İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

Büyük Dava Adamı Tarihçi Yazar Veli Şirin

Büyük Dava Adamı Tarihçi Yazar Veli Şirin

Büyük Dava Adamı Tarihçi Yazar Veli Şirin

Veli Şirin,1952 yılında Afyonkarahisar ilinin Sandıklı ilçesinin Yavaşlar köyünde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde okudu. Eskişehir Yunus Emre İlk öğretmen Okulu sınavlarını kazanarak, adı geçen okula girdi. 1969 yılında Yunus Emre İlk öğretmen Okulu son sınıfında Yüksek Öğretmen Okulu sınavlarını kazandı. Önce İzmir Yüksek Öğretmen Okulu'na kaydoldu. Bir yıl sonra da İstanbul Yüksek Öğretmen Okuluna geçti. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'ne girdi.

Mücadele Birliği hareketinin Çapalılar öncülerindendir. Arkadaşlarının tensibi ile Pınar Dergisi Yazı Kadrosuna dahil oldu ve tarih ile ilgili dikkat çeken yazılar yazmaya başladı. Mezuniyetinden sonra Mücadele Birliği İstanbul Sancağı yöneticilerinin isteği üzerine resmi görev almadı ve teşkilat çalışmalarına rehberlik etti. Hayatını davasına bez etti. Anlı şanlı okulları bitirip de dava böyle gerektiriyor diye görev almayanlara, öğrenci evlerinde sekiz on kişilik evlerde tek yemek menülü sofralarda karınlarını doyurup, hizmet verenleri hep takdir ederim. Dava onların omuzlarında yücelmiştir.


*****

İLK TANIMAM
Ben 1972’de Yedek Subay askerliğimi bitirdikten sonra, Mehmet Çetin Ağabeyin yarı esprili bir tarzda “Mücadele Birliği’ne tayin oldunuz” demesi üzerine resmi görev alma teşebbüslerimi bıraktım. İstanbul’da Mecmua’da ve Pınar’da görev yapan bir çok arkadaşımızı, tabii ki Veli Şirin arkadaşımızı da o zaman tanıdım. İlk intibaım, sakin, ağır başlı, dinlemesini seven ama konuştuğunda dinlendirebilen bir kişi olarak beynimde yer etti ve hep öyle oldu.

“Mücadelecilik sorumluluklarını devrettikten sonra da hep İstanbul’da kaldı. Liselerde tarih öğretmenlikleri yaptı. Lise müdürlüklerinde bulundu. Şimdi Psikiyatri uzmanı kızım lisede okurken annesine demiş ki, bizim tarih dersimize babam gibi konuşan bir hoca geliyor. Sordum, bana da anlattı, adını sorunca Veli Şirin dedi ve ben de onun arkadaşım olduğunu anlatmıştım. Bu senelerde Üsküdarlı olduğumuz için zaman zaman görüşürdük.


*****

YALOVA ESENKÖY BİLELİĞİMİZ
Yolumuz Yalova Esenköy’de bir daha kesişti. Burada kültürlü dindarların yazlık evleri vardı. Buranın dindarlara ilk açıldığı zamandan itibaren (1985) benim de yazlığım vardı. Bazı meşhur hocaların da yazlıkları vardı. Önce her hafta bir defa evlerde toplanmaya ve dini sosyal konuları konuşmaya başladık. Bu toplantıları organize edenlerden biri de bendim. Sonra evler almaz olunca, caminin altında bir yeri çay ocağı haline getirdik. Haftada bir iki konferans sunuyorduk. Akademisyenler, siyasiler gelmeye başlayınca buranın önemi arttı. Bazı hocalar sayesinde grup sohbetler sabahlara kadar sürer oldu. Daha sonra Veli Şirin arkadaşımız da bu sohbetlerde yerini aldı. Burada vukuflu konuşmaları ile hemen dikkati çekti. Bazen konular ihtilaflar haline gelirdi. Veli Şirin arkadaşımızın sakin, ilmi, vukuflu konuşmaları ile ortalık yatışırdı.


*****

YAZISI BULUNAN SÜRELİ YAYINLAR
Başta Yeniden Milli Mücadele Mecmuası, Pınar Dergisi, Bayrak Gazetesi, olmak üzere Muhtelif gazete ve dergilerde Tarih ten konulu yazılar yazdı. Daha sonraları Türk Edebiyatı, Boğaziçi, Altınoluk, Panel, Umran, Yarınlar İçin Düşünce, Türkiye Yazarlar Birliği Yıllığı, Tarih Bilinci Dergisi gibi çeşitli yayın organlarında aralıklarla yazıları yayınlandı.

