Küresel Kriz Saati Alarm Veriyor!

Küresel Kriz Saati Alarm Veriyor!

ABD’nin şu anda bölgedeki hedefi ne biliyor musunuz?.. Irak’ın geçmişinden farklı değil! Türkiye ile İsrail’i karşı karşıya getirmek ve bölgeyi Gazze’ye çevirmek… Hiç unutmayalım… Sui (asker) uyur, düşman uyumaz!

Oscar ödüllü, E=mc2 formülünü ilim dünyasına kazan dıran ünlü fizikçi Alman Albert Eistein’in bir de ‘Kıyamet Saati’ (The Doomsday Clock) meşhurdur. ‘Kıyamet Saati’ ilk kez 1947’de İkinci Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş gerilimlerine karşı halkı uyarmak amacıyla oluşturuldu. Saat dünyadaki tehditlere ve krizlere göre her yıl güncelleniyor. ABD merkezli Bilim ve Güvenlik Kurulu (The Science and Secu rity Board - SASB), insanlığın olası yok oluşunu simgeleyen ‘Kıyamet Saati’ni bu yıl 90 saniyeden 89 saniyeye çekti. Saatin gece yarısına yaklaşması küresel tehlikenin daha da artması anlamına geliyor. ‘Kıyamet Saati’nin en uzun süresi 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından 17 dakika ola rak belirlenmişti. O zamandan bu yana ‘dakika’dan ‘saniye’ alanına geçen ‘Kıyamet Saati’, insan eliyle kopacak kıyametin yaklaştığını haber veriyor.

Nereden Ve Nasıl Patlayacağı Belli Değil

Bilim ve Güvenlik Kurulu (The Science and Security Board - SASB) bu sene için ayarladığı saati 1 saniye geri çekmesinin sebeplerini şöyle sıralıyor: Orta Doğu’da İran’ın da dâhil olduğu İsrail’in toprak genişletme çabaları, küresel ticaret savaşları, ülkelerdeki seçimler, ABD Başkanı Donald Trump’ın koltuğuna oturur oturmaz; ABD’nin Danimarka toprağı Grönland’ı alacağını açıklaması… Kanada’yı ABD’nin 51’inci eyaleti yapacağına dair eğiliminin yanında Panama Kanalı’nı işgal edeceğini ima etmesi… Meksika Körfezi’ne Amerika Körfezi diyerek bölgeyi istila edeceğine işaret etmesi… Çin başta BRICS ülkelerine gümrük tarifelerini yüzde 100 artıracağını duyurması… Kolombiya ile 30 milyonu aşan göçmenler konusunda artan gerginliğe sert yaklaşımı… ABD – Çin’in Tayvan Boğazı sorununa tavizsiz yaklaşımı…

SASB Gerilimleri Saymakla Bitiremiyor

Kurul (The Science and Security Board - SASB) ayrıca; dünyadaki gerilimleri endeks olarak tutan ‘küresel kriz saati’ diyebileceğimiz ‘Kıyamet Saati’ne; hâlen artarak devam eden nükleer silah dene melerini, Rusya – Ukrayna savaşını, Türkiye – Yunanistan, Türkiye - İsrail ve Çin – Hindistan gerginliğini, Çin’deki Doğu Türkistan ve gü neydoğu Asya’da Myanmar’daki (Burma) çatışmalarını, Avrupa’da ırkçılığın yaygınlaşmasını, ayrılıkçı mücadele ve çatışmaların artış kaydetmesini, Afrika’da ülkeler arası yaşanan gerginlik ve savaşları krizler arasında gösteriyor. Kurul (SASB); Suriye’de Esed yönetiminin devrilmesini, vekâlet savaşlarının devletler çatışmasına evrilmesini, yapay zekânın askeri amaçlarla kullanımını ve iklim değişikliği tehditlerini de küresel anlamda endişe endeksine ekliyor.

Sınırlar Güç Kullanılarak Değiştirilemez

Yaklaşık 80 milyon insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Sava şı’nı düşünüyorum da aklıma, Trump’ın kan üzerinde yükselecek Grönland sevdası geliyor. Avrupa Birliği (AB), ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı almak için gerekirse askeri güç kullanacağı tehdidine karşı beklenmeyen bir çıkışla agresif tavrını almakta gecikmedi. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile görüşmesinin ardından “Sınırlar güç kullanı larak değiştirilemez. AB’ye üye devletin kendi topraklarında silahlı saldırıya uğraması halinde tüm AB ülkelerinin yardım ve destek yükümlülüğü bulunmaktadır. Sınırların dokunulmazlığı uluslararası hukukun temel bir ilkesidir. Bu ilke herkes için geçerli olmalıdır” karşılığını veriyor.

Grönland’a ‘Savunma Kalkanı’

Danimarka Başbakanı Frederiksen de, “Avrupa, kıtadaki savaş ve jeopolitik gerçeklikteki değişimler nedeniyle ciddi bir durumla karşı karşıya. Kıtamızın geleceğini belirlemek Avrupa’ya kalmıştır” derken Avrupa Komisyonu Savunmadan Sorumlu Üyesi Andrius Kubilius, Trump’a verdiği cevapta, “Üye devletler olarak Danimarka’yı savun maya hazırız” demekten çekinmiyor. Grönland’a savunma kalkanı oluşturulması gerektiğini belirten Avrupa Birliği Askeri Komitesi Başkanı Robert Brieger de, “Bölgeye Avrupa askerleri yerleştirmek mantıklı olacak” açıklamasını yapıyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ise Grönland’a asker göndermeye olumlu bakıyor. Barrot, “Avrupa Birliği ile çatışmaya girmek kimsenin yararına değil. Güvenlikle ilgili bir mesele var. Sınırlar hiçbir zaman pazarlık konusu olamaz. Kimse gelip de sınır larla dalga geçemez. Bunu açıkça söyledik ve sürekli tekrarlıyoruz. Bölgeye asker gönderebiliriz” diyor.

Danimarka Rus Gazprom’a İzin Verdi

Danimarka ABD’nin restine rest diyerek Rus doğal gazına geçit verdi. Danimarka Enerji Ajansı, Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattın da koruma çalışması yapması için Gazprom’un alt şirketi Nord Stre am 2 AG’ye izin çıktığını bildirdi. Danimarka’nın Rus doğal gazına izin vermesiyle borsalarda Gazprom hisselerinde önemli yükselişler oldu. Rus gazını Baltık Denizi’nden Almanya’ya taşıyan Kuzey Akım ve Kuzey Akım 2 boru hatları, yaşanan patlamaların ardından Eylül 2022’de atıl duruma düşmüştü. Diğer yandan Grönland ulusal gazetesi Sermitsiaq ve Dani marka medya kuruluşu Berlingske için Verian anket şirketinin yaptığı kamuoyu yoklamasında, Donald Trump’ın Grönland’ı ABD topraklarına katmaya işaret eden açıklamalarının ardından halkın, bu konudaki düşüncesi araştırıldı. Grönland’da yapılan anket, halkın yüzde 85’inin ABD topraklarına katılma fikrine karşı olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa, Grönland meselesinde ABD’ye ne kadar dayanabilecek merak etmiyor değilim.

Kan İçicilerin Önündeki Engel Türkiye

Gelelim bize… Türkiye’mize… Hatırlayalım… 2022 yılı Eylül ayında İngiliz The Guardian gazetesi, Türkiye’nin İHA teknolojisini geliştirmekle dünya savunma sanayine 16 trilyon dolar zarar verdiğini yazmıştı. Türkiye’mizin özellikle son çeyrek asırdır dünya barışı için Batı, Rusya ve Çin arasında ince bir çizgide yürüttüğü politikaları kan içici birçok devlet ve liderinin işine gelmiyor. Bu kısım çok önemli… Devam edelim… Aynı The Guardian geçen ay çarpıcı bir analiz yayımladı. Çıkar çatışması sebebiyle Türkiye ile İsrail arasında savaş çıkacakmış! Bunu kim yazdırıyor acaba? Ülkeleri sağmal ineğe çeviren ABD ve ortağı İngiltere… Trump, Biden’ın İsrail’e göndermediği 1000 kilogramlık bombala ra izin vermedi mi? Gazze’nin tamamen boşaltılmasını ve Filistinli lerin Mısır ve Ürdün’e sürülmesini istemedi mi? Ardından “İsrail’in Beyaz Saray’daki en büyük dostu ve koruyucusu olacağım” demedi mi? The Guardian da bu hususa dikkat çekiyor ve… “Türkiye, Suriye, Libya, Güney Kafkasya, Doğu Akdeniz ve Körfez’deki askeri erişi mini ve etkisini genişletti. Afrika, Orta Asya ve Batı Balkanlar’daki yumuşak gücünü yaydı ve önemli bir ulusal savunma sanayi kurdu. Türkiye ile ABD destekli İsrail’in Suriye’de doğrudan karşı karşıya gelme olasılığı ABD-Türkiye ilişkileri için belki de en büyük risk” analizini yayımlıyor.

Asıl Amaç Türkiye’yi İsrail İle Savaştırmak

Malumunuz Suriye’nin kuzeydoğu kesimindeki ABD’nin uydusu PKK unsurları bölgeden çıkmamak için diretiyor. ABD ise askerle rini Suriye’den çekmeyi planladığı yolunda açıklamalar yapıyor… İnandınız mı? İsrail dostu, terör örgütlerini kullanmasını gayet iyi bilen ABD’nin, varlığını Suriye’den çekeceğini beklemek safdillik olur. Trump, adamlarını terörist kılığıyla yine Suriye sahasında dolaştıracak ve PKK ile İsrail askeri güçlerini birleştirmek için varını yoğunu ortaya koyacak. ABD’nin Irak’ı işgalini anımsayın! ABD ve müttefikleri tamamen yalan üzerine kurgulanan bir operasyonla o yılın Ramazan’ında bir ay boyunca Irak’ı havadan bombalamıştı. 20 Mart 2003’te “Irak’a Özgürlük Operasyonu” adı altında, 300 bin ABD ve 30’dan fazla müttefik ülkenin askeri güçleri Kuveyt sınırını geçerek Irak’a girmiş ve ülkeyi işgal etmiş, savaşta 1 milyondan fazla insan hayatını kay betmişti… ABD’nin şu anda bölgedeki hedefi ne biliyor musunuz?.. Irak’ın geçmişinden farklı değil! Türkiye ile İsrail’i karşı karşıya getirmek ve bölgeyi Gazze’ye çevirmek… Hiç unutmayalım… Sui (asker) uyur, düşman uyumaz!

Trump Türünün Son Örneklerinden

ABD Türkiye’yi sıkıştırma operasyonlarını Trump ile yeniden baş lattı… Ege’de stratejik Yunan adalarını silahlandıran ABD, aynısını Kıbrıs’ta Rum Kesimi’nde gerçekleştiriyor. Yunanistan, Rum Kesimi ile batı ve güneyden Türkiye’ye askeri sarmal oluşturmaya çalışan ABD, üçüncü bacağı İsrail’i de sağlamlaştırma peşinde. Rum Sa vunma Bakanı Palmas’ın Türkiye’yi tehdit eden “İsrail uçakları bize yardım için 3 dakikada adada olur. Baf’taki NATO standartlarındaki hava üssünü onlara hazırlıyoruz” sözleri boşuna sarfedilmiş ifadeler değil. ABD’nin bir planı varsa elbette karşısındaki güçlerin de akıl almaz planları var… Dolayısıyla ABD, Grönland, Çin, Ukrayna, Türkiye ve İsrail küresel çatışmaların yeni sinir uçları. Yani dünya şu anda barut fıçısı. Her zamankinden daha gergin ve patlamaya hazır. SASB’nin ‘Kıyamet Saati’ yılın sonunda 89 saniyeden kaç saniye daha geri çekeceğini kestirmek zor ama saatteki rakamın alarm seviyesine doğru ilerle yeceği kesin! İslâm âlemi ile diğer dünyayı daha iyi anlamak istiyorsanız Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” adlı romanına bir göz atıverin, derim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi