Dünya Gıda Programı'ndan Türkiye'yi 'stratejik stok merkezi' olarak konumlandırma talebi

Dünya Gıda Programı'ndan Türkiye'yi 'stratejik stok merkezi' olarak konumlandırma talebi
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Gıda Programı'nın (WFP) Türkiye'yi bölgesel ve küresel bazda gıda stokları için bir "stratejik stok merkezi" olarak konumlandırma talebiyle kendilerine geldiğini belirtti.

İstanbul

Gelecek hafta yapılacak IV. Tarım Orman Şurası kapsamında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi'nde "Tarım Diplomasisi Atölyesi" düzenlendi.

Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen "Günümüz Dünyasında Tarım Diplomasisi" başlıklı özel oturumda soruları yanıtlayan Bakan Yumaklı, tarım diplomasisin önemine ilişkin görüşlerini paylaştı.

Gelecek hafta düzenlenecek IV. Tarım Orman Şurası'nın önemine işaret eden Yumaklı, şurayı sadece bugünün ya da yarının değil gelecek 50 yılların perspektifini vermesi amacıyla düzenlediklerini söyledi.


Fotoğraf: Esra Bilgin/AA

Yumaklı, IV. Tarım Orman Şurası öncesi düzenledikleri bugünkü etkinlikle tarımın diplomasi yönünü vurgulamak istediklerini kaydederek, gıdanın aynı zamanda ülkelerin diplomatik bakışlarını da değiştirdiğini, dünyada farklı boyutlarda çıkan krizlerin hemen ardından gıda arz güvenliğinin ve üretimde yeterliliğin gündeme geldiğini anlattı.

Bugünün dünyasının çok bilinmeyenli bir denklemi getirdiğini, gıda güvenliğinin ülkelerin birbirleriyle bu anlamdaki etkileşimini doğrudan etkilediğini dile getiren Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye olarak biz elbette tarım diplomasisini stratejik bir dış politika aracı olarak görüyoruz. Neden bunu çok net bir şekilde söylüyoruz? Ülkemizin coğrafi konumu, agroekonomik çeşitliliğimiz ve çok taraflı platformlardaki Türkiye'nin rolü bize bu anlamda önemli sorumluluklar da yüklemiş durumda. Uluslararası kuruluşlarla çok ciddi iş birliklerimiz var. Küçük işletmelerin desteklenmesinden iklim dirençli tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasına ve suyun verimli kullanılmasına kadar ortak çözümler geliştirilmeye çalışılıyor. Sadece kendi ülkemiz için değil aynı zamanda uluslararası partnerlerimizle yürüttüğümüz çalışmalar."

"Uluslararası temaslarımız tarım ve gıda konusu önemli bir başlık"

Bakan Yumaklı, G20, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi pek çok uluslararası kuruluşla tarımla ilgili vizyonlarını paylaşmaya devam ettiklerini belirterek, Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası kuruluşlardaki aktif rolünün tarım diplomasi alanında da yoğun bir şekilde kullanıldığını vurguladı.

Yumaklı, "Balkanlardan Afrika'ya, ABD'den Uzak Asya'ya kadar birçok bölgede çeşitli ülkelerle ikili işbirliği, teknik destek talepleri, bilgi ve tecrübe paylaşımları devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye'nin bütün uluslararası temaslarında tarım ve gıda konusu mutlaka ama mutlaka önemli bir başlık olarak duruyor." diye konuştu.

Gıda güvenliği, iklim uyumu, çölleşmeyle mücadele ve su yönetimi konularında da bilgi ve tecrübe paylaşımının her zamankinden çok daha fazla gündeme geldiğini ve geleceğini anlatan Yumaklı, Türkiye'nin bu manada hem coğrafi konumu hem de sahip olduğu değerler anlamında etkili bir aktör olduğunun altını çizdi.

"Üretici korunmuyorsa sürdürülebilirken söz edemeyiz"

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, bu noktada tahıl koridoru girişiminin sağladığı başarıdan ve küresel gıda arzına sunduğu katkıdan bahsederek, şu açıklamalarda bulundu:

"Tarım diplomasisi aynı zamanda bir barış diplomasisidir. Yani bir bölgede gıda yoksa huzur yoktur, barış yoktur. Bir toplumun gıda ile ilgili sorunlarının olması ya da önünü görememesi ve belirsizliğin olması, o toplumun başka konularda herhangi motivasyonunun olmadığı anlamına gelir. Eğer bir üretici korunmuyorsa sürdürülebilirken söz edemeyiz. Gıda sadece bir ürün değildir, aynı zamanda bir istiklal ve istikbal başlığıdır. Dolayısıyla bu perspektiften bakıyoruz. Türkiye'nin bu manada tarım diplomasisi yoluyla barışa ve paylaşıma yapacağı katkılar, bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da etkin bir tarım diplomasisi ile devam edecektir."

