
Hasan Aksay
Dünya barışını, Batı tehlikeye atıyor
Kendini yenilmez güç zannedene söz anlatmak zordur. Buna rağmen, Batı'ya Hakkı anlatmaya biz, onlar anlamaya mecburdur. Batı politikacıları söz duyabilmek için önce, Siyonist medya ve örgüt tutsaklığından ve İslamofobiayı dış siyaset ve hukukuna esas yapmaktan kurtulmalıdır.
Gerçeği ters çevirerek fitne çıkarmak alçaklıktır. İsrail asıllı Amerikalı Sam Bacile alçağının filmi, bütün Müslümanları ve vicdan sahibi insanlığı rahatsız etmiştir. Hatta, görülmemiş bir hadise yaşanıyor. Filmde rol almış 1-2 değil, 80 oyuncu, gazete ilanlarıyla, "Üzgünüz. Kandırıldık. Film karakterleri dublajla orijinalinden farklı hale dönüştürüldü" diyorlar. Yani bu film, alçaklığın da alçağı. Hadiseyi, bir Siyonist'e indirgemek imkanı yoktur. Bu saldırganlık, Batı devletlerinin ittifak ve ısrarla destekledikleri tarihi bir hastalık ve vahşet ikliminin ürünüdür.
Başkan Bush'un, "Benden değilsen düşmanımsın" politikasıyla azgınlaştırılmış bir zihin kanseridir. İslam'a özel saldırı ve fitnelere, "fikir özgürlüğü" kılıfıyla saldırgan köpek besleme stratejisidir. Batı'nın bu strateji ile İslam'a karşı yapılan alçaklıkları teşvik edip korumaya alması, barışı ve insanlığı uçuruma sürüklemektedir. Dönüş için geç kalma tehlikesini ciddiye almak gerekmektedir.
Dünya nüfusunun dörtte birini teşkil eden Müslümanlarla beraber, en azından Müslümanlar kadar olması lazım geldiğinin düşünülmesi gereken vicdan sahibi insanlık, Batı'nın başıboş köpekleri tarafından taciz edilmektedir. Bu saldırılar önleneceği yerde, yaygın Siyonist medya ve derin örgütlerce peşinen ittifak ve hararetle desteklenip teşvik edilmektedir. Başkan Bush, 11 Eylül felaketi üzerinden Irak vahşetini doğurdu. Felaketin provokasyon olup olmadığı karanlıkta kaldı. Araştırmak için, Başkan Clinton'un aşk macerasını araştırmaya ayrılan tahsisatın onda biri ayrılmadı. Maksat Müslümanları suçlamak ve Irak'tı. Vahşet gerekçesini buldu.
İslam'a alçakça saldıran Salman Rüşdi'ye destek için Batı ve dünya derin örgütü, toptan gayrete geldi. İslam'a kin ve teşvik bitmedi. İngiltere Kraliçesi, resmi merasimle şövalye unvanı sundu. Danimarka'daki karikatür çirkefliği gibi daha birçok alçaklığı, Batı siyaseti korumaya aldı.
Gerekçeleri? "Bizim köpekler, Müslümanlara karşı özgür. İnsanlık vicdanını parçalar, biz koruruz. Müslüman sussun." İyi güzel de, sen kuduz köpeğini serbest bırakıyorsun. Adaletin Müslüman aleyhinde işliyor. Vicdanı parçalanan, hakarete uğrayan milyarlar, nasıl sessiz kalacak? Özgürlük masalınızın da, adaletinizin de suyu çıktı. Fransa'da, Cumartesi günü imtihana girmeyen Yahudi öğrenci için AİHM, hemen toplanıp özel imtihan komisyonu kurulsun, senesi yanmasın kararı verirken; başörtüsü zulmüyle okulundan sürüklenerek atılan, bütün tahsil hayatı yakılan on binlerce Müslüman'ın davasını, aynı mahkeme senelerce gündeme almıyor. Alınca da, "Ne haliniz varsa siz görün" diyor.
Artık Batı devletlerinin, sömürgecilikle girdikleri bu sömürü sokağı sona geldi. Çıkacak savaş, parça-parça ülke işgali değil, dünya savaşı olur. Batı, Almanya ile savaşına, kendini büyütmek için, "II. Dünya Savaşı" dedi. Dünya yoktu. Hitler yalnızdı.
Temenni etmediğimiz III. dünya savaşında Batı'nın silah gücü, son derece dengesiz üstünlüğe sahip. Allah'ın yarattığı en üstün değer ve güç de insan. Yani Müslümanlar, vicdan sahibi insanlar, dünyanın en üstün gücüdür. Ve Müslüman için şehitlik, aranan bir hedeftir. Bilmeyen, "Öyle de ne duruyorsunuz?" diyebilir. Şehitlik, ancak son derece haklı sebeplerle çıkılan yolda kazanılır da ondan. Batı, fitnecilerini önlemelidir. Evet Müslümanlar, çok şehit verecek. Ama saldırgan ve yandaşları da, bütün dünyalarını kaybedecekler. Onun için ilk iş, İslam düşmanlığına kılıf yapılan sahte özgürlük lafını bırakıp, saldırgan köpeklerini adaletle bağlamalarıdır.
Elbette suçlu dışında kimse cezalandırılmamalı. Müslüman'ın sorumluluğu şikayet değil, iyiliği hakim kılmaktır. Bu fitne ve zulümleri, vahdet, gayret ve dayanışmamızı artırmak, bilgi, tanıtım gücümüzü geliştirmek için geceyi gündüze katarak, fırsata çevirmeliyiz. Vahdetimizi, alçakların cami duvarını kirletmek için yaklaşamaz duruma getirmekle sorumluyuz. İşimiz, zor olan yapıcılıktır.
Hasan Aksay - Yeni Akit
Yeni Türkiye
01 Ekim 2018 Pazartesi 11:55Yeni Türkiye
22 Temmuz 2018 Pazar 23:10Osman Çataklı’yı rahmetle anmak ve seçim
04 Haziran 2018 Pazartesi 20:45Seçim vahdet gerektiren hayati bir fırsattır
30 Mayıs 2018 Çarşamba 13:37Fransa’dan kara sesler, insanlığın kitabına saldırdı
14 Mayıs 2018 Pazartesi 18:00Erken seçim, seçim, cumhurbaşkanı seçimi
01 Mayıs 2018 Salı 01:1121. asırda İslam düşmanlığı, inadi bir cehalettir
02 Nisan 2018 Pazartesi 06:19Evlenme yaşının normalleşmesi acilleşti
23 Mart 2018 Cuma 10:52Demokrasiyi yozlaşmaktan kurtaracak başlangıç
06 Mart 2018 Salı 02:50Ana muhalefet boşluğu
12 Şubat 2018 Pazartesi 10:17




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.