İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

Bir Hatıra

Bir Hatıra

Öğle Yemeği Çıkarma

Her sene Öğretmenler Gününde, öğretmenken yazdığım bir kıtamı arz ederim. Bir daha arz edeyim.

Öğretmen

Gözünde her çocuk, sanatsal eser

Şu, şu önemlidir, şu altın değer

Yıllarca elinden, düşmez tepeşir

Öğretmen, öğretme zevkine esir

Öğretmenlik bir sanattır, bir özveridir. Kısa öğretmenliğimde, öğrencilerle ilişkilerimde kendimi takdir ettiğim çok konu var.

Üsküdar İmam Hatip Lisesi'nde (1989-1996) öğretmen iken, iki sene “Okul Aile Birliği” öğretmeni oldum. O zaman, Beykoz’da, Ümraniye’de İmam Hatip Okulu yoktu, buralardan öğrenciler Üsküdar İmam Hatip Okuluna geliyordu. On kilometreden gelenler vardı. O tarihte servisler az. Belediye otobüsü ile geliyorlar. Soruşturdum, çocukların bazıları öğle yemeği yiyemiyorlarmış. Hemen Üsküdar Müftüsü ile irtibata geçtim. Sağolsun müftü bey müzahir oldu. Önce yüz elli, sonra ikiyüz elli - üç yüz fakir öğrenciye öğle yemeği çıkarttık. Bazen dağıtıma bizzat elimde kepçe ile yardım ediyordum. “Üresinler Çorap Fabrikası” sahibi, Aile birliği üyemizdi. Yetişemediğimiz yerde onun imzaladığı yüklü çekler bizi kurtarıyordu. Her fakir öğrenci yemek yerken kendim yemiş gibi oluyordum. Ben Aile Birliği öğretmenliğinden ayrıldıktan sonra bunu devam ettiren olmadı. hatta olamazdı, desem ovünme olmaz. Zor olan yönü, velilerden hatta esnaftan para toplamaktır.

Sekiz senelik öğretmenlikten sonra emekli oldum. Okuldan ayrıldığımda hissimi ifade eden bir şiir yazmıştım. Sınıfların tahtalarına yazdırmıştım. Bir kız öğrencim ayrıldıktan yirmi beş sene sonra Facebook’tan benimle irtibata geçti ve o şiirimi bana gönderdi. Ben de paylaşmıştım. Bir daha paylaşıyorum.

Üsküdar imam hatip okulu öğretmenliğinden ayrılırken elveda öğrencilerime

İçimdeki aydınlığın güneşi

Sevinç, neşe, sevgi dolu gözleriniz…

Gözleriniz, ışıl ışıl

Sesleriniz,cıvıl cıvıl

Yürekleriniz, pırıl pırıl.

Yüreğinizde çarpan sevgi,

Yüreğimde çarpmakta

İçimi yakmakta

Sizi bana, beni size yakmakta

Sevgiye, simge, sembol olmakta.

Şu çalışkan, bu yaramaz, bu tembel

Bakmayın, ayrı ayrı ad verdiğime

Biriniz sarı gül, biriniz al gül, biriniz mor gül

Usanırım mı, sandınız, gürültünüzden?

Kızdığıma aldırmayın

Hangi şarkı, daha tatlıdır,

Gürültünüzden, patırtınızdan

.

Ak gönlünüz, ak kalsın

Ak tutsun, elleriniz

Hak söylesin, dilleriniz.

Söyleyeyim sonunda, sözlerin en ağırını

“Elveda öğrencilerim, Allah’a emanet olunuz”

Siz, beni unutsanız da,

Ben sizi unutamam, biliniz

İrfan Küçükköy 1996

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi