Ali Kalkancı Kim?

Bir Hatıra
Ali Kalkancı Kim?
Diyanetten Milli Eğitime geçtim. 1989 yılında üsküdar İmam Hatip lisesinde meslek dersleri öğretmeniyim. Eski Diyanetçi olduğum için de camilerde vaaz ediyorum. Ramazan'da Üsküdar Aziz Mahmut Hüdai camisinde vaaz ediyorum. Yatsıdan önce.

Akşamdan sonra camiye vardım. Cami imamı Abdullah Hoca, İrfan Hoca, dedi." Bugün bir vaiz var. Müftülükten göndermişler, dedi. Olsun fark etmez dedim. O vaaz etsin. Abdullah Hoca biraz da kızarak yaramaz bir adam, dedi. Abdullah hoca dostumdu. Oğlu mücadeleci idi. Bir şeyini görmüş olmalı. Üsküdar Müftülüğünden mi? dedim. Tabii Üsküdar’dan ama İl müftülüğü göndermiş olmalı, dedi.

Ben cemaat arasına oturdum vaazı dinledim. Konu sevgi saygı ama işleyiş tarzı tarikat Daisi gibi. Ben kırklı yaşlardayım. O günkü vaiz hoca benden birkaç yaş küçük. Doğu şivesiyle konuşuyor Kaba görünüşlü.
Teravihten sonra el öpme faslı başladı. Cemaat sıraya girdi. Hocanın elini öpüyorlar. Yaşlı yaşlı kişiler hocanın elini öpüyor. Ben onlara bakıyorum ve hocayı tanımak istiyorum.

Ben bir tanıdıkla konuşurken el öptüre öptüre hoca benim yanıma gelmiş. Öpmem için elini önüme ağzıma doğru uzattı. Ben biraz geri çekildim, uzatılan eli tuttum ve müsafaha ettim. Hoca benim hoca olduğumu bilmiyor. Etrafında halelenen cemaatine döndü elini göstererek dedi ki " Bu arkadaş bu eli benim elim sanıyor. Halbuki bu el Hazret-i Peygamberin eli. " Bir şey söyleyim dedim fırsat vermedi. Kendisinin evlad-ı Rasülden olduğunu da ifade etti. Bir şey desem o cemaate beni dövdürebilirdi.

Çok sonra 28 Şubat ön hazırlıkları başladı. Sakalsızdı, sakalını uzatmış. Sakallarını kestikten donra dikkatlice baktım. Bu kişi Ali Kalkancı olabilir, dedim. Çok benzettim. Günahını almayayım.

Abdullah Hocaya göre bu kişi yüksek rütbeli bir asker tarafından Müftülüğe gönderilmiş, olmalı. O tarihte böyle çok oluyordu. Sonrası 28 Şubat... Bence Askeriye değil, sivil çevresi etkili olmuştur. Sivil çevresini sonradan Basında okudum. Söz burada biter. Zülfi yâre dokunur.