"Türkiye, tarımsal hasılada Avrupa'da birinci ülke"

Bakan Yumaklı, tarım diplomasisini neden şura kapsamına aldıklarından bahsederek, "Tarım diplomasisi aslında gündemimize yeni aldığımız bir konu değil. Sadece bu kadar derinlemesine konuşulan bir ortam olmadı ama fiili olarak Türkiye uyguladı bunu." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 2023 rakamlarına göre tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, dünyada da ilk 10 ülke arasında yer aldığını dile getiren Yumaklı, "Dolayısıyla bir de bunun üzerine yaklaşık 32,6 milyar dolarlık ihracatı da koyarsak üzerine doğrudan tarım diplomasisinin aslında fiili olarak uygulandığını ve hayata geçtiğini söylemek isterim. Bu rakamlar bile tek başına aslında bunun altının çok ciddi bir şekilde Türkiye tarafından doldurulduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.

Yumaklı, Kovid-19, zirai don, iklim değişikliği gibi nedenlerle dünyada insanlığın açlıkla sınandığını ve Gazze'de de insanların açlıkla mücadele ettiğini kaydederek, Türkiye'nin her zaman her ortamda insanların gıdasını sağlamak için büyük bir inisiyatif ortaya koyduğunu anlattı.

Türkiye'nin ihtiyaç sahibi ülkelere yaptığı insani yardımlar ile gıda yardımlarından bahseden Yumaklı, uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaptıklarını, söz konusu ülkelere en hızlı şekilde gıdayı ulaştırdıklarını, bunların hepsinin tarım diplomasisi olduğunu söyledi.

"Ülkemizin stratejik stok merkezi olarak konumlanmasını bekliyoruz"

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Türkiye'nin tarım konusundaki stratejik önemine işaret ederek, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Yakın zamanda Dünya Gıda Programı (WFP) bize Türkiye'yi bölgesel ve küresel bazda gıda stokları için bir 'stratejik stok merkezi' olarak konumlandırma talebiyle geldi. Biz de Dışişleri Bakanlığımızla Türkiye'nin stratejik stok merkezi olma konusunu istişare ettik. Bütün değerlendirmeler tamamlanmış durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızın da destekleriyle inşallah ülkemizin stratejik stok merkezi olarak konumlanmasını bekliyoruz. Türkiye'nin bugüne kadarki bu alandaki etkinliğini aynı zamanda kurumsal bir yapıya döndürmekle ilgili çalışmaların olduğunu da buradan ifade edelim."

Yumaklı, Türkiye'nin krizlerin de yaşandığı bütün coğrafyalara çok ciddi bir yakınlık içerdiğini kaydederek, gıdanın ihtiyacı olana en hızlı bir şekilde ulaştırılması bağlamında coğrafi konumun kendilerine bir avantaj sağladığını bildirdi.

"Türkiye stratejik ürünlerde büyük oranda kendine yeter bir ülkedir"

Bakan Yumaklı, su kaynaklarının korunması ve gelecek nesillere ulaştırılması adına hayata geçirdikleri projeleri ve gerçekleştirdikleri faaliyetleri anlatarak, Su Verimliliği Seferberliği'ne ilişkin detayları paylaştı.

Tarımda sürdürülebilir kalkınma hedeflerini savunduklarını ve bu hedeflere ulaşmak için stratejik adımları attıklarını dile getiren Yumaklı, "Yine ülkemizi uluslararası kuruluşların merkezi haline getirme vizyonumuz var. Bu bağlamda hem BM hem de diğer uluslararası kuruluşlarla ülkemizde ofis açmaları konusunda da gerekli faaliyetleri sürdürüyoruz. Yerleşik kuruluşların çoğu yalnızca ülkemizi değil ülkemizin yakın coğrafyasındaki Avrupa ve Orta Asya ülkelerini kapsayacak şekilde projelerini yürütüyor." açıklamasında bulundu.

Yumaklı, Türkiye'nin tarım diplomasisi konusunda iletişimde olduğu, bağlantı kurduğu ve birlikte proje geliştirdiği bütün ülkelerle çok yakın ve samimi bir kardeşlik hukukunun oluştuğunu vurguladı.

Bu ilişkilerde iki tarafın da kazandığını dile getiren Yumaklı, "Dolayısıyla biz bütün bunları çok dikkatli bir şekilde yürütüyoruz. Türkiye'nin kadim bir devlet olmasından kaynaklı oturmuş bir eylem-söylem birliği var." diye konuştu.

Türkiye'nin tarımda don ve benzeri karşı karşıya kaldığı olumsuzluklardan bahseden Yumaklı, "Dünyada hiçbir ülke yüzde 100 kendine yetebilir değildir. Kendine yetebilirliğin oranları vardır. Türkiye bu manada stratejik ürünlerde büyük oranda kendine yeter bir ülkedir. Özellikle herhangi bir iklim kaynaklı sorunla karşılaştığımızda bu durumun karamsarlığa dönüşmemesini özellikle belirtmek istiyorum." ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakanı Bolat: Tarımsal üretimimizi 30 milyar dolardan 75 milyar dolara yükselttik

Ticaret Bakanı Ömer Bolat ise konuşmasına Orman Şurası'nın hayırlı olması temennisinde bulunarak başladı.

Dünyada hiç ölmeyecek çok önemli üç sektör bulunduğunu, bunların en önemlilerinden birinin gıda olduğunu belirten Bolat, şunları kaydetti:

"Yemeden, içmeden yaşayamayız. Su içmeden 3 gün, yemek yemeden 26 gün maksimum ancak yaşayabiliriz. Demek ki en stratejik, en öncelikli sektörlerden birisi tarım ve gıda. İkincisi tekstil giyim, giyinmeden yaşayamayız, 8 milyar insan var herkes giyinecek. Demek ki bu da kıyamete kadar devam edecek bir sektör. Üçüncüsü ise barınma, konut. Yani soğukta, aşırı sıcakta, sokaklarda, tarlada veya arsada yaşayamayacağımıza göre konut ihtiyacımız var, o da çok önemli. Kovid-19 döneminde en birinci sektörün tarım olduğunu, gıda olduğunu hep birlikte gördük. Marketler her gün boşaltıldı, dolduruldu. Bakkallar, marketler, manavlar, her yer aynı şekilde. Karantina günlerinde biz bunların önemini anladık. Sonra 2 yıl sonra Rusya-Ukrayna savaşı patlak verdi, enerjinin ne kadar değerli olduğunu anladık. Enerji, petrol iki katına, doğalgaz dört katına çıktı 15 gün bir ay içinde ve Türkiye'nin enerji ithalat faturası 2021'de 45 milyar dolarken 2022'de 100 milyar dolara çıktı. Enerji de çok önemli, damarlarımızdaki kan kadar önemli."

"Her ülke için birinci görev ülkeyi yönetenler açısından halkının arz güvenliğini sağlamaktır"

Bakan Bolat, bu kadar önemli sektörler arasında yer alan gıda için olayın üretim boyutunun da önemine dikkati çekerek, bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı ve çiftçilerle birlikte canla başla çalıştıklarını anlattı.

İç ticaretteki dengeler ile ihracat ve ithalat dengelerini hep istişare ettiklerini, ona göre kararlar aldıklarını, çok irtibatlı oldukları bakanlıkların başında Tarım ve Orman Bakanlığının geldiğini dile getiren Bolat, "Bunun dışında lojistik çok önemli. Tarladaki ürünün, bahçedeki ürünün, hale, markete, manava getirilmesi ve tüketiciye sunulması çok önemli. Bunun yanında ticarette kuralların belirlenmesi, sektörel düzenlemeler, denetimler ve kural dışı iş yapanlara karşı da yapılan denetimler ve idari ve cezai uygulamalar önemli." ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakanlığı olarak tarım diplomasisinde amaçlarının iç ticaretle ilgili tüketici için makul fiyatlar ve satın alma gücünü korumak olduğuna dikkat çeken Bakan Bolat, üretici için ise üretimi devam ettirerek, gelirini artırıp üretimde kalmasını sağlamak olduğunu ve bu kapsamda sürdürülebilirlik noktasında devrede olduklarını söyledi.

Bakan Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dünya Ticaret Örgütü diye uluslararası bir teşkilat var, 166 üye ülke imza atmışlar, kurallarını belirlemişler. Özellikle sanayi sektöründe kurallar belirlenmiştir. Tarımda 1995'te bir anlaşma yapılmıştır. Buna göre özellikle tarımda aşırı ve ihracat sübvansiyonları yoluyla piyasa bozucu eylemler yasaklanmıştır ve her ülke için birinci görev ülkeyi yönetenler açısından halkının arz güvenliğini sağlamaktır. Makul fiyatlarda tüketici üretici dengesini optimum düzeyde tutmaktır. Bu nedenle zaman zaman ihracatı arttırmaya çabalama, zaman zaman ihracatı kısarak İç pazardaki arz güvenliğini sağlama ve fiyat dengesini sağlama noktasında kararlar alınır. Bunlar zor kararlardır, uzun uzun konuşuruz, tartışırız. İthalat noktasında da zaman zaman arz güvenliği yoksa, arz yetersizliği varsa ithalat noktasında kolaylıklar yapılır ama arz fazlası varsa da ithalat noktasında kısıntılara gidilir. Bu kararları Ticaret Bakanlığı almak durumundadır yetkisi dahilinde."

"Türkiye dünyada çok önemli bir tarım ülkesi"

Rusya, Ukrayna, Birleşmiş Milletler ve Türkiye'nin 23 Temmuz 2023'teki Tahıl Anlaşması'nın önemine işaret eden Bolat, 33,3 milyon ton Ukrayna ve Rusya tahılının dünyaya taşındığını anımsattı.

Bolat, "Eğer o tahıl taşınamamış olsaydı dünyada hububat fiyatları 3-4 katına fırlayacaktı, o yaz ve devamında insanların en temel ihtiyaç ürünü olan buğday, un, arpa, mısır, ayçiçeği gibi ürünler dünya piyasalarına ulaştı. Ukrayna, Rusya fazlasından kurtuldu ve fiyatlar aşağı düştü, tüketiciler de rahat etti." dedi.

Bu anlamda bu anlaşmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Bolat, bir yıl sonra anlaşmanın bozulduğunu ama tahıl ticaretini Rusya'nın da, Ukrayna'nın da yapabildiğini anlattı.

Bolat, Türkiye'nin çok önemli bir tarım ülkesi olduğuna dikkati çekerek şu bilgileri verdi:

"Biz tarımsal üretimimizi 30 milyar dolardan 75 milyar dolara yükselttik. 2002'de 3,4 milyar dolar olan ihracatı 32,5 milyar dolara yükselttik. Ve halkımızın da ihtiyacı olan tüketim ürünlerini, gerek arz yönünden gerek fiyatlar gerekse üreticiyle tüketiciyi buluşturma yönünden, bulmalarını mümkün kıldık. Yani tüketici arar bulamaz, üretici üretir satamaz durumu hiçbir zaman olmasın diye gayret ettik. Bütün dünya ülkeleri temel tüketim ürünlerinde ve arz güvenliğinin tehlikeye girdiği durumlarda ihracat-ithalat noktasında kısıtlayıcı ya da genişletici kararlar almak durumunda kalırlar. İhracatın şu faydası var; bu artan üretim, ihracatın da getirdiği ivmeyle sağlandı. İhracat olmasaydı bizim üretimimiz 30 milyar dolardan 75 milyar dolara çıkamazdı. Çiftçimiz de kazandı, tüketicimiz de kazandı, ihracat olarak biz de döviz kazandık."

"(Zirai don) Gerekli tedbirleri alıyoruz çiftçilerimizi inşallah zarar ettirmeyeceğiz"

Bakan Bolat, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile sık sık görüştüklerini dile getirerek, "Ticaret bakanıyım ama ilgileniyorum. Niye? Tarımsal üretimin durumu, güvenlik, tabi bu tüketime yansıyacak. Bunlar her gün kulağımızda her saat çalan ziller ve bu konudaki takibimiz çok önemli. Tedbir almamız lazım önceden." dedi.

10 Nisan'daki zirai don sebebiyle yaşananları da yakından takip ettiklerini anımsatan Bolat, "Gerekli tedbirleri de alıyoruz. Çiftçilerimizi de inşallah zarar ettirmeyeceğiz. Bakanım ve ekibi o konuda gereken her şeyi yapıyor." diye konuştu.

Bakan Bolat, dünyada 730 milyon insanın açlık tehlikesi içinde olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"2 milyar 300 milyon insan gıda güvensizliği tehlikesiyle karşı karşıya. Günde üç öğün yeme içme ihtiyacı var, kimileri için iki öğün ama sürekli devam eden bir faaliyet. O yüzden stratejik öneme haiz çok önemli bir durum. Gıda güvenliği veya güvensizliği deyince tabi Gazze'yi asla unutmamalıyız. Şimdi hepimiz için aklımızdan çıkarmamamız gereken çok önemli bir durum. 2,5 milyon nüfuslu Gazze'de 2 milyon insan kaldı ve bu insanlardan 60 bin kişi şehit edildi. Bir soykırım var, bir de açlıkla soykırıma uğratma var. Bir silahla yapıyorlar, hiçbir medeni kurallara, savaş kurallarına, savaş hukukuna dahi uymadan dünyanın gözü önünde yapılıyor ve bir de açlıkla yapıyorlar. Yardım stoklarını, yardım tırlarının ülkeye girmesine izin vermiyorlar. 18 Mart'tan bu yana tek bir kilo gıda yardımı içeriye giremedi. Bu da insanlık tarihinde unutulmayacak bir durumdur."

"2023-2024 tarımsal ürünler ihracatının iyi geçti"

Ömer Bolat, 2023-2024 tarımsal ürünler ihracatının iyi geçtiğini, 2023'te 31 milyar dolar tarım ve işlenmiş gıda ürünleri ihracatı olduğunu, 2024'te bunun yüzde 5,4 artışla 32,5 milyar dolara yükseldiğini bildirdi.

İthalata bakıldığında 2023'te tarım ve gıda ürünlerinde 23,5 milyar dolar ithalat bulunduğunu anımsatan Bolat, 2024'te 2,1 milyar dolar azalışla 21,4 milyar dolara düştüğü bilgisini paylaştı.

İhracat artışı, ithalat azalışı sayesinde de gıda ve tarım sektöründeki dış ticaret fazlasının 2023'te 7 milyar dolarken, 2024'te yaklaşık 11 milyar dolara yükseldiğini hatırlatan Bolat, şunları söyledi:

"En önemli pazarlarımız Avrupa Birliği, Irak, Almanya, ABD, Rusya, İtalya. Kalemlere de baktığımızda da en önemli kalemler arasında özellikle sebze, meyve ürünlerimizi görüyoruz çünkü kaliteli gerçekten, tadı çok iyi. Bunun dışında hububat var, unlu mamuller var, makarna var, başta fındık olmak üzere sert kabuklu kur yemişler var ve şimdi kurutulmuş ürünler devreye giriyor, özellikle batılı pazarlarda. Taze sebze meyve 2 avroysa kilosu, kurutulmuş ürün 10 avro, bazılarında 15 avro oluyor. Halkımıza satın alabileceği et tüketimini makul fiyatlarda tedarik etmek için de geçen yıl karkas ve canlı büyükbaş ve besi hayvan olarak 626 milyon dolar bir ithalatımız oldu."

Bakan Bolat geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri Suriye ziyaretini anımsatarak, Suriye'yle de her alanda sanayi, yeniden imar, ortak yatırım, ulaştırma ve tarımsal konularda güçlü bir işbirliği olduğuna işaret etti.

Kadın kooperatiflerine verdikleri destekler konusunda da bilgi veren Bolat, fuarlar başta olmak üzere Bakanlık bünyesinde verilen hibe ve destekleri de anlattı.

Bolat, "Bizim ülkelerle olan münasebetlerimizde tarım, ihracat, ithalat konusu, teknik engellerin kaldırılması her zaman önemli bir gündem oluşturuyor. Teknik engelleri kaldırmaya büyük bir gayret ediyoruz. Epey birçok ülkelerle mesafeler alındı ki ihracatımız bu noktaya yükseldi." diye konuştu.

Azerbaycan Tarım Bakanı Memmedov: Karabağ, sağlıklı ve doğal gıdanın üretimi için önemli

Azerbaycan Tarım Bakanı Mecnun Memmedov da tarımın ve tarım diplomasisinin öneminden bahsetti.

Çiftçilerin yaşam standartlarının artırılması gerektiğini vurgulayan Memmedov, "Ürettiğimiz siyasetin çiftçinin ve tarımda çalışanların hayatına etkisi yoksa, onların bu politikalardan haberleri yoksa politikalarımız uzun vadeli ve sağlıklı olmayacaktır." diye konuştu.

Memmedov, gıda güvenliğinin ve sağlığının öneminden bahsederek, iklim değişikliğinin gıda güvenliği ve arzı açısından yol açtığı sorunlara değindi.

Son yıllarda iklim değişikliği neticesinde taşkınların, zirai donların ve kuraklığın yaşandığını anlatan Memmedov, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İklim değişikliği konusundaki araştırmalara ve tarım faaliyetlerine yeniden bakılması ve bu alanda yeni araştırmalar yapılması gerekiyor. Tarım Şurası ve bu kapsamdaki süreçler bu konular için iyi bir platformdur. Ülkeler birbirlerine destek olarak bu alandaki politikaları ve diplomasiyi ileriye taşıyabilirler. Bu noktada ilk olarak finansman tarafı öne çıkıyor. Türk ülkeleri çerçevesinde tarım projelerinin ve tarımın geliştirilmesine ve gıda sağlığının sağlanmasına yönelik projelere yatırımlarımızı artırmalıyız."

Mecnun Memmedov, Azerbaycan ordusunun, yaklaşık 30 yıl Ermenistan'ın işgali altında bulunan ve 2020 yılında kurtarılan Karabağ ve çevresindeki illerde tarımla ilgili atılan adımları anlattı.

Bu illerin yeşil enerji ve sağlıklı gıda üretimi bölgesi ilan edildiğini anımsatan Memmedov, daha önce buradan ayrılan ve bölgeye dönecek ailelerin çocuklarının belki de bugüne kadar hiç tarımla uğraşmadığını söyledi.

Memmedov, oraya geri dönecek gençlerin tarımda çalışmaları gerektiğini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz de Türkiye'de gerçekleştirilen arazi toplulaştırma uygulamalarını yapmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Drenajlar, yollar ve su altyapı işleri bunun altyapısını hazırlıyoruz. Çiftçiler evine dönmeden, köylerin yapım aşamasında tarım arazileri ile ilgili çalışmalar da yapılıyor. Sağlıklı gıda bölgesi olarak Karabağ, doğru ve doğal gıdanın üretimi için önemlidir. Bu araziler hastalıklardan ve virüslerden arındırılmış ham yerlerdir. Bu arazilerde yeni dikilecek bitkilerin daha sağlıklı ve dayanıklı olması için çalışıyoruz. Bu arazilerde iklim değişikliğinin getirdiği sorunları da göz önünde bulundurmalıyız."

Suriye Tarım Bakanı Bedr: Tarımdaki sorunları tarım diplomasisiyle çözebiliriz

Suriye Tarım Bakanı Emced Bedr de tarımın her ülkenin politikalarını ciddi anlamda etkilediğini belirterek, halihazırda ülkelerin tarımsal üretimdeki istikrarsızlıkla mücadele ettiğini söyledi.

Ülkeler arasındaki ilişkilerin de tarımı etkilediğini dile getiren Bedr, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarımla ilgili iklim değişikliği ve üretim yetersizliği artık uluslararası bir problemdir. Bunların hepsi bize yansıyacaktır. Bu da istikrarımızı ve yaşantımızı etkileyecektir. Tarım sektöründeki kıtlık insanların yaşam kalitesini etkileyecektir. Tarım diplomasisi burada önemli rol oynamaktadır. Ülkeler arasındaki işbirliği ve tecrübe paylaşımı tarım alanındaki olumsuzluklarla baş etme konusunda çok önemlidir. Bunu sağlamak için tarım diplomasisinin yapılması gerekmektedir."

"Tarım ve hayvancılık alanında yatırıma ihtiyacımız var"

Emced Bedr, Suriye'de yaşanan yıkımdan bahsederek, ülkede tarımı tekrar ayağa kaldırmak için bütün alanlarda ciddi şekilde çalışmaları gerektiğini söyledi.

Ülkede yeni bir tarım politikası oluşturulması gerektiğinin altını çizen Bedr, "Su kaynaklarımızda azalma var. Bu da bizim diplomatik ilişkilerimizi daha hızlı harekete geçirmemizi gerektirmektedir. Tarım ve hayvancılık gibi birçok alanda yatırımcılara ihtiyacımız var. Özellikle komşu ülkelerimiz ve Türkiye'de tarım yatırımı yapan firmalarla görüşmeye hazırız. Bu hem bizim hem de yatırımcılar için fayda sağlayacak." diye konuştu.

Kaynak:AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.