Siyaseti naif kılan, üretilen politikaların hizmete dönüştüğünü görebilmektir.
Halkın takdiri ise, bu işin ödülüdür.
Seçim meydanlarında, belki de "kendi içeceği suyu bile almaya zorsunan" yaşlı, mağdur insanların, onlarca kilometre yol gidip, kimi bölgelerde şiddetli yağmurun, kimi bölgelerde de kavurucu güneşin altında saatlerce politikacıları beklemesi, yapılacak olan konuşmanın bir benzerini önceki akşam televizyonda dinlemiş olmalarına rağmen yine de orada bulunmayı, inancına ve umuduna sarılmak olarak değerlendirmesi, o kalabalığın içinde itilip kakılmayı da göze alarak ama mutlaka üretilen hizmetlerin takdirinden geri kalmamaya özen göstermesi, her şeye rağmen milletimizin kadirşinaslığını ve öncelikle bu ülkenin, sonra da şahsının umuduna duyduğu saygının bir göstergesidir.
Hizmete vesile olmak, politikacının yegane arzusudur.
Siyasette bundan başka haz arayanlar, milletimizin başına bela kesilmişlerdir.
Bu hazzı elde etmek ve bu hazla yetinmek, üretilecek tüm hizmetlere ziyadesiyle layık olan bu halka, kalplerinin saflığıyla ve samimiyetlerinin derinliğiyle mukabele etmektir.
Ülkemizin gözü aydın..
Artık, "hizmet" denilen bu yüce aşkı yüreğine yerleştiren pırıl pırıl politikacılarımız var.
Hepsini bu millet adına can-ı gönülden öpüyorum.
Ahmet Yürekli
06.06.2011, Üsküdar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.