Ahmet Hamdi Döner
Azrail?in yüzünde soğuk bir gülümseme...
Ölümü gördüm dün gece, erguvan renginin en zifirisinde:
Eşkin bir atın üstünde beyaz peleriniyle, belinde, kınında zaptedilemeyen bir kılıçla gördüm Azrail?i; yüzünde o soğuk bir gülümseme?
Ötelerden bir soruydu sanki, cevapsız.
Ölümü gördüm dün gece; toprağa dağılan rüşeymler gibiydi cesedim, buz gibi cansız, gelişi biraz da apansız?
Bire yüz veren toprakla yarışıyordu sanki vucüd-u mevtam.
Üzerinde tefarik otlarının yetiştiği, sessizliğinde camid sakin heyecanlarımı taşıyacaktı?
Ölümü gördüm; bir ilkbahar gecesiydi üstelik, Adana?aysa zemheri soğuk. Erbain gecelerinde poyraz odamın penceresinden sinsi bir düşman gibi sızıyordu; uğultusu, Afrika yerlilerinin karabüyü koreografilerini andıraran tamtamlar çalıyordu ensemde soğuk soğuk.
Ölümü gördüm, tüm beyzalını; kızıl güneşlerin de pişiremediği ham incirden damlayan o sütün dayanılmaz aklığını. Teşrik-i mesaiden terk-i mevkii etmek gibi bir şeydi, ardımda hayatın incir yapışkanlığı.
Ölümü gördüm; elinde kırmızı bir gülle geldi Azrail?im; ardında şaraptan ırmaklar, göğsümü ferahlatan çağlayanlar.
Ölümü gördüm; hayata inat ve hiç beklenmedik bir anda geldi.
Telgrafın tellerini kurşunlasan da, kırkikindelerde yıkansan da, başını kumlara gömsen de, gelen o.
Ölümü gördüm; sevgilinin gözlerinde, tam ellerini tutacakken, verasında gökten toprak yağdıran, bembeyaz kefeni gelinlikle bağdaştıran?
Ölümü gördüm; infaz mangalarında tetiğe dokunmak için emir bekleyen.
Ölümü gördüm; idam sehpasında ayağından çekilmeyi bekleyen sandalyeyle birlikte.
Ölümü gördüm; tarih sahnelerinin tozlu sayfalarında, O?na kavuşmak için can atan yiğitlerle beraber.
Ölümü gördüm; tende kanla gelen, gelincik tarlası gibi.
Ölümü gördüm; bir bir gelen; bir bir ve ansız ve apansız ve acımasız?
Ölümü gördüm; ölüm, Azrail?in elinde bir içim su.
Ahmet Hamdi Döner
24.01.2011
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.