Gordion düğümü
Türkiye'de yaşanan çek mes'elesi çözülebilir mi? Soruya bugün Türkiye'de cevap verebilecek hiç kimse yok! Genel düşünce şöyle: Mevcut müeyyideler ve mezkur sistem devam ettiği sürece sorun daha büyür… Ne alacaklı alacağını alabilir, ne borçlu borcunu ödeyebilir!
Maalesef ticari hayat kolaylaşsın diye ortaya konan çek sistemini, hep birlikte ticari hayatı zorlaştıran bir enstrüman haline getirdik, ticaretin önünü tıkadık! İşin ceremesi pahalı olacak elbette. Diğer taraftan infazlar uzatılarak kangren olmuş yaranın pansumanla iyileşeceğini kimse de hayal etmesin! Avukatların dahi çek - senet ile ilgili davaları üstlenmekten kaçındığı, çekindiği bir yerde ne yapabilirsiniz ki?
Haydar Zirek adında avukat bir kardeşimiz var. Yıllardır yılmadan, bıkmadan, usanmadan gece - gündüz çek mağdurlarının dertleriyle hemhâl. Öyle ki mes’eleyi devlet erkanına kadar taşıdı. Sivil toplum platformları ve medyada yaptığı mücadeleyi takdirle karşılıyor, inşallah muvaffak olur diyoruz.
***
Evet, sorun kördüğüm vaziyetindedir. Mes’ele ancak Büyük İskender’in “Gordion düğümü” yöntemiyle ıslah edilebilir. Dolayısıyla senet de dahil çek ile ilgili bütün hukuki, ticari, cezai ve bilumum mevzuat sıfırlanmalı ve yeniden yepyeni bir çek yasası yapılmalıdır. Hiç değilse bundan sonraki ticari hayat kangrenden kurtarılmış olur.
Mağduriyetler ne olacak, diye sorulursa… Vallahi bu devletin işi. Devlet işine karışmak haddimize değil. Adalette yıllardır işleyen bir çark var… Şeriatın kestiği parmak acımaz. Çeki veren bankasından başlayarak kesenden, ciro edenden zincirde kim varsa ortaklaşa yükü omuzlamalı ve mes’eleyi ortadan kaldırmalı, diyorum.
Başta esnaf teşkilatları olmak üzere sorunla ilgili kamu – özel ilgili her kurum ve kuruluş Gordion düğümüne çözüm üretmek zorundadır.
***
Karşılıksız çek sayısının her geçen yıl arttığı malumunuz. Borçluya borcunu ödemeye zorlayan ve alacaklının hakkını koruyan mekanizma oldukça zayıf.
Çeke yönelik piyasadan edindiğim kanaat şu: “Dininiz, imanınız yoksa, ahlâktan mahrumsanız bu sistemle herkesi dolandırabilirsiniz. Çek artık adi bir kâğıt hüviyetine dönüştü…”
Evet, sayısı giderek artan karşılıksız çekle ilgili miktar verecek değilim. Çünkü artık milyonlarla ifade ediliyor. Kimi yakalayıp, hapse atacaksınız? Sonra hapse atsanız ne olacak? Soruna on tane daha sorun ekleyeceksiniz.
Çaresiz hastalıkların dahi tedavi edilebildiği günümüzde çek mes’elesine deva üretemeyecek miyiz, diye sormayın. Her derdin mutlaka bir devası, çözümü vardır.
***
TBMM Başkanlığı’na AK Parti grubu tarafından çek kanununda değişiklik öngören bir torba teklif verildi. Teklifle kanunun 5’inci maddesinin birinci fıkrasında değişiklik talep ediliyor.
Teklifte hapis cezası konusu ağırlığını koruyor.
Torbada değişikliği istenen 5’inci maddede 24 Mart 2020 tarihine kadar işlenen suçların infazının durdurulması ve söz konusu tarihin 30 Nisan 2021 tarihine çekilmesi teklifi var.
Teklife göre hükümlü 30 Haziran 2022 tarihine kadar çek bedelinin bu fıkrada değişiklik yapan kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorunda.
Kalan kısmını 30 Haziran 2022 tarihinden itibaren ikişer ay arayla 15 eşit taksitte ödemesi halinde mahkemece ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar veriliyor.
Kanun geçerse mes’elenin asli çözümü gerçekleşecek mi, yorumu size bırakıyorum!
***
“Ekonomik cezanın infazı ekonomik olmalı” diyerek hapis cezasını kaldırıyorsunuz, karşılıksız çek sayısı patlıyor. Hapis cezası ihdas ediliyor, bu defa da farklı olumsuzluklar ve mağduriyetler ortaya çıkıyor. Borcunu ödemek isteyenler de borcunu ödeyemez hale geliyor.
Gordion düğümünün kökten çözümü şart. Bunun için bakanlıklar, banka, odalar, birlikler, esnaf teşekkülleri, hukukçular ve çek-senet ile ilgili her kurum ve kuruluş biraraya gelip mes’eleye ortak bir yaklaşım sergilemeli.
Meselâ yeniden bir çek kanunu yapılacaksa soruna baştan çözüm bulunmalı…
Şöyle ki: Çeki hangi banka veriyorsa o banka müşterisine verdiği çek kadar meblağı üstlenmeli, aynı miktarda borca karşılılık güvence vermeli, kendi sistemleriyle çeki sigortalamalı, aynı zamanda verdiği çek miktarı kadar müşterisinin hesabına bloke koymalı. Müşterinin hesabındaki para kadar çek alabilme modeli oluşturulmalı. Kredi sisteminde cari olan sicil sistemi çekte de aynen hatta daha yüksek kalibrede uygulanmalı ve ticari geçmişi olmayan veya henüz piyasaya yeni girecek şirketler özel incelemeye tâbi tutulmalı.
Bunun üzerine daha çok sayıda hüküm üretilebilir…
analizgazetesi.com.tr / yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.