*****

PINAR YAZILARI
"Tarihten Yaprak Yaprak"
Veli Şirin,
Kendi dilinden
"Belki de benim hayatımın en önemli dönemeçlerinden biri bu üç kelimeden ibaret sözlerdi. Çünkü bu sözleri yazdığım andan itibaren kendime bir yol açmıştım:
Hâlâ aynı mecrada devam ediyoruz.
1972 yılında Çapa Yüksek Öğretmen Okulunda Gazi Altun, İsmail Kaya (Merhum), Şefik Dursun, Muzaffer Tetik, Mehmet Menteşoğlu, Bayram Erdem, İdris Turan İlter, Hikmet Şimşek (merhum), Mehmet Ali Taşçı (merhum), Halil Bayrakçı ve diğer onlarca ağabey ve arkadaşım ile birlikte çıkarmaya başladığımız PINAR Kültür ve Sanat Dergisi'nde benim yazılarımın başlığı: "Tarihten Yaprak Yaprak" idi.

*****

ESERLERİ:
1.Asakir-i Mansure-i Muhammediyye Ordusu ve Seraskerlik / Tarih ve Tabiat Vakfı (Tatav)
2.Siyasi ve Kültürel Osmanlı Tarihi/ Marifet Yayınları
3.Tarih Yazıları/ Biyografi Net Yayıncılık
4.Ana Hatlarıyla Siyasi ve Kültürel Avrupa Tarihi/ Biyografi Net Yayıncılık
5.Tarih Atlası / Açıklamalı / Özyürek yayınları
6.Ana Hatlarıyla Siyasi ve Kültürel Osmanlı Tarihi/Uyanış Yayınevi
7."Tarihten Yaprak Yaprak" Pınar Yazıları/ Biyografi Net Yayıncılık
8.İlköğretim Eğitim Seti-2 (6-7-8) Sınıflar İçin
9.Lise Tarih-I
10.Lise Tarih-II
11.Lise Tarih-II
12.Siyasi Kültürel Osmanlı Tarihi

*****

SİYASİ KÜLTÜREL OSMANLI TARİHİ
'2020 Ocak Tarihli

"Ana Hatlarıyla Siyasi-Kültürel Osmanlı Tarihi" isimli son eserinin takdiminden:
"Bir milletin tarihi, o milletin hafızasıdır.”

Meseleyi bir başka cephesiyle ele aldığımızda, günlük hadiselerin dışında, sohbetlerimizin vazgeçilmez konularından birinin de ‘Osmanlı Tarihi’ olduğunu müşahede etmekteyiz. Bu noktada aklımıza hemen şu soru geliveriyor: ‘Osmanlı Tarihi’yle ilgili bilgilerimiz, hakikatleri ne derece yansıtmaktadır? Bu bilgilere net ve öz olarak sahip olabilmek için hangi kaynaklara başvurmak gerekir?
Bu eser; bu ihtiyaca cevap verebilmek maksadıyla hazırlanmış olup, en sahih kaynaklardan özetlenen ‘Osmanlı Siyasi Tarihi (1300-1922)’nin yanında özellikle ‘Osmanlı Kültür ve Medeniyetinin ön plana çıkarıldığı, her kesimden insanımızın rahatlıkla istifade edebileceği bir kaynak çalışma niteliğindedir."

 

*****

BİR HATIRA
Bir gün sabah erken mecmuaya geldim. Salonda bir kişi oturuyor. "Veli Şirin, Ahmet Şirin'in babasıyım" dedi. (Ahmet Şirin şimdi Marmara Üniversitesi'nde Prof.) Yanına oturdum. Sohbet başladıktan sonra Ahmet de geldi. Ahmet Şirin arkadaşımızın ses tellerinde bir rahatsızlık olmuş. Bunun için üzgündü. Zayıf, ince, narin, nezaket modeli ve kasabalı görünümlü idi. Bu ifadeyi o tarihteki algılamamı dile getirmek için, daha doğrusu ,"bu görünümde bu nezaket" için kullandım. Sonbahar olduğu için yüzü güneşten hafif yanmıştı. Konuşma esnasında "Bizim hayatımız çocuklarımız" demişti de bu ifade çok hoşuma gitmişti. O tarihte kırk beş yaşlarında olmalı ama otuz beş yaşında gibi görünüyordu. Kelimeleri hep seçerek, saygısından hafif sesle konuşuyordu. Doğrusu çok sevmiştim. Yaşıyorsa Allah uzun ömürler versin. Vefat etmişse Allah rahmet eylesin.
Son sözü bir yazar, şair arkadaşımızdan aktarayım,
Efe Efsun - Allah sağlık, mutluluk versin ve başarılarınızı daim eylesin.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi