Kırım Tatarlarının yarası kanamaya devam ediyor.

Kırım Tatarlarının yarası kanamaya devam ediyor.
Sovyet yönetiminin talimatıyla 18 Mayıs 1944’te topraklarından sürgün edilen Kırım Tatarlarının yarası kanamaya devam ediyor.

Kırım Tatar sürgününün 76. yılı

Ankara

Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin'in kararıyla Kırım Tatarlarının 76 yıl önce 18 Mayıs'ta vatanlarından gece yarısı toplanarak tren vagonlarında Orta Asya'ya sürgün edilmesiyle yaşanan acılar hala yüreklerde hissediliyor.

Karadeniz’i stratejik çıkarları için kullanmak isteyen Rusların, Kırım yarımadası üzerindeki hesapları tarih boyunca hiç bitmedi. Bu amaçla Rus Çariçesi 2. Katerina döneminde Kırım Tatarlarına yönelik başlayan baskı ve imha politikası, tarihin diğer dönemlerinde de acı bir şekilde tekrarlandı.

Yarımadada, Kırım Tatar halkının evlerine, camilere, çocuk yuvalarına yapılan baskınlar ve "terör örgütüne üye" olma iddiasıyla gözaltılar devam ediyor.

Osmanlı-Rus savaşının ardından 1774'te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı Devleti'nden koparılan Kırım Hanlığı'nı 1783'te Rusya'nın işgal etmesiyle Kırım Tatarlarını bekleyen zorlu bir süreç başladı.

Rusların baskı politikaları yüzünden onbinlerce Kırım Tatarı Osmanlı Devleti'nde bulunan değişik bölgelere göç etmek zorunda kaldı.

2. Dünya Savaşı’nda Sovyet Rusyası, Kırım'ı Almanlara bırakmak zorunda kaldı. Kırım Tatarları, Sovyet saflarında yer alarak, Nazi Almanyası'na karşı başarılı bir şekilde mücadele verdi. Buna rağmen Rus komutanlar Kırım Tatarlarını "Almanlarla iş birliği" yapmakla suçladı.

Rus Kızıl Ordusunun Kırım'ı Hitler Almanyası’ndan geri almasından sonra Kırım Tatarları Ruslardan baskı görmeye başladı. Sovyet yönetimine, Kırım Tatarlarının aleyhinde raporlar hazırlandı ve Kırım Tatarlarının yurtlarından tamamen sürülmesi talep edildi.

Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin gizli bir kararname imzalayarak, Kırım Tatarlarının Orta Asya’ya sürgün edilmesine karar verdi. Sürgün, 20 Mayıs'ta başlatılıp 1 Temmuz'da sonuçlandırılmak isteniyordu. Ancak operasyon 2 gün önceye alındı ve Kırım Tatar sürgünü 18 Mayıs 1944'te saat 03.00 sıralarında başlatıldı. Sürgünün hızla bitirilmesi için operasyonun 1 Haziran'a kadar tamamlanması emredildi.

Aynı dönemde 2. Dünya Savaşı devam ettiği için Kırım Tatar erkeklerinin çoğunluğu Sovyet ordusunda Hitler Almanyası’na karşı cephede savaşıyordu. Kırım’da geride kalan kadınlar, çocuklar ve yaşlılar Sovyet askerleri tarafından gece yarısı uyandırılarak 15 dakika içinde meydanlarda toplandı ve tren vagonlarına dolduruldu. 250 bine yakın Kırım Tatarı, 3 gün içinde hayvanların taşındığı vagonlarla Orta Asya'ya sürgün edildi. Sürgüne gönderilenlerin yarısına yakını yollarda hastalıktan, açlıktan, zor şartlardan dolayı hayatını kaybetti.

Kırım Tatarları yarımadadan sürüldükten sonra Türk kültürü ve diğer toplulukların izlerinin silinmesi için sistematik çalışmalar yapıldı. 1944’ün sonunda Sovyetler Birliği yönetimi çıkardığı kararla Kırım'daki bütün Türkçe olan yer isimlerini Rusça olarak değiştirdi.

Stalin'in ölümünden sonra Ukrayna'nın Rusya'ya bağlanışının yıl dönümü nedeniyle Kırım, Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne hediye edildi. 1965'ten itibaren Kırım'dan sürgün edilen Tatarlar Kırım'a dönmek için siyasi faaliyetlere girişti.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Kırım Tatarlarının vatanı, Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti oldu.

Ukrayna'da Batı yanlılarının yönetimi ele geçirmesiyle, Rusya Kırım'ı 2014'te yasa dışı olarak ilhak etti. Kırım Tatarları yeniden 2. Katerina ve Stalin döneminde olduğu gibi baskı politikasının kurbanı oldu.

Kırım Tatarları arasında potansiyel tehlike görülenler takibe alındı ve hukuk dışı uydurma sebepler ile hapse atıldı. Önde gelen Kırım Tatarlarının yarımadaya girişi ise yasaklandı. Kırım Tatar halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Türklerinin iradesini temsil eden Kırım Tatar Milli Meclisi'nin (KTMM) Başkanı Refat Çubarov'a yarımadaya giriş yasağı konuldu.

Kırım Tatar Milli Meclisi, "aşırıcı örgüt" kapsamına alınarak faaliyetleri yasaklandı. Meclis ile doğrudan bağı olan 2 bin 500 Tatar ile onlarla ilişkisi olan herkes aşırıcı örgüt üyesi durumuna düşürüldü.

Rus yönetiminin baskısı nedeniyle binlerce Kırım Tatarı yarımadayı terk etmek zorunda kaldı.

Yarımadada, Kırım Tatar halkının evlerine, camilere, çocuk yuvalarına yapılan baskınlar ve "terör örgütüne üye" olma iddiasıyla gözaltılar devam ediyor.

KTMM’nin analizine göre, sadece geçen yıl Rus güvenlik güçlerince Kırım Tatarlarının evlerine, camilere, okullara yönelik 86 baskın yapıldı. Bu baskınlarda 157 kişi gözaltına alındı, 194 kişi sorgulandı, 335 kişi tutuklandı.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.