliyorlardı.

İşin aptallığı şurasında yurtta kalan bir Mit ajanına herhangi bir yolla iletilmesi gereken bir şeyler olsa bunu mit mektupla yada telefonlamı gönderecek, tabi ki hayır.Yapılan işlem insanların özeline müdahale hemde ahlaksızcasına?!

Cemaate bulaşan herkes bir anlamda fişleniyor, takip ediliyor.Bunların çok çeşitli maslahatları var.Özeline göre muamele ediliyor.

F.Gülen ve cemaati eğer şeriatı Türkiye?ye getirirlerse bunu o dönemde de kullanacaklar. Hatta bazı insanları cezalandıracaklar. Ya da bizim bilemediğimiz nedenleri var.

Cemaat içindeki bu yapı Şakirt İstihbarat Teşkilatı olarak adlandırılıyor. Özellikle başta askeri liselerde okuyan ya da orduda vazife yapan insanlar daha sonra devletin hassas birimlerindeki herkes şit tarafından izleniyor belli cemaat birimlerine rapor ediliyor.Gülen?in eski ve ilk talebeleride bu durumdan rahatsız. Hizmet?i bırakan, terk eden lider, imam kadroyuda Gülen sürekli takip ettiriyor.

Cemaat içinde Gülen?in her gece Hz Muhammed ile yakaza boyutunda görüştüğü söylenir. Acaba peygamber efendimiz Fethullah Hoca?ya mit ajanları konusunda sır vermiyorlar mı?

Zira 12 eylül darbesi başta olmak üzere birçok olay önceden Gülen?e Peygamber Efendimiz tarafından bildiriliyor deniyordu.

Bunlar İslam?ı anlatmak üzere yola çıkan insanların yapmaktan imtina edecekleri davranışlar. Biz Allah?ı anlatırız gerisi Allah?a kalmış. Bizim vazifemiz tebliğ?

Birileri Hanefi Avcı kitabından sonra Gülen savunuculuğu yapıyor. Ben yıllar den beri hizmeti tanıyan, hizmette koşturan bir insanım. Yapamadığımız. başarısız olduğumuz o kadar durum var ki mürted ettiğimiz o kadar çok zavallı insanımız var ki. Hem de ?hizmet?in bile bile bir anlamda ?iskeletor?laştırdığı insanlarımız.Ben o dönemde çok çırpındım bu durumlar düşmemek için daha sonra anladım işin İslam?ı anlatmaktan çok bir iktidar mücadelesi olduğunu.

Ne Nurettin Veren?ler yalan söylüyor ne de Hanefi Avcı iftira atıyor.

1990- 97 döneminde sırf Ankara hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakültesi?nden cemaatten ayrılan insana sayısı 250 nin üzerindedir. Bizim kendi ellerimizle cemaatin yanlış siyaset ve davranışları yüzünden İslam?dan uzaklaştırdığımız insan sayısı.

Bu gibi istatistikî bilgiler bende çok var. ŞİT elemanları bunları benden alabilirler.

Hizmet ve Cemaat Türkiye?de yıllardan beri hezimete uğradı. Şimdi ise yeryüzü cemaati olma iddiasındalar.

Bu iddialarıda nikotin olacak ve yeryüzündeki hava dünyasına duman olarak karışıp gidecek.

Baki kalan ise ciğerlerindeki öldürücü zehir olacak.

30.11.2010

Ahmet Hamdi Döner