Nuray Hafiftaş ve Tuna Huş
İki güzel insanın acısına tanıklık etmek de varmış kaderde. Gündem ne kadar yoğun olursa olsun ölüm bütün gündemlerin önüne geçiyor işte.
Tuna Huş Adanalı. TRT ekranlarının siyah beyaz olduğu günlerde her akşam bize yurttan ve dünyadan haberler sunan, çocukluğumuzun efsane spikeri. 17 yıllık sessizliğini ölümle bozdu. Öbür dünyaya ne haberler götürdü kim bilir?
Sevgiyle gülen gözleri donup kalmış. Kararmış göğün mavisi. Son nefesini öğle saatlerinde verdiğini öğrendik haberlerden. Sımsıcak, hayat dolu bir insanken demek o da dayanamadı hayatın ağır yüküne, katlanılmaz oldu hastalığı. Can teslim edeceği gün 14 Şubat’mış meğer. Ne çok türkü söyledi, ne çok misafir oldu evimize, gönlümüze.
Seni “Bahçalarda barım var/ Bir heyva bir narım var/ Galem gaş gara gözlü/ Hoş bahışlı yârim var” türkünle tanıdık, gerisi kendiliğinden geldi…
Gün gelip öldüğü günü unutsak da biz onu hep içimize ince bir sızı bırakan şu türküsüyle hatırlayacağız:
Bizim ele bahar geldi
Meler kuzular kuzular
Dağlar çiğdem çiçek açmış
Kokar yazılar yazılar
Duman tüter bacasından
Anasından bacısından
Ayrı kaldık nicesinden
Yürek sızılar sızılar
Şahin çileye bürünür
Gurbet ellerde sürünür
Gülermiş gibi görünür
Yürekten ağlar bazılar
Biliyor musun Nuray Hafiftaş artık sen göremesen de cemreler kapımızı çalmak, bahar gelmek üzere…
Hayrettin DURMUŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.