İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Yeni Akif?ler gerek,

 

Yeniden İstiklal marşı yazdırmamak için Akif olmak gerek, yeni Akifler yetiştirmek gerek.

İstiklal Marşı ile tanıdık onu. Önce İstiklal Marşı'nın törenlerde okunan bölümlerini ezberledik, sonra diğer kıtalarını. ?Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet? dizesini ölümsüzleştirdik.

Milli mücadelenin kahramanı ölümsüz eserlere imza koyan Akif kimdi. İstanbul'da doğmuş, İstanbul'da vefat etmişti.  Babası İpekli Temiz Hoca ve annesi Emine Şerife hanımdı. Mektebi Mülkiye'de okumuş, babasının vefatından sonra Baytar Mektebi Alisi'ne kaydolmuş ve oradan mezun olmuştu. Din ve dilin mukaddes olduğuna inandığından Arapça, Farsça ve Fransızca'ya vâkıftı. Devrin sporu olan güreşte mahirdi, yüzme ve diğer sporlarla da alakalıydı.

Şiirlerini 1908'de Meşrutiyet'in ilanından sonra yayınlamaya başlamıştır. İttihad ve Terakki'ye girmiş, I. dünya savaşı sırasında, İngilizlerden esir alınan Müslümanlara iyi muamele yapıldığını göstermek için Almanlar tarafından Berlin'e davet edilmiş ve Berlin hatıralarını burada yazmıştır. Necid'e gitmiş, Ravza'yı ziyaret etmiş, Mekke'ye gidememişti.

 

"Âsım?ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek.

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar.

Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor.

Bir HİLAL uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

 

Gerçekten de o Asım nesline en büyük örnekti. Türk Milleti?nin dili, tercümanı, gözü ve kulağı olan şair?in işgal altında bulunan topraklarda sessiz kalabilmesi mümkün değildi. Mehmet Akif?siz bir milli mücadele düşünülebilir miydi? Vatan toprakları sömürgeci güçler tarafından işgal edilirken Türk aydınları yan gelip yatamazdı!

Mütareke'de İzmir'in işgalinden sonra çok üzülmüş, ?Asırlardır hür yaşamış bir millet esir olamaz.? dı. Türk tarihini çok iyi bilen M.Akif, ?Türk?ler yirmi beş asırdan beri bağımsızlığını korumuş bir millet bağımsızlıktan asla vazgeçemez,  Avrupa?da bağımsızlıklarının başlangıcı bu kadar eski zamana dayanan tek bir millet dahi yoktur.? diyerek Türk Milleti?nin istiklalden mahrum kalabileceğini bir an olsun aklından geçirmemiştir. Kurtuluşun milletten geleceğine inanan M.Akif, 1920 Şubat ayında kutsal mücadelenin başladığı Anadolu?ya geçmeye karar verir. İstanbul?dan ayrılarak Balıkesir?e gider.

Balıkesir'e gidip vaazlar vermiş, İstiklali savunmuş ve şiirler yazmıştı. Kastamonu dâhil, yurdun çeşitli yerlerinde hutbelerini milleti uyandıran metinler olarak okumuş ve yayınlamıştır.

Vatanın büyük felaketlere uğradığı bir devre tanıklık eden M. Akif bütün bu ızdırapları derinden hissederek, üzerine düşen vazifeyi yapmak için her şeyini feda etmiştir.  O bir şair ve yazar olarak milletin ıstıraplarını yakından bilen onlarla birlikte aynı çileyi çeken bir vatan sevdalısı, bir mücadeleci, birleştirici bir önderdi. Vatanın işgal altında bulunmasından dolayı milli mücadele yıllarında ülkenin çeşitli bölgelerine giderek umutsuzluğa düşen halka umut aşılamaya çalışmıştır. Buna en güzel örnek  ise;

1921 ?de Yunan ordularının ta Ankara yakınlarına Polatlı?ya kadar yaklaşması üzerine; Mecliste Başkentin Kayseri?ye taşınması konusu gündeme gelmiş ve hararetli tartışmalar yaşanmıştı. Kimi Milletvekilleri Ankara?yı savaşmadan mı terk edeceğiz diyordu. Ankara halkı, atını, katırını, eşeğini, kağnısını yüklemiş; yük katarları ve göçler yola dizilmişti. Ankaralılar 1921?in bu sıcak Temmuz ayında sabah erkenden göç etmek üzere yollardaydı. Mehmet Akif arkadaşı büyük İslam Bilgini Hasan Basri Çantay ile birlikte bu göç katarlarının önüne çıktı. Millet, Mehmet Akif?e zaten İslam şairi diyor, Hasan Basri Çantay?ı da büyük bir İslam bilgini olarak tanıyor ve seviyordu. Bu iki inanmış kahraman; göç katarlarının önünde durdular göç eden halkı. Millet yığıldıkça yığılıyor kalabalık artıyordu. Akif şunları söylüyordu; Kur?an_ı Kerim?i kaldırıp halka göstererek:? Bu Kur?an?a inanıyor musunuz? Toplanan Halk ?evet? inanıyoruz. Gerçekten bu Kur?an?a inanıyor musunuz?? Halk ?evet? inanıyoruz deyince Akif: ? Ben de o zaman diyorum ki siz gerçekten Kur?an?a inanıyorsanız hem Vallahi, hem Billahi, hem Tallahi Ankara düşmeyecektir. Ankara düşmeyecektir.? şeklinde sözlerini tamamlar ve insanlar göç katarları ile bir bir geriye evlerine dönerler. Bu olay Ankara?nın ve Meclis?in havasını da son derece etkiler. Başkentin Kayseri?ye taşınması konusu gündemden kaldırılır.

Çanakkale?yi, Kocatepe?yi, Samsun?u Erzurum ve Sivas Kongreleri?ni sindirerek okuyup anlamadıkça,  Milli mücadelenin kahramanların,  M.Akif?i tanımadan ve onların mücadelelerin, hakkı ile anlamadan Bağımsızlığı, özgürlüğü, bayrağı ve bu vatanın varlığını anlamak mümkün olamaz.

Günümüzde her şeyin madde olduğu, karşılıksız hiçbir şeyin yapılamayacağı inancı yaygınlaşırken O, 500 tl. Ödül verilecek olan  727 şairin katıldığı ve Maarif Vekâleti?nin açtığı yarışmaya, ?Para için İstiklal Marşı yazılmaz? gerekçesiyle katılmamıştı. Daha sonra karşılıksız olarak  İstiklal Marşı'nı Hamdullah Suphi'nin özel teklifi üzerine yazmıştı. İstiklal Marşı, Mecliste alkışlarla dört kez okunmuştu. Hastalığında, ?Neden bunu Safahat'a almadınız?? diye sorduklarında, ?O memleketimin, benim değil.? demişti.

İşte onun için; Yeniden İstiklal marşı yazdırmamak için Akif olmak gerek, yeni Akifler yetiştirmek gerekiyor. Gelecek nesillere geçmişimizin kahramanlarını ve onların vatan millet ve ahlak anlayışlarını aşılamamız gerekiyor. Akif?in değimiyle Asımın nesline tarihimizde hiç olmadığı kadar bu dönemde ihtiyaç duyulduğu görüşündeyim. Bu vesile ile İstiklal marşımızın yazarı milli mücadele kahramanı M.Akif Ersoy?u rahmet ve minnetle anıyor, Yüce Allah CC.den bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmamasını dilerim.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

11.03.2014/adanapost.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi