Bolluk Paradoksu

Bolluk Paradoksu

Amerikalı psikolog Barry Schwartz, Bolluk Paradoksu kitabında şöyle diyor: “Ürettiğiniz her ‘keşke’yle birlikte, tercih ettiğiniz seçeneğe karşı daha fazla pişmanlık ve daha az tatmin duyarsınız.”

Bolluk Paradoksu’na göre; insanların gerçekten seçtiği şeyin çekiciliğini bir süre sonra ilgisinin azaldığını söyler. Çünkü seçilmeyen alternatiflerin çekiciliğini düşünmek, seçilen şeyden duyulan keyfi azaltır. Bir ürün almak için bir internet sitesine girdiğinizde binlerce seçenekle karşılaşırsınız. Pek çok filtreleme yapsanız dahi kalan seçenek sayısı hâlâ çok fazladır. Ürünleri incelerken dakikaların nasıl geçtiğini anlamazsınız bile. Uzun bir uğraşın ardından mükemmel kıyafeti bulduğunuzu ve hemen satın aldığınızı varsayalım. (Genellikle en doğru tercihi yaptığınızı düşünürsünüz.) Tam da istediğiniz gibidir ve size çok yakışacaktır, sizden mutlusu yoktur artık.

Bir süre sonra o da ne! Satın aldığınız kıyafetten çok daha iyisi karşınıza çıkar. İşte bu andan sonra, aldığınız o kıyafetin verdiği tatmin hissi hızla düşmeye başlar. Çünkü çok daha iyisi varken ona kalmışsınızdır. Bu durum modern dünyada neredeyse her konuda sık sık yaşanıyor. Kıyafet, yemek, film, etkinlik, seyahat, ilişki ve dahası… Her konuda o kadar çok seçenek oluştu ki hangi birini seçeceğinize karar vermek hiç kolay değil. İşte bu da çeşitli sorunları beraberinde getiriyor.

İşte bu kadar bolluğun içinde kararsız kalan gençlere birilerinin yol göstermesi gerekiyor. Ne okuyayım? Ne izleyeyim? Ne giyeyim? Yüzüme ne süreyim? Nereden bulabilirim? X ve Y kuşakları kendi entelektüel gelişim süreçlerinde, kendi gençliklerinde hiç bu kadar çok bilgiyle, uyaranla, dikkat dağıtıcıyla karşılaşmadılar.

Sosyal İkilem belgeselini izlediyseniz ki bence izlemelisiniz, sürecin ve algoritmaların nasıl çalıştığını öğrenebilir ve çok şaşırabilirsiniz. Bugün bu algoritmalar sizin hangi saatler arasında aktif olduğunuzu, karşı cinste aradığınız özellikleri, ne tarz gömlekleri sevdiğinizi, hangi videoları size gösterirse dikkatinizi dağıtabileceğini, oy vereceğiniz partiyi, asla oy vermeyeceğiniz partiyi, sevebileceğiniz yiyecekleri, nefret ettiğiniz yiyecekleri, sizin hakkınızda sizin bile bilmediğiniz şeyleri söyleyebilir.

Standford Üniversitesi’nden Michael Kosinski’nin yaptığı bir çalışmaya göre Facebook’ta 10 kez beğeni butonuna bastığınızda algoritma sizi oda arkadaşınızdan daha iyi tanıyabiliyor, 150 beğenide akrabalarınızdan, 300 beğenide eşinizden bile daha iyi tanıyor. Sizi eşinizden ve hatta kendinizden bile iyi tanıyabilen bu algoritmalar tabi ki tercihlerinizi manipüle edebilir.

Kalın sağlıcakla

Sait ÖZDEMİR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sait Özdemir Arşivi