Güle Güle Beyefendi!
Cumartesi Yazıları - 47
“... Turan AKPINAR’a”
Güle Güle Beyefendi!
Haddeden geçmiş nezaket...Bir ağabey, bir büyük, bir lider... Bir insan, bir güzel insan... Sabır, mücadele, emek, başarı, öğüt, paylaşma, destekleme,güven, cesaretlendirme, yaşayarak örnekleme...
Issız dağlarda çağlayan dupduru bir dere gibi, baharda çiğdem, hazanda çınar gibi. O çınarlar ki yerleri bellidir; onlar yerlerini bilirler.Kökleri tarihtedir. Bir kez tuttu mu,damarları toprağa değdi mi başka şeye ihtiyaçları kalmaz, yağmura bile.
Çınar ağaçları; asırlıktır, dayanıklıdır, yerlidir, topraktandır. Bunları bildiği halde belirli zamanlarda, belli amaçlar için dikilmiş söğüt, kavak, iğde gibi yaratılmışların da hakkına riayet edip toprağına, suyuna, yağmuruna dua ederler. Onları da Hakk’tan bilirler. Dileği yaşamaları ve yaşatmalarıdır; ancak aksi olursa gölgesini esirger onlardan.
Çınar ağaçları, sudan değil topraktan beslenir. Suyun bitmesi diğerlerinin yaşaması için sorun olabilir ancak toprak biterse çınarlar kurur.
Asırlara fermanı şudur: " Bir gün yaprak dökersem bilin ki bu yerde bir daha çiçek açacak bir fidanınız olmayacak."
Çınarları korumak, toprağa sahip çıkmaktır; sapı kendinden baltalara müsade etmemektir. Çınarlar bir nişandır, izdir, şahittir. Yerliliğin sembolüdür. Çınarı olmayan yerlerde medeniyet oluşturulamaz. Gölgesinde varolduğumuz çınarlar; dallarıyla yüzümüzü, görünüşüyle de ruhumuzu emin kılar.
Hak edilmiş bir yerleri vardır, dua ile bekâ isterler.
Güle güle Beyefendi, şehri kaplayan ve ömür boyu üzerinizden silinmeyeceğini umduğumuz portakal çiçeği kokusuyla...
Hayati Koca
14.04.2018, Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.