
Hayrettin Durmuş
Çanakkale’de Şahlanan İman
Çanakkale’de Şahlanan İman
Bilge Kağan’ın “Kanın seller gibi aktı, kemiklerin dağlar gibi yığıldı” sözünü hatırlatan hudutsuz bir kan fedakârlığının yaşandığı “mahşeri” bir destandır Çanakkale.
Çanakkale, tarihin eşine ender rastladığı bir savunma harbidir. Türk Milleti’nin var olma mücadelesinin emsalsiz destanıdır.
Çanakkale müdafaası, Balkan savaşlarıyla başlayıp Sevr’le sona eren topyekûn bir mücadelenin bozgun çığırında yükselen onurlu destanımızdır.
Çanakkale, Türk Milleti’nin imanla şahlandığı “Dur!” diyebilen iradenin sergilendiği Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun da dediği gibi “tarihin en zor” meydanıdır.
Çanakkale, Cideli Mehmet Çavuş, Yozgatlı Kınalı Murat, Ezineli Yahya Çavuş gibi, mukaddesleri için ölen millet evlatlarını toprağında barındıran mübarek yurdun adıdır.
Çanakkale, kendini yenilmez zanneden şımarık emperyalistlerin yüzünde patlayan Osmanlı tokadıdır.
Çanakkale, “Bir hilâl uğruna” okullarını bırakarak cepheye koşup da dönmeyen gönüllülerin, münevverlerin savaşıdır.
Çanakkale, Balkan hezimetinden sonra herkesin “hasta adam ölüyor” dediği zamanda dünyayı hayretler içinde bırakan bir şahlanış ve diriliş hareketidir.
Çanakkale, Sami Paşazade Sezai’nin ifadesiyle “Bu gün her Türk’e büyük Milletler arasından ‘ben’ demek salâhiyetini veren Çanakkale müdafaasıdır. Çanakkale üç şeyi başardı. Hâli kurtardı. Maziye hamaset ve azametini iade etti. Anadolu’yu ebedi vatan yaptı” dediği muhteşem bir ruh harbidir.
Çanakkale, “Tarhanam yerde kaldı/ Gözyaşım serde kaldı/ Çanakkale’ye giden/ Gül yârim nerde kaldı?” diye erini, çocuklarını gözünü kırpmadan cepheye gönderen Türk kadınının zaferidir.
Çanakkale, metrekareye altı bin merminin düştüğü eşi-benzeri görülmemiş bir can pazarıdır.
Malazgirt’te Alpaslan Gazi’nin cihadı ne kadar kutsalsa, Çanakkale’de Mehmetçiğin imanı ve mücadelesi de bir o kadar kutsaldır, mübarektir.
Çanakkale’ye Gelenlerin Niyeti
Peki neden Çanakkale? Niye geldi yedi düvel? Amaçları neydi? Bu soruları müttefik ordular başkomutanı General Jean Hamilton şöyle cevaplıyor:
“Çağımızın ekonomik zaferinin birinci şartı İstanbul’u Türk’lerden almaktır. Her ne pahasına olursa olsun alacağız. Ümit ediyorum ki geleceğin harp okulu öğrencileri büyük bir imparatorluğu harakiri yapmaya mecbur bırakmak için neden bu kıraç, beş para etmez kayaların eteklerine sıkıştığımızı değerlendireceklerdir. Bu kayalıklar Osmanlı sultanının kara kalbine hançerin saplanacağı en ideal yerdir. Canlarını alınıncaya kadar devam edeceğiz.”[1]
Koroya dahil olan Churchill ise : “Türkleri yalnız İstanbul’dan değil, Anadolu’dan da söküp atacağız.”[2] diyordu. Yani işin özü “Şark meselesi”
Şükürler olsun ki hevesleri kursaklarında kaldı. Mehmetçik etten bir duvar ördü, gençliğinin baharında kara toprağa girdi, canını verdi ama canından aziz bildiği vatanını vermedi, bayrağını düşürmedi.
Anadolu İnsanının Yürek Yakan Acısı
Bu uğurda dayanılmaz çileler çekildi. Fakirlik ve perişanlıklarına rağmen geri adım atmadılar. O günlerin acısını anlatır Yakup Kadri Karaosmanoğlu.“Bir Şehit Mezarı” adlı hazin hikâyesinde. Siz Anadolu’daki yoksulluğun derecesine bakın ki şehidin kurşun deliği açılmış bir kalpağı, altı delinmiş bir potini, eprimiş bir gömleği bile satılacak kadar değerli bulunuyor. Ondan alınacak paraya ihtiyaç var. Peki ya satılmak üzere açılan bavullardan çıkan şehit mektuplarına ne demeli? Nasıl baha biçmeli?
“Elli yıldır köylü mezarlığına delikanlı gömmedik. Hepsi cephelerde kırıldı, köye dönen olmadı. Dinimiz yaşasın da tek, hepimiz ölelim.” diyen ananın mübarek elleri öpülmez mi? Ne fidanlarımız kırıldı, ne çok yandı canımız.
İstanbulspor’un renkleri neden sarı siyah oldu acaba? Beşiktaş’ın kırmızı beyaz olan renkleri neden siyah beyaz olarak değiştirildi? Gençlerimiz sadece spor ansiklopedilerine bile baksalar yaşanan acıları göreceklerdir.
Çanakkale Savaşının Sonuçları
Çanakkale göstermiştir ki ; zafer her zaman Hakkın ve Hakka inananların olacaktır.
Çanakkale’nin gözler önüne serdiği gerçek şudur: Emperyalizm en güçlü çağında bile yenilebilir. Çağımızın emperyalist zalimlerine de en güzel cevaptır Çanakkale.
Çanakkale gencecik fidanların kırıldığı, göz yaşartan kahramanlıkların yanında en hazin insanlık dramının yaşandığı bir savaştır.
Çanakkale zaferini gerçek manasıyla an(la)dığımız zaman yolumuzu aydınlatan ışık olacaktır. Yeter ki bizler Çanakkale şehitlerimizin mirasına sahip çıkma iradesini diri tutalım. Onların emanetine sahip çıkalım ki sancaklar düşmesin…
Hayrettin Durmuş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.