Modern İnsanın Yalnızlıkla İmtihanı
Yalnızlık günümüzün salgın hastalıklarından biri diyebiliriz.
Monofobi tıp dilinde kısaca yalnızlık, bencil olma korkusu ya da yalnız olma korkusu diye nitelendirilir. “Mono” kelimesi tek veya bir anlamına gelmektedir, “fobi” kelimesi ise korku anlamına gelmektedir; yani bu iki kelimenin birleşiminden “monofobi” kelimesi oluşmaktadır.
Yalnızlık, insanın çevresinde kimsenin olmadığı durumu ifade eder. Fakat ruh sağlığı alanında kullanılan yalnızlık kavramı, insanın bağlanma, yakınlık, aidiyet gibi hisleri kimseye karşı hissedememesidir. Yapılan araştırmalardaki ölçümlerde yalnızlığın; sosyal kaygı, çekingenlik ve düşük özsaygı ve ve düşük düzeyde girişkenlikle ilişkili olduğu görülmüştür. Ayrıca yalnız insanların daha içe dönük, kaygılı, reddedilmeye duyarlı ve depresyona yatkın oldukları bulunmuştur.
İslam dininin yalnızlık hastalığının çözümü noktasında birinci derecede önerdiği reçete, aile ve dostluk bağlarının korunması ve geliştirilmesidir.
Kendisiyle ilişkileri kesenle bile ilişkiyi devam ettirmenin büyük sevap olacağını emreden Hz. Peygamber’in ne demek istediği aslında bugün, yalnız yaşayanların problem yumağı hâline geldiği insanları görünce daha iyi anlamaktayız.
Günümüze baktığımızda dünya genelinde, özellikle gelişen yerlerde, tek başına yaşama isteğinin artan bir eğilim gösterdiğini rahatlıkla görebiliriz.
Sevgili Peygamberimiz mümini şöyle tanımlamıştır: "Mümin cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur."
Zayıf yaratılmış olan insanoğlu diğer insanlardan uzakta tek başına hayat sürmesi yaratılışına aykırı bir durumdur. Toplumla beraber yaşamak zordur, zahmetlidir, katlanmayı, idare etmeyi, fedakârlığı gerektirir. Eğer bir misyonunuz, kendinize göre toplumla beraber yaşama gerekçeleriniz yoksa modern hayatın keşmekeşi ve konforun sunduğu imkânlar, insanın atalete meyleden yönünü harekete geçirip onu yalnız yaşamaya sevk etmekte zorlanmayacaktır.
İngiltere’de Kasım 2017 yılında Yalnızlık Bakanlığı kuruldu. Yaklaşık 9 milyon kişiyi etkileyen bu duruma çare üretmek üzere kuruldu.
Resulullah şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar, (aranızda) selâmı yaygınlaştırın. Yemek yedirin, akrabalık ilişkilerini gözetin, insanlar uyurken (geceleyin) namaz kılın ki selâmetle cennete giresiniz.”
Selam, arkasından muhabbeti getirir. Muhabbet dertleşmeyi, anlaşmayı, anlamayı. Yedirmek; paylaşmayı, ülfeti, ünsiyet ve muhabbeti.
Hz. Aişe'den nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) ona şöyle buyurmuştur: "Rıfktan (yumuşak davranmaktan) nasibi verilen kimseye, dünya ve ahiret iyiliklerinden de nasibi verilmiştir.
Sıla-i rahim (akrabalık ilişkilerini gözetmek), güzel ahlak ve iyi komşuluk, beldeleri mamur (yaşanır) hale getirir ve ömürleri uzatır."
Ramazan ayının bu manevi ikliminde toplumla ilişkileri özelliklede akraba ve anne ve ve baab ile ilşkileri daha da arttırmamız gerekir.
Kalın sağlıcakla.
Sait ÖZDEMİR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.