Fetih Haftası 1970
Bir Hatıra
Fetih Haftası 1970
1970 yılında Mücadele Birliği olarak İstanbul Fethini anma proğramı hazırlamıştık.
Fethin 517. yılı münasebetiyle fetih haftası ilan ettik. 24 Mayıs günü Edirne Selimiye camiindeki Mevlüd-i Şerif ile başlayan fetih haftası, 29 Mayıs Cuma günü fetih yürüyüşüyle sürdürüldü. Program şöyle uygulandı.
24 Mayıs : Edirne Selimiye camiindeki Mevlüd-i Şerif
25 Mayıs : Rumelihisarı’nda basın toplantısı
(Şark meselesi, Misyonerlik faaliyetleri açıklandı.)
26 Mayıs : Fener patrikhanesi kapalı orta kapısı önünde protesto. Kapının niçin kapalı olduğunu açıklama.
27 Mayıs : Fatih’in ve fetih ordusunda bulunanların türbelerini ziyaret.
28 Mayıs : Fatih Camiinde Mevlüd kıraati . Bu Mevlid'de Necmettin Erişen Aşr-ı Şerif okumuştu
29 Mayıs : Topkapı surlarından konuşma ile yürüyüşü başlatma,
Topkapıdaki yürüyüş başlangıcında ilk konuşmayı ben (İrfan Küçükköy) yapmıştım. Ne var ki ben yukarıda kaldım. Araya askeri fethi anma birliği girdi. Bizim arkadaşların bulunduğu yere bando sesinden dolayı sesim ulaşamadı. Çünkü aramıza Askeri Anma Birliği ve Bando musikisi girmişti.
Fatih Camiinde cuma namazı kılma ve Sultanahmet meydanında miting.
Bu program haftalarca önce yapılmış ve emniyet müdürlüğüne bildirilmişti.
Sunum konuşmalarından sonra yürüyüş kolları Fatih Camiine doğru ilerledi. Fatih Camiinde Cuma namazı kılındı. Sonra Aksaray’a doğru yöneldik. Bir kısmı alt yoldan, Fatih caddesinden ilerlerken, bir kısmı da üst yoldan Saraçhane yolundan ilerliyordu. Bu esnada Saraçhanede de MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) miting yapıyordu. Burada bizim yürüyüş kolu ile MTTB (o zaman Nizam Partisi yanlısı) arasında düşük çaplı bir çatışma veya atışma oldu.
Ben aşağı yoldan gidiyordum.Şahit olmadım. Daha önce de afiş asma yüzünden çatışma çıkmıştı.
Basın her iki konuyu iki sağ teşkilat arasında çatışma olarak verdi. Bu esnada tabii olarak gelişen bu çatışma olayını MTTB, mensupları, mitinglerinin Mücadele Birliği tarafından basıldığı yaygarasını kopardılar. Her iki taraf için söyleyeyim ki, arada ajan provakatörler var mıydı? Bir oyuna mı geldik, yoksa tabii seyir bizi buraya mı getird,i aslını hala bilmiyorum. Ama bu olay bizi gerçekten yaraladı. Solcuların elinden büyük mücadele ile aldığımız MTTB elimizden çıkmıştı. Milli Nizam Partisinin gençlik kolu olmuştu. Küçük hesap peşinde üç beş kişi husumeti tahrik ediyordu.
Yürüyüş kolunun birini ben idare ediyordum. Tam Ayasofya’nın yanına vardığımızda, kortejden biri ileriye atılarak bas bas bağırmaya başladı. “Nereye gidiyoruz? İşte Ayasofya. Gidelim, kapılarını kırıp açalım. İçinde namaz kılalım” koşarak yanına vardım. Yakasından tuttuğum gibi geri çektim. Gömleğinin bütün düğmeleri koptu. Böylece bir provakasyon olayının önüne geçmiş oldum.
Sultanahmet Meydanındaki konuşmayı Necmettin Erişen yaptı. Heyecan zirvedeydi. Necmettin Erişen’in tok sesi ile yaptığı heyecanlı konuşma meydandaki insanları coşturdukça coşturdu. Sultan Ahmet meydanı, İngilizlerin İstanbul’u işgalleri üzerine Halide Edip Adıvar’ın konuşma yaptığı mitingden beri böyle bir heyecan yaşamış olamazdı. Her cümlesi alkışlarla, sıkılan sağ yumruklarla ve sloganlarla kesiliyordu.
Miting bittiğinde Anadolu’dan gelen arkadaşlarımız adeta İstanbul’u doldurmuşlardı. Sirkeci’den Cağaloğlu’na çıkan Ankara Caddesi, Türbe Caddesi Çemberlitaş’a, hatta Aksaray’a kadar Ayasofya, Sultan Ahmet arası, ara sokaklar hep bizim arkadaşlar ile doluydu. Dükkanlarından çıkıp arkadaşlarımızı alkışlayanlar oluyordu.
Fetih mitingi yabancı basında da yer aldı. Mitingde söylenen “patrikhane yurtdışına” sloganı ile “Amerika, Rusya Yahudi’ye kukla” sloganları batı basınlarında manşet olmuştu. “Türkiye’de ABD aleyhtarlığı”, “Türkiye’de Rusya aleyhtarlığı” gibi başlıklar ve yorumlar yayınlandı.
Daha sonraki günlerde MTTB ile dostluk teşebbüslerimiz fayda vermedi. Maalesef MTTB mensuplarında Mücadele Birliği aleyhtarlığı ideal haline geldi. Hatta hala aynı meş’um ruhu taşıyanlara şahit oluyorum. Necip Fazıl Kısakürek arabuluculuk yapmak istiyordu. Bu maksatla zBüyük Doğu Dergisi'nde, Mücadele Birliği’ni savunan bir bildiri yayınladı Bu iki Milliyetçi Mukaddesatçı grup arasında ARABULUCULUK yapmak istedi.
İSTANBUL FETHİNİN YENİ YILDÖNÜMÜ MİLLETİMİZE VE İSLAM ALEMİNE HAYIRLI OLSUN.
******
YORUMLARDAN İLAVE :
ABDÜLKADİR KARAMAN ARKADAŞIMIZIN ÖNEEMLİ YORUMUNU İLAVE EDİYORUM.
"Necmettin Erişenden sonra Aykut Edibali programda olmamasına rağmen bir konuşma yapmıştı.
Miting sırasında yürüyüş esnasında ‘Ayasofya Açılsın’ sloganları atıldı. Kalabalıklar bizle beraber bu sloganlar eşliğinde heyecana geldi. Bu durum provakosyanlara açık bir ortam oluşturmuştu. Kalabalık kitle bu halde bırakılamazdı. Aykut Edibali bu sebeble programda olmamasına rağmen bu sebeble kürsüye çıktı. Sonuç olarak Ayasofyanın açılmasının bir bina bir cami açılışı olmaması gerektiğini, Ayasofyanın kapanmasının Türk Milletinin geleceğinin kapatılması olduğunu Ayasofyayı açmanın aslında Müslüman Türk Milletinin önünün açılması olacağını ifade ederek kitleleri duygusal bir durumdan aklını kullanmaya davet etti.
Böylece insanlara önemli olanın bir kilitli camii açmak değil milli zihniyetlerin, milli tarih ve medeniyete bakışın önünün açılması gerektiğini açıklayarak provakasyonların da önüne geçmişti."
***********
Bu yorum üzerine yaptığım açıklama
İRFAN KÜÇÜKKÖY
Abdulkadir Karaman Şehadetinize inanırım. Ben gelenlerden erken ayrılan birileri olmuştu. Onlarla ilgilenmiştim. Onun için hatırlayamamış veya unutmuş olabilirim. Katılımcıları şiddetten korumak için bir ikaza benziyor. Sonraki bir zamanda bu konuşmasının yorumunu hatırlıyorum. Rahmetli, birileri bir şeyler yapar, bize yamamak isterler diye bu konuşmayı yaptığını dile getirmişti Hatırlattığınız için teşekkür ederim.
*******
MEHMET ÇETİNER ARKADAŞIMIZIN YORUMU:
Tek kelime ile harikaydı o anı yaşayanlardanım.fatih in dev potresini Tevfik Arıkan ile taşımıştık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.