PEYGAMBERİ SEVMEK*


...

Herkese güzel örnek peygamberin vefatından sonra, Allah ve melekleri onun değer ve kıymetini söylerler. Hz. Peygambere karşı duyulan sevgi, inançlarıyla varolma mücadelesinde insana dayanma ve direnme gücü vereçektir. Hiçbir şey ona olan özlemi dindirmez de, ona dokunmak, onun dokunduğu bir şeye dokunmak, ondan izler taşıyan herhangi bir nesneye dokunmak, onu daha yakından hissetmek, keşfetmek, sizi hissetmesini sağlamak, varlığınızdan haberdar etmek için ona daha beşeri olanla kendinizi fark ettirmek istersiniz.

İşte! İbn Ömer?in ona olan hasretini bir parça dindirmek için, Hz. Peygamber?le beraