İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu İle

Bir Hatıra

İrfan Küçükköy

Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu İle

Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu, 1950 öncesi tek parti döneminin son millî eğitim bakanıdır. 1948 yılında Hasan Saka hükümetinde ve 1949 yılında İlahiyatçı Prof. Dr. Şemsettin Günaltay hükümetinde bakan olarak önemli teşebbüslerde bulunmuş, önemli kararlara imza atmıştır.

Ben kendisini tanıdığımda fikrî kemaline ermiş (1975) ve bir canlı tarih olmuştu. O, önemli bir ilim adamı idi. Kaleme aldığı ve bazı övgü cümleleri yazarak imzalayıp bana hediye ettiği “Türkçenin Grameri” kitabı bir ilim klasiği halinde idi. Türkçe gramerini Türkçeleştiren kişi olarak bilinir. Daha sonra bu kitap üzerine yüksek lisans ve doktora tezleri yapılmıştır. Türk dili üzerine gerçekten bir otoritedir.

Köy enstitülerinden şikâyet ayyuka çıkmıştı. . 1949 yılında toplanan IV. Millî Eğitim Şurasında köy enstitüleri ile öğretmen okullarının birleştirilmesi kararlaştırılmış, uygulanması da Demokrat Parti döneminde olabilmiştir (1949’da yapılan IV. Millî Eğitim Şurası kararları). IV. Millî Eğitim Şurası’nda alınan kararlar olmasa bile konuşulan konular önemlidir. Okullara seçmeli din dersi konması bu sırada gündeme gelmiş ve Demokrat Parti döneminde uygulanabilmiştir. İmam-Hatip okullarının açılması bu hükümet döneminde gündeme gelmiş ve 1951 yılında DP döneminde açılmıştır. İlahiyat Fakültesi’nin açılması kararnamesinin altında Millî Eğitim bakanı olarak imzası vardır. Tahsin Banguoğlu bu teşebbüslerin gerçekleşsin gerçekleşmesin büyük mücadelesinin yapıldığını anlatmıştı. Üniversitelere hat ve tezhip dersleri koymak üzere teşebbüse geçerler. Banguoğlu’nun ifadesine göre, profesörler, dekanlar, rektörler karşı çıkarlar. Hatta kabine içinde bile karşı çıkanlar olur. Banguoğlu’nun ifadesine göre Mimar Sinan Akademisi bu inatlaşmanın sonunda kurulmuştur. Millî eğitim bakanı, başbakan ve cumhurbaşkanının imzası ile üçlü kararname ile kurulmuş, böylece hat dersinin eğitimi sağlanmıştır.

Vaniköy’deki yalı boyundaki evinin deniz manzaralı bahçesi, bir kısmı kendi öğrencisi olan gençlerle dolar taşardı. Birkaç defa da ben bulundum. Özellikle Hareket dergisi etrafında toplanan Nurettin Topçu taraftarı bilinen gençlere rehberlik yapıyordu. Bahçede çay içiliyor, öğrencilerinin getirdiği tatlılar ikram ediliyor ve sohbet ediliyordu. Daha doğrusu Banguoğlu’na sorular tevcih ediliyordu. O da o soruyu konu edinip uzun uzun açıklamalar yapıyordu. Yanından ayrılırken öğrenciler, tatlı bir bilim hazzı yaşıyorlardı. Sonradan birçok yazar onun sohbetinde bulunmuştur. Sohbet meclisi bir okul gibi idi. Yeniden Millî Mücadele Mecmuası’na uğradığı da oluyordu. Şu anda yanında kimlerin olduğunu unutmuşum. Mecmuada bir özel sohbette Amerikan Altıncı Filosu’na karşı yapılan gösterileri şöyle anlattı: “Dolmabahçe önlerine demirleyen ABD Altıncı Filosu’na karşı yapılan protesto gösterileri, devletin korumasında cereyan etti. ABD-Türkiye arasındaki problemler dolayısıyla gözdağı vermek için ABD Altıncı Filosu boğazda demir attı. Protestolar başladı. Bu esnada güvenliklten sorumlu generalden dinlemiş. General, genelkurmaydan iki türlü emir alıyorduk. Biri yazılı emir “Protesto hareketlerini hemen durdurun” tarzında, diğer emir özel kişiye, özel emir: “Gençleri serbest bırakın. Yapacaklarını yapsınlar”. Solcular, bu harekete uzun süre sahip çıktılar. Hâlâ bu övüncü yaşayanlar var. Banguoğlu devlet sırlarına vakıftı. Protesto günü Cuma idi. Dolmabahçe Camii’ni cemaat almaz. Protestoya gelenlerden de Cuma namazı kılanlar oldu. Kıble cihetinde ABD Altıncı Filosu gemileri var. Bazı basın organları, fotoğraflar çekip sanki dindarlar ABD Altıncı Filosu’na ibadet ediyormuş görüntüsü verip bu yönde başlıklar attılar. Çektikleri resimlerle ve altyazıları ile Müslümanları küçük düşürmeye çalışanlar, protestoyu sulandıranlar ABD’den ücretlerini almamışlarsa hakları kalmıştır.

“Encümen-i Daniş” terimini ilk defa Tahsin Banguoğlu’ndan işittim. Şöyle anlattı. “Ben Encümen-i Daniş üyesiydim. Encümen-i Daniş ‘Bilginler Meclisi’ demektir. Gayri resmi bir kurumdur. Cumhurbaşkanlarının akıl hocaları demek gerekir. Toplantılarımıza bazen cumhurbaşkanları da katılır. Ayda bir, iki ayda bir toplanırız. O ayı ilgilendiren konular görüşülür. Rahatça anlayacağınız üzere istihbaratın en üst bilgileri önlerine gelir. Onlar da konuyu müzakere ederler. Her üye görüşünü rahatlıkla dile getirir”. Banguoğlu bu bilgileri verirken şunu da vurguladı. İçinde bazı emekli orgeneraller olsa da bu kurum sivil bir organizasyondur. Ergenekon davası görülürken bu kurum, nispeten gündeme geldi. Demek ki bazıları vaziyettin vazife çıkarıp kurumun gayr-i resmi de olsa kuruluş var oluş prensiplerinin dışına çıkmışlar veya pozisyonlarından faydalanmışlardır. Müesses nizamı korumak gayesi ile var olan bir kurumun ihtilal provokesi yapması düşünülemez. Münferit hevesliler olabilir.

Tahsin Banguoğlu siyasi hayatının, Türkçe uzmanlığının yanında, her konuda detaylı yorumlar yapabilen bir fikir adamı, devletin sırlarını bilen bir canlı tarih, bildiklerini anlatabilen bir sohbet adamı idi. Vaniköy’deki deniz manzaralı köşkü, deniz içine uzanan güzel ve bakımlı bahçesi, gençlerle bunun için doluyordu.

Allah rahmet eylsin, mekanı Cennet olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi