Kimsesizlerin Kimsesi Olmak

Kimsesizlerin Kimsesi Olmak

Hiç kimse yok kimsesiz, Herkesin var bir kimsesi, Ben bugün kimsesiz kaldım Ey kimsesizler kimsesi” -Avni

Kimsesizlerin kimsesi olarak sığınabileceğimiz tek bir kimse var, O da Allah (c.c)

Kimsesizin kimsesi olmak, İslami bir ahlaktır. Bir erdemdir. Kimsesizlerin kimsesi olmak, aynı zamanda vicdani bir görevdir.

Bir Ramazan bayramı günü Peygamberimiz (s.a.v.) evinden çıkarak camiye gidiyordu. Yolda Bayram neşesi içinde cıvıl cıvıl oynaşan çocuklara rastlar; hepsi bayramlık elbiselerini giyinmiş, coşkun bir sevinç içinde öteye beriye koşuşuyorlardı. Fakat içlerinde zayıf, cılız bir yavru eski ve yırtık elbiseleri içinde bir köşeye çekilmiş, üzgün bakışlarla kaynaşan arkadaşlarına bakıyor ve zaman zaman gözyaşlarını tutamayarak hüngür hüngür ağlıyordu. Efendimiz (s.a.s) sorar: 'Seni arkadaşlarınla oynamaktan ve eğlenmekten alıkoyan şey nedir?' Çocuk: 'Babam, Allah Resulünün de katıldığı bir savaşta şehit düştü ve yetim kaldım. Bana bayram elbisesi alacak, elimden tutacak ve babalık yapacak kimsem kalmadı. Ben kimsesiz ve yetim kaldım.'

Tabi ki konuştuğu kişinin Efendimiz s.a.s olduğunu bilmiyordu. Yetim yavrucağızın anlattıkları Peygamber'in yüreğini parçalamıştı. Çocukcağızın şefkatle elinden tuttu ve sevgi ile saçlarını okşayarak ona şöyle dedi. 'Yavrum! Benim sana baba, Ayşe'nin ana, Hz. Ali'nin amca, Hasan'la Hüseyin'in erkek kardeş ve Fatma’nın da kız kardeş olmasını ister misin?' Yetim yavrucağız tatlı dil ile hatırını soran nur yüzlü adamın peygamber (s.a.v.) olduğunu anlayarak, çektiği çilelerin son bulmak üzere olduğunu sezdi. Güler yüzlü adama: 'Nasıl istemem ey Allah'ın Rasûlü!' diye sevinçli bir cevap verdi.

Yaşadığımız toplumda her zaman kimsesiz ve muhtaç insanlar, aileler, hastalar, engelliler, yalnız yaşayan yaşlılar, sahipsiz çocuklar vardır. Bazen ekranlarda birkaç dakikalık haber ya da bir gazetede birkaç satır olup çıkıyorlar karşımıza. Ağzımızdan bir iki “vah, tüh, zavallı” kelimeleri dökülüyor, belki yarım ağız dua edip, Mevla yardımcıları olsun diyoruz. Başkalarının derdini hisseden bir insanın yüreği kendisi kadar başkalarını da düşünür, onlar içinde dertlenir. Sıcak bir selamlaşma, bir hasta ziyareti, gönülden verilen bir sadaka insanlar arasında var olan bütün mesafeleri kapatabilir. Bazen küçük bir hal hatır sorma insanının yaşam sevincinin yerine gelmesine neden olabilir.Bu nedenle hiç bir iyiliği küçük görmeyelim. Mümkün olduğu kadar ihtiyaç sahibine el uzatalım, yetimin başını okşayalım, onları ziyaret edelim, acılarını paylaşalım, insanlığımızın ve imanımızın tadına varmak ancak böyle mümkün olacaktır.

Ne kadar çoktur dostlar sayıldığında. Hâlbuki ne kadar azdırlar musibet anlarında. diyor, İmam Şâfii.

Kalın Sağlıcakla

Sait ÖZDEMİR

Eğitimci&Yazar

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sait Özdemir Arşivi