
Sedat Yılmaz
Putin Yeni Dünya Düzeni İçin Yeni Müttefikler Arıyor
Putin Yeni Dünya Düzeni İçin Yeni Müttefikler Arıyor
Kendisini dünya kralı ilan eden ve dünyada tek kutupluluğu savunan ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel emellerini geçen ay ayrıntılı şekilde incele miştik. Bu ay Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in dünyaya bakışına dâir mukayeseli olarak mülâhazalarda bulunmak hakkımız olsa gerek…
1402 yılında Yıldırım Bayezid ile Timur Lenk’in Ankara Savaşı aklıma geldi. Aslında Yıldırım Beyazid Han ile Emir Timur, iki büyük İslâm komutanıydı. İkisi de Türk olup yıllarca İslâm bayrağını daha da ileriye taşımak için cihat etmişler, ülkeler fethetmişlerdi. İlerleyen zamanlarda Osmanlı ile Timur'un arası bozuldu. Emir Timur, Sivas’ı kanlı bir şekilde ele geçirdikten sonra iki ordu Ankara’da Çubuk Ovası’nda karşı karşıya geldi. Emir Timur Osmanlı ordusunu yendi ve Anadolu’yu işgal etti. Emir Timur, esir düşen Yıldırım Bayezid’e gülerek şöyle dedi: “Koca dünya kala kala bir kör ile bir topala kaldı!” O günden bugüne köprülerin altından çok sular geçti, o ayrı mesele ama tarih yeniden tekerrürünü yaşıyor, desek yeridir.
Şimdi Koca Dünya Trump İle Putin’in Eline Mi Kaldı?
O günün liderleri müslümandı. Bugün ise İslâm dünyası lider liğini batıya kaptırdı ve maalesef yaklaşık 300 yıldır bu esaretin sancısıyla yaşıyor. Dünya 2025 yılı itibariyle koca dünya kala kala bir Trump ile bir Putin’e kaldı mı, kaldı… İki lider olmadan dünyanın hiçbir şey yapılamadığı ortada. Bu durum nereye kadar gider bilinmez! Geçen ay CNN International’da Putin analizine yer verildi. Programda Rusya liderinin nihai hedefinin yeni bir küresel düzen kurmak ve bu düzenin merkezine Rusya’yı yerleştirmek olduğu anlatıldı. Aynı analizde, Trump dünya krallığını ilan eder ken Putin de yeni bir küresel düzen kurma ve bu düzenin lideri olma peşinde olduğu ifade edildi.
Buna göre, soğuk savaş döneminde askeri, ekonomik, tekno loji ve diğer alanlarda ABD ile başa baş yarışan Rusya, Putin ile yeni bir atağa kalkmak için çabalıyor. Sovyetler Birliği çöküşünü ve 1990’larda Rus ekonomisinin IMF’den para isteyecek kadar zayıflamasını hazmedemeyen Putin’e G-7’lerde 8’inci olmak zul geliyor. Açıkçası Vladimir Putin, yeni dünya düzeni için akıllı, ne yaptığını bilen, adalete ve insan onuruna saygılı, soğuk savaş dönemindeki ülke sınırlarını benimseyen barış sever müttefik ler arıyor. Putin, burnunun dibinde NATO üsleri görmek istemezken 30 yıldır doğuya doğru ilerleyen NATO genişlemesi için Ukrayna’yı piyon olarak niteliyor ve Ukrayna’ya yardımı kesen Trump’ın yaklaşımını sıcak buluyor. Diğer taraftan Avrupa’yı ABD’den ayırma politikaları yürüten Putin, dünyada tüm önemli masalarda olmak istiyor. Doğrusu Putin, dünyanın yüzölçümü bakımından en büyük ülkesi Rus ya’nın dünyayı yönetmeye dâhil edilmesi gerektiğini savunuyor.
Putin Merkeziyetçi, İlişkilerde Stratejik Yeteneğe Sahip
Rusya’nın ikinci Cumhurbaşkanı ve dördüncü Devlet Başkanı Vladimir Putin genelde hedeflerine ulaşma konusunda kararlı, azimli bir lider olarak tanınıyor. Özel hayatı konusunda az bilgi bulunmasına karşılık ailesine çok fazla önem veriyor. Maria ve Katerina adında iki kızını kamuoyundan uzak tutmayı tercih ediyor. Uzun vadeli hedefler konusunda uluslararası ilişkilerde stratejik düşünme yeteneğine sahip olduğu söylenen Putin, otoriter eğilimleri dolayısıyla eleştiri almış bir kişi olarak güçlü bir merkezi yönetimi savunurken askeri gücü sürekli artırma politikaları yürütüyor ve batı ile olan ilişkilerde oldukça sert tutum sergiliyor. Buna karşılık batının Rusya’ya barış sever olmadığına dair bakışına rağmen son dönemdeki Putin’in ‘barış çabaları’ batıyı şaşırtmış görünüyor. Dolayısıyla Vladimir Putin’in karakteri ve politikaları dün ya barışına yönelik etkileri kolay kolay anlaşılamıyor. Putin’in yönetim tarzı ve uluslararası ilişkilerdeki yaklaşımı, barışa katkı sağlama potansiyeli bakımından bazı olumlu ve olumsuz yanla rının bulunduğunu gösteriyor. Ukrayna savaşının 3 yıldan beri devam etmesini körükleyen batı dünyasının politikalarına sert tavır alan Putin, “Bu savaşı batı sürdürmek istiyor. Bu zamana kadar savaşın bitmesine yö nelik siyasi hamlelerden uzak kalan batı, sürekli askeri destekle Ukrayna’ya destek oluyor ve barışa engel oluyor” diyor. Gelişmeler de Putin’i doğrulamıyor değil… Başta ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere diplomasiden kaçan ülkeler Ukrayna’ya silah yardımlarını aralıksız sürdürüyor. Muhtemelen batı, Rusya’nın Ukrayna savaşını kazanmasından sonra sıranın Avrupa’ya geleceğinden endişe ediyor. Batı, savaşı uzatarak güç dengelerini yeniden şekillendirme yolunu tercih ediyor ancak söz konusu gelişmeler çatışmaların bölgeye yayılacağı ve küresel ekonomiyi ciddi şekilde etkileyeceği endişelerini beraberinde taşıyor.
Putin Batı Hegemonyasına Karşı Alternatif Güç Merkezleri İstiyor
Olumlu yönüne bakıldığında; Putin, zaman zaman diplomasi ve müzakere süreçlerini teşvik ediyor. Örneğin, Suriye’deki çatışmanın çözümüne yönelik farklı ülkelerle diyalog geliştirdiği gözleniyor. Çok kutuplu dünya isteyen Putin, batı merkezli he gemonyaya alternatif güç merkezlerinin varlığını tercih ediyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Dünya beşten büyüktür” sözünü benimsiyor. Çok kutuplu dünya için Türkiye ile yan yana durması politikasının zâhire vurması olarak algıla nıyor. Gerçekte Putin’in bu vizyonu, farklı güçlerin barış içinde yaşamasını destekleyen bir hâli ortaya koyuyor. Tabii ki Putin’in olumlu yönleri kadar olumsuz yönleri de bulunuyor… Putin yönetimi altındaki bölgelere çeşitli askeri müdahaleler gerçekleştirebiliyor. Putin’in yönetim biçimi ve izlediği otoriter yaklaşım, muhalefetin bastırılması ve insan hak ları ihlalleriyle birlikte siyasi istikrarsızlığı gündeme taşıyabiliyor. Neticede Putin’in izlediği politikaların barışa yönelik katkısı, söz konusu politikaların nasıl algılandığı ve karşı tarafta nasıl tepki oluşturduğu ile de doğrudan ilişkili demek daha doğru bir ifade.
Putin “Türkiye – İsrail Çatışması”nda Hangi Tarafta Yer Alır?
Farklı bir soruyla aslında Vladimir Putin’in gerçek niyetini görme imkânı bulabiliriz… O soru şu: “Putin, ‘Türkiye – İsrail çatışmasında hangi tarafta yer alır?” ABD Başkanı Trump, herhangi bir Türkiye – İsrail çatışma sında İsrail’e daha yakın olduğu görülüyor olsa da Türkiye’nin NATO üyeliği ve ABD için Türkiye’nin stratejik konumu Trump’ın böyle bir konjonktürde ve siyasi koşullarda kendi önceliklerini ve uluslararası dinamikleri düşüneceğine yönelik tahminler uzak değil. Buna karşılık Vladimir Putin’in bu soruya karşı anlayışı; sanki Rusya’nın Orta Doğu politikasına ve uluslararası ilişkilerdeki stratejik çıkarlarına göre şekilleniyor. Zira Rusya, tarihsel olarak İsrail ile karmaşık bir ilişkiye sahip olmasına karşılık müslüman ülkelerle daha fazla bağlantıları olduğu gerçeği ortada duruyor. Putin, İsrail’in güvenlik endişelerini anladığını ifade etse de, aynı zamanda Filistin meselesine önemle vurgu yapıyor. Rusya, Filistin Devleti’nin tanınmasını destekleyen bir tutum sergiliyor ve bölgedeki barış sürecine yönelik müzakereleri teşvik ediyor. Putin, İsrail’in askerî operasyonları konusunda uluslararası hukukun ve sivil kayıpların dikkate alınması gerektiğini dile getiriyor.
İsrail’in Türkiye Ve Rusya Korkusu Politikalarına Yansıyor
Suriye’de askeri üs ve stratejik hedeflere geniş çaplı saldırılarını sürdüren İsrailli yöneticiler ise, Türkiye’nin Suriye’de güçlen mesini engelleme peşinde ancak ABD’nin büyük desteğine rağmen Rusya’nın tepkisinden ve Türkiye korkusundan dolayı askerî alanda Suriye’de istediğini yapamıyor ve “Suriye’de Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz” demek zorunda kalıyor. Bir de madalyonun arka yüzü var… Elbette Türkiye için tehdit sadece dışarıdan gelmiyor… “İstikbalde dahi, seni bu hazine den mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır” ifadesinde yer bulduğu üzere içeride de bir takım zevâtı muhterisler sureti haktan görünerek Türkiye düşman larına yardım ve yataklık etmede cesaretin en üst perdesine çıkabiliyor. “Tek kutupluluk ve çok kutupluluk” mücadelesinde Trump ve Putin’in politikalarına bakın, bir de üçüncü sâik dâhilî bedhah ların duruşuna! Kim gerçek “yağı”, bakıp da görün, vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.