İbrahim Halil Sipahi
Aile içi Şiddet ve İstismar
Aile, kan bağlarıyla birbirine bağlı, tek bir haneyi oluşturan, karı, koca ve çocuklardan oluşan medeni kanunun uygun gördüğü bir kurumdur. Türkiye de veİslam toplumunda aile kavramına çok önem verilmektedir. Ülkemizde aileye verilen önem diğer ülkelere göre üç kat daha fazladır. Son yıllarda giderek zayıflamakta olan, aile kurumuna gereken önemi vermek hem yetişkinler hem de çocuklarımız için sağlıklı bir geleceğe adım atmanın en doğru yolu olacaktır. Eskili yıllarda Anadolu'da resmi nikâhsız çok eşli bir evlilik vardı. Bu da çocuklar ve kadınlar, açısından toplumda büyük, sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktaydı. Türk medeni kanunun getirdiği resmi nikâh kadın ve çocukların güvencesi olmuş, plansız doğumlar ve çocuk sayısı azaltmış olup daha bilinçli bir aile yapısının gelişmesine öncülük etmiştir.
Aile bizim için sevgi, sıcaklık, güven ve fedakârlık mekânıdır. Tüm toplumlar tarafından kutsal bir kurum olarak telâkki edilen aile, ne yazık ki, şiddet ve istismarın yaşandığı bir yere de dönüşebilmektedir. Son zamanlarda aile içişiddet ve istismar giderek daha da ağırlaşan toplumsal problem haline gelmektedir.
Kişinin en yakınlarına yani eşine çocuklarına ya da anne babasına karşı uyguladığı şiddet ve istismar toplumsal bir çözülmeyi ortaya koymaktadır. Aile içerisindeşiddet davranışları farklı şekillerde görülebilmektedir: Şöyle ki, Ya fizikselşiddet uygulanmakta dövme, tokatlama, tekmeleme, gibi eylemlerin yer aldığı şiddet türüdür, ya duygusal istismar yapılmakta saygı ve sevgi göstermeme, aşağılama, devamlı eleştirme, kıskançlık, eşinin almaya gücünün yetmeyeceği taleplerde bulunma gibi (ki bu genelde kadınların kocalarına yaptığı) şiddet türüdür.
Aile içişiddetin sebepleri, çeşitleri ve sonuçları... Sonrasında neler yaşanıyor, kişide nasıl izler bırakıyor? Bu konuda uzmanların ortak görüşü, Şizofreni, paranoid bozukluk, antisosyal veya narsistik kişilik bozuklukları, alkol ve madde kullanımı, dürtü kontrol bozuklukları gibi nedenler aile içi şiddetin nedenleri arasında olduğunu belirtmektedirler.
Son yıllarda yaşam koşullarının ağırlaşması, ekonomik sorunların öne çıkması kadın hakları,kişisel özgürlüklerin artması fertlerin bağımsızca hareket etme arzuları artan ihtiyaç ve çağa ayak uydurmak gibi toplumsal gelişmeler ve çağımızın en büyük hastalığı Stres Şiddeti getiren sebeplerden gösterilmektedir.
Kişiler adeta patlamaya hazır bomba gibi çarşı, sokak ve evlerde dolaşmakta, Şiddet dört bir yandan sarmış ruhumuzu? En küçük tartışmalarda bile yumruk sıkan, eli sert bir cisme giden bir toplum olduk. Kelimelerimizin ifade tonu bile sertleşti? Bu durum hem spor alanlarında var, hem de siyasi söylemlerin söz ve tavırlarına hâkim. Sözüşiddetli söyleyerek kendisini daha iyi ifade edeceğini sanan bir toplum olma yolundayız. Şiddetin ilk tohumu ise şüphesiz çocukluk yıllarında atılıyor. Aile içinde öğrenilen şiddet davranışı filmler, TV ve bilgisayarlı şiddet oyunlarıyla desteklendiğinde giderek bir davranış biçimi haline geliyor kişide. Gün geçmiyor ki toplumumuzda bir şiddet olayına rastlanmasın. Üçüncü sayfa haberleri hep bunlarla dolu.Eğitimli eğitimsiz hiç fark etmiyor. Öğretmen, Polis eşini sokak ortasında veya çocuklarının karşısında hiç çekinmeden öldürebiliyor. Hiç yoktan sebepten torun ninesini, kadın kocasını,kavınvaldesini, sevgilisiyle bir olan kişi eşini kardeş kardeşini, apartman yöneticisi komşusunu kiracı ev sahibi trafikte yol verme veya solamadan dolayısürücüler birbirini daha o kadar çok örnek sayılabilir ki, şiddet toplumun her kesimini sarmış vaziyette. Şiddetin pek çok nedeni var. Bunların en yaygın olanı ve toplumumuzu derinden yaralayan ise aile içi şiddettir.
Dinimizİslam, her türlü baskıyı şiddeti, haksızlığı ve zulmü yasaklamasına rağmen, ne yazık ki, ahlak, maneviyat yoksunu ve öfkesine mağlup olan insanlar en çok koruması, şefkat ve merhamet göstermesi gereken eşini çocuklarını kendi elleriyle şiddete maruz bırakabilmektedir. Hâlbuki Dinimiz, gerek toplumda gerekse ailede eşler arasında, sevgiyi saygıyı emrederken her türlü şiddeti yasaklamıştır. Yüce Rabbimiz Kur?anı kerimde ?Onlarla (yani) kadınlarınızla iyi geçinin, eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki; siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.?(Nisa suresi 19) buyurarak karşılıklı anlayışı, iyi geçinmeyi tavsiye etmiştir. Bu konuda peygamber efendimiz de ?Sizin en hayırlınız eşine karşı hayırlıolandır?(Tirmizi,rada-11, ibn Mace,nikah-50) diyerek, hangi canlıya olursa olsun, merhametli olunmasını emrederek ?merhamet etmeyene Allahın da merhamet etmeyeceğini?söyler.
Günümüzde Aileler çocuklara yönelik şiddeti kabul etmemekle beraber bir eğitim aracı olarak kullanılmasına karşıçıkmamaktadırlar. Çocukların karşılaştığı şiddet ve işkenceye varan istismarların kaynağında eğitimsizlik bulunmaktadır. Masum ve savunmasız yavrulara şiddet uygulayanlar ancak insanlıktan nasibi olmayanlardır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, üç sınıf insanın yaptıklarından sorumlu olmadığını ve bunların içinde çocukları sayması, dayağın bir eğitim aracı olamayacağınıgöstermektedir. Ailenin Allah?ın bir emaneti olarak gözü gibi korumaları ve bir çiçek gibi yetiştirmeleri gereken çocukların, istismarın en kötüsüne alet edilmeleri korkunç bir insanlık suçudur.
İnsanlık tarihine baktığımızda şiddetin her zaman güçlü tarafından zayıflara uygulandığını görürüz. Bazen erkeklerin de kadınlar tarafından genelde duygusal ve ekonomik şiddete maruz bırakılabildiği görülmekle birlikte, bundan en çok nasibini alanlar ise kadınlar ve çocuklar olmuştur.
İnsanların sorun çözme yöntemleri, konuşmak yerine güç gösterisinde bulunarak karşısındakini susturmak olduğunda, aile içerisinde şiddeti görmeye devam edeceğiz demektir. Kadının dünyanın her yerinde aşağılandığı ve bazı toplumlar tarafından insanlığının tartışıldığı bir devirde, Hz. Peygamber(S.A.V) kadına el kalkmayacağını bizzat yaşayarak göstermiştir. Aile içerisinde yaşanan sorunlarıtatlılık ve sükûnet içerisinde çözen Hz. Peygamber, en başta kadınlara karşıhayır ve iyilikle davranılmasını tavsiye etmiştir. Efendimiz,?Eşlerini köle gibi dövdükten sonra onlarla aynı yatağı paylaşanlarıkınamıştır. Eşlerine, çocuklarına ve yanında çalışanlara asla el kaldırmamış,Müslümanlara hanımlarıyla iyi geçinmeyi, onlara karşı sevgi ve şefkat göstermelerini istemiş ve ?Sizin en hayırlınız ehline (aile halkına) karşı hayırlı olanınızdır? buyurmuştur.
Daha sağlıklı bir yaşam için toplumun beden sağlığı gibi ruh sağlığına ehemmiyet göstermesi sorun gözlendiği anda gerekli desteğin alınması özelliklede insan yaradılış gayesine uygun olarak hareket ederek, kendisine yapıldığında kabullenemeyeceği davranışları karşısındakine de yapılmaması gerektiğini kavraması toplumsal hoşgörünün yaygınlaşması ile bu sorunların üstesinden gelineceği duysuyla. Barış,huzur ve mutlu yarınlar tüm insanlığın olsun.
İbrahim H.SİPAHİ
11.04.2013/İstanbul
Adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.