Mehmet Yürekli
Siyonizm yaptıklarına artık kılıf uyduramayacaklar...
Siyonist sazanlar?
Dilencilikle siyaset döner mi, hey budala'
Siyasetin kanı: Servet, hayatı: Satvettir,
Zebûn-küş Avrupa bir hak tanır ki: Kuvvettir.
Donanma, ordu yürürken muzafferen ileri ...
M. Âkif
İnsan, yaratıldı yaratılalı kendi anlamını arayan, ara vermeden, durmadan arayan, bugün de arayan, yarın da arayacak olan, bu çağda da, ileriki çağlarda da aramaya niyetli olan bir yaratık'
Anlamını arayan insan, bata çıka, anlamını batıra çıkara ilerliyor'
Allah'a inananların toplumunu oluşturan Hz. İbrahim kurdu'
Bu toplumu o zaman ki dünya devleti gücüne ulaştıran Hz. Yusuf'
Sonra inanan toplumu putlaştıranların baskısından, yeniden hürlüğe kavuşturan Hz. Musa'dır...
Allah'ın varlığını ilan sırası Hz. Zekeriya, Hz. Yahya, Hz. İsa'da putların sonunu ilan etti..
Hz. Peygamber de Hz. İbrahim'in büyüklüğünü ve O'nun açtığı bayrağın ebediliğini ilan etti'
Böylece Nemrutlar, Firavunlar ve çağların yanlış inanç ve baskıları zamanın ateşinde kül olup gitti'
İnsanın Allah'ın dostu olması, araya putlaştırılan şeyler girmeksizin vekil olması özelliği unutuldu'
'İslâm, hakkı ikâme ve zulmü izâle için Cenab-ı Hak'ın indirdiği emsâlsiz bir nizamdır.' (Mahir İz)
'Eski çağın bitip yeniçağın başladığını ilan, gerçekte İslam'a nasip olmuştur. Arabistan'da, Asya da ve Afrika'da, Hıristiyanlığın varlığına rağmen yaşamaya devam eden putperestliğe, çoktanrıcılığa öldürücü darbeyi indiren İslam'dır..
Evet, gerçek insanlık, İslam'ın prensipleriyle var olabilmiştir. Allahtan başkasına tapmama, putların ve putlaştırılmış kişilerin önünde eğilmeme, zulme başkaldırma, iyilikleri yerleştirme ve kötülükleri yok etme, renk, ırk, zenginlik, kudret farklılıklarından dolayı insanların bir birine zulm ve baskı yapmalarına karşı amansız savaş açma, öldükten sonra insanın tekrar dirilerek yaptığı en küçük kötülüklerin bile hesabını vereceği, cezasını çekeceği, yaptığı bütün iyiliklerinde karşılığına kavuşacağı bir günün mutlaka geleceğine inandırma, yani Allah'ın hükümlerini hakim kılıp şeytanın hakimiyetine son verme, zulmü ve gururu, insanların birbirlerini ezmelerini yıkma yolunda, İslam, Ulu peygamberin Mekke sabahlarından birinde ilk ses yükseldiği tarihten bu yana savaşını sürdürmektedir. İki yüz yıldan beri Avrupa'nın yıkıcı etkisine dayanmakta ve Batının cinayetlerinin ortağı değil mağduru olmakta veya mağdurlarına, kurbanlarına umut ve teselli taşımaktadır. Tarih felsefesi açısından orijinal bir medeniyet bile sayılmayan Rönesans sonrası Batı medeniyeti, gittiği yere adaletsizlik, insanların önünde eğilme, Tanrıyı unutma, insanlara köle olma, soysuzlaşma, erdemden uzaklaşma, maddeye tapma, bozulma, yıkılma ve çökme tohumlarını da beraber götürmüş, gittiği yeri madden sömürmüş, mânen çürütmüş, ulaştığı insanların hem ruhunu, hem ülkesini çölleştirmiştir'' (Sezai Karakoç)
Siyonizm yaptıklarına artık kılıf uyduramayacak'
Amerikan İdeolojisi adlı kitap'ın yazarı Andrew levine, Wall Street'i İşgal Et hareketinin bir sonraki aşamasının AIPAC'i İşgal Et şekline dönüşeceğini kaydederek, "Siyonizm'in dünyanın emeğini sömürmesi artık her kesimden insanı rahatsız ediyor ve Siyonizm yaptıklarına artık kılıf uyduramayacak kadar açıkta kaldı. Siyonizm her zamankinden çok daha zayıf ve çöküşü kaçınılmaz" dedi.
İnsanların kendilerini sömüren gerçek güç küresel sömürü sisteminin kalbi olan Wall Street'in işgalinden sonra insanların buranın asıl kurucusu olan Siyonizm'i de hedef almaya başlayacaklarını belirtti. Levine, "Bugün vicdan sahibi olan herkes Amerika'nın İsrail'in kürsel çapta gerçekleştirdiği operasyonlara koşulsuz destek vermesini sorguluyor ve biliyorlar ki Amerika'nın bu koşulsuz desteği kendilerinden alınan vergilerin Siyonist lobilere akıtılmasıyla sağlanıyor" şeklinde konuştu.
Toplumun yüzde birlik kesiminin yüzde 99'u sömürmesi üzerine kurulu olan sistemin bir çöküşte olduğuna dikkat çeken Levine, ".. seçilen her ABD başkanının Amerikalılardan önce Siyonistlerin çıkarlarını gözetmesi artık insanların canına tak etti. Onlarca yıldan beri Amerikan zihniyeti ve devlet aygıtları Siyonizm tarafından şekillendi ve bugün Wall Street'in işgalini isteyen on binlerce insan tam da artık bu zihniyeti hedef alıyor. Kısa bir süre sonra AIPAC'in işgal edildiğini görürsek şaşırmayalım" dedi.
Almanya'nın Euro Bölgesi tepetaklak'
Euro Bölgesi'nde başlayan kriz teler teker Avrupa'da başbakanların istifasıyla Yunanistan, İrlanda, Potekiz, İtalya ve İspanya'da hükümetler düştü.
AB ülkeleri kendilerini kurtarmaları için Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya'ya heyetler gönderip yardım çağrısında bulunuyor. Son olarak Euro bölgesi'ndeki kriz Almanya ve İngiltere'yi birbirine düşürdü.
Almanya Başbakanı Angela Markel'in İngiltere'nin vergi sisteminde AB müktesebatının dışına çıkacağını duyurmasından sonra yaptığı açıklama iki ülkenin Başbakanlarının birbirlerine düşmesine neden oldu. İngiltere Başbakanı David Cameron'un "Almanya İngiltere'yi yönetmeye kalkışmasın" şeklindeki açıklamasından sonra Markel, İngiliz lidere rest çekti.
Daha sonra İngiltere'de görüşen iki lider, anlaşma sağlandığını duyursa da, aslında ekonomisi bıçak sırtında olan İngiltere'nin Almanya'nın dayattığı koşulları kabul etttiği şeklinde yorumlandı. İngiliz Başbakan, "Almanya bize yardım ederse biz de AB'ye yardım ederiz" şeklinde konuştu.
İngiliz ekonomisi, son dönemlerde son 25 yılın en kötü seviyelerine inmiş, sosyal huzursuzluk da ayyuka çıkmış durumda.
İngiliz Avam kamarası ise İngiltere'nin AB'de kalmaya devam edip etmeyeceğine yeniden karar verilmesi için referanduma gidilmesi gerektiğini savunuyor.
Euro Bölgesi'ndeki krizin çözülmesi için bağımsız uzmanların önerdiği çözüm ise, Ekonomisi iyi olan ülkelerin enflasyon yükselişine izin vererek ekonomisi kötü olan ülkelerin rekabet gücünün böylece arttırılması şeklinde.
Ancak, ekonomik durumu iyi olan ülkelerden Almanya'nın böyle bir çözüme yanaşmaya niyeti yok.
'Bütün dünya Wall Street'teki isyanı desteklemelidir. Dünya doları denetlemezse, dolar dünyayı denetir.' (N.Gürdoğan)
Slavoj Zizek: Kapitalizm kılık değiştiriyor
Slovenyalı filozof Slavoj Zizek, kürsel ekonomik ve siyasal krizi değerlendirdi. Zizek, Kapitalizmin kılık değiştirerek yoluna devam etmek istediğini kaydederek, "Çin'in yükselişinde gördüğümüz şey Kapitalizm'in Asyalı değerlerle yeniden üretilmeye çalışıldığıdır. Oysa dünya şu anda gerçek bir alternatife ihtiyaç duymaktadır. Bu alternatif Batılı kapitalizmin Asya kapitalizmine dönüşmesi değil, kapitalizmin dışında bambaşka bir alternatif olmalıdır. Kapitalizm ile demokrasi arasındaki evlilik artık bitmiştir" dedi.
Ortadoğu'dan Londra sokaklarına, oradan Amerikan şehirlerine kadar yayılan isyan hareketleri kürsel sisteme bir başkaldırı olarak yorumlanırken, hem kapitalizmi hem de sosyalizmi eleştiren Slovenyalı düşünür Slavoj Zizek, kürsel sistemin meşruiyetini tamamen kaybettiğini söyledi. Zizek, "sistem, kendi geçerliliğini, meşruiyetini kaybetti. Şimdi yeni bir alan açılıyor. Bu yeni alanı ne ile dolduracağız' Bana göre, insanlar bugün gerçek bir alternatif istiyorlar. Siz, tek alternatifin anglo-saxon kapitalizmi ya da Çin-Singapor kapitalizmi olduğu bir yerde yaşamak ister miydiniz'" dedi.
Zizek, şöyle konuştu: "İddia ediyorum ki eğer bir şey yapmasak yavaş yavaş yeni bir tür otoriter rejimlere doğru kayacağız.
Şimdiye kadar hep şu iddia edilirdi: Kapitalizm eninde sonunda demokrasiyi doğurur. Bu doğru değil. Korkarım ki dünya gerçek bir alternatif isterken yavaş yavaş bu kez de Asya türü bir kapitalizme geçiş yapılacak. Böyle bir şey olursa kapitalizm yeni bir zafer daha kazanmış olacak. Bu yeni kapitalizm Batı'nın eskimiş dinamiklerine taze bir kan gibi sunulmuş olacak.
Ben kapitalizmin demokrasiyi eninde sonunda doğurduğu tezine katılmıyorum. Kapitalizm ile demokrasi arasındaki evlilik bitmiştir."
Seymour Hersh: Rapor bilimsel değil politik
ABD, İngiltere ve Kanada öncülüğünde Batılı devletler İran'a karşı bir dizi yeni yaptırım kararı almaya hazırlanırken, Politzer ödüllü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh, Irak'ın işgalinden önce yürütülen propagandaların aynısı.
The New Yorker'daki İran ve UAEK adlı son makalesinde Hersh, yayımlanan son raporun bilimsel değil politik olduğunu kaydetti. Hersh, "UAEK raporu iyice incelendiğinde aslında hiçbir şeyin bulunmadığı görülür. Evet, hiçbir şey. İran'ın nükleer silah ürettiği ya da üreteceği ile ilgili hiçbir somut kanıt yok. Her şey iddialardan ibaret. Irak'ın işgali için yürütülen propaganda bu gün İran için yeniden devreye sokuluyor. Batılı devletler, İsrail'in ürettiği fantezilerin peşinde sürükleniyor ve bu fantezi şimdi de İran'ın bombalanmasını öngörüyor" dedi.
Ancak amerikan ekomosinin içinde bulunduğu krizden dolayı saldırı ihtimalinin oldukça zayıf olduğunu dile getiren Hersh, "Netenyahu, İsrail'de seçmen kaybediyor. Ehud Barak da öyle. Netenyahu, İran'ı saf dışı bırakarak İsrail'in Churchill'i olmayı ve seçimi yeniden kazanmayı hedeflerken, Ancak, bu macera açıktır ki dünyayı telafisi mümkün olmayan bir felakete sürükleyebilir" şeklinde konuştu.
Vatikan'ın Afrika çıkarması
Vatikan ile Evangelistler arasındaki savaş kızışıyor. Vatikan, başta Afrika olmak üzere Latin Amerika'da da Evangelistlere karşı yoğun bir kampanya yürütüyor. Vatikan, bütün imkânlarını kullanarak Afrika'yı adım adım dolaşıyor. Pew Research Center'ın verdiği donelere bakılırsa 1900'2010 tarihleri arasında Afrika'da Müslüman nüfus 11 milyondan 234 milyona ulaşırken, aynı dönem içinde, Hıristiyanların sayısı 7 milyondan 470 milyona ulaştı.
Vatikan ve evangelistlerin yayılmacılığı yalnızca Afrika ve Latin Amerikayla sınırlı değil. Ortadoğu ve Asya'da da önemli ölçüde bir ilerleyiş gözlemleniyor. Özellikle Fas ve Cezayir'in Kabili bölgesi, Mağrip ve Maşrık ülkeleri...
Son olarak, papa 16'ncı Benedictus, Dinlerarası Diyalog çalışmalarının devam etmesi gerektiğini, çünkü bu diyalog çalışmalarının Müslümanlar başta olmak üzere insanların Hıristiyanlığa dönüşleri için çok iyi bir fırsat olduğunu söylemişti. Almanya gezisinde bu açıklamaları yapan Papa, Hristiyanlık'ın Roma, Yahudi kültürü ve Yunan felsefesinden beslendiğini de sözlerine eklemiş, Siyonistlere zeytin dalı uzatmıştı.
'Ahir ömrümüzde görebileceğimiz değişimin tam ortasındayız. İnsanlık tarihinde böyle dönemler olmuştur. Ve o dönemim içinde olan insanlar böyle büyük değişimlere şahit olmuşlardır, onlar şanslı insanlardır. Biz de bu dönemde bu değişimlere şahit olduğumuz için şanslı insanlarız.
Peki, Yaklaşık 250 yıllık sermaye birikim rejiminin sonlandığı bu günlerde kapitalizm şimdiye kadar yaptığının aksine kendisine vicdanlı bir yol bulabilir mi' Kapitalizm kendisini insanın vicdanına, onuruna yakışan bir şekilde yenileyebilir mi' Ben bunun kapitalizmin fıtratına, doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum. Çünkü kapitalizmin işleyişi ve çıkış yeri insan emeğini sömürü üzerinedir. Bunu, insanlık tarihinde hem batıda hem de doğuda, gerek pozitif ilimleri referans alan gerek dini referans alan çeşitli düşünürler ifade etmişlerdir.
Güncel anlamda ifade edecek olursak bazı İslam ülkelerinin çok zengin olmasını. Bazı İslam Ülkerli petrol zenginidir. Ve şeyhler aileler tarafında yönetilmektedir. Bu hakimiyet İslam'ın va'z ettiği bir iktidar biçimi değildir. Petrol zengini olan ailelerinin, şeyhlerin, kralların servetlerinin dağılması lazım. Bu da bence Arap baharının devamında olabilecek bir şey.' (Dr. Cemil Ertem)
OBB Başkanı ve İslam Ticaret ve Sanayi Odası Başkanvekili Rifat Hisarcıklıoğlu, İslam Kalkınma Bankası heyeti ile Cidde'de bir görüşmesinde şunları söylemişti: "48 en az gelişmiş ülke arasında 22 İslam ülkesi var ve en zengin İslam ülkesi ile en fakir İslam ülkesi arasındaki gelir farkı 220 kat. Bu beni rahatsız ediyor."
Ve. Bize bizden yakın olan Rabbil-'âlemin şöyle buyuruyor:
'Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: 'Allah'ın yolu asıl doğru yoldur.' Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.' (Bakara, 120)
Evet, Mekke'den yükselen Allah'a inanışın sesi yüz yıllarca insanlığın ufkunu aydınlatmış, adalet, erdem ve medeniyet ışıkları dört yana ulaşmıştır.
Günümüz dünyasında, bizleri rahatsız edecek seviyeye ulaşmış olan İslâmî düşünce, İslâmî şahsiyet, İslâmî şuur eksikliklerini giderebilmek: İslâmî cevvaliyetin kazanılması ve cihat ruhunun uyanması için bu dava uğrunda korkusuz bir şekilde mücadele eden dâvâ adamlarını büyük bir sevgi ile bağrımıza basıp, ruhumuzla onlara yakın ve davalarına ortak olmalıyız'
İnsanlık hep zulüm düzeninden kurtulup adaletin hâkim olduğu bir nizamı özleyenleri, irşat ifadelerini hiç unutmamalıyız'
'Cihadın en faziletlisi, zalim bir sultana karşı hakkı söylemektir.' Hadis-i Şerifinde tarifi yapılan mücahitlerden bir kaçı:
Sokrat'ın müdafaasını,
Ebu'l-Kelam Azad'ın işgalci İngilizler'in mahkemesi önündeki kükreyişini,
Akif'in mazlum milletler ve İslâm âleminin geleceği için haykırışını,
Said Nursi'nin, ittihat ve terakki çetelerinin muhaliflerini temizlemek için çıkarıldığı divân-ı harpte, 'Ey paşalar, ey zabitler..' hitabıyla başlayan, ölüme ve ölüm tehditlerine karşı meydan okuyuşun en müthiş bir ifadesi olan haykırışı,
Necip Fazıl'ın her seslenişte ürperdiği, manen şahlandığı, milyonları aşan yeni nesle iman ve İslâm'ı haykırışları'
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu'
Mehmet Akif Ersoy
Evet, her kimde, zulme ve haksızlığa karşı bir kükreyiş, bir isyan hissetmişsem 'Rabbimin bir lütfü olarak- onu farklı sevdim. Onları rahmet, sevgi ve ihtiram ile yâd ediyorum'
Mehmet Yürekli
30.03.12, Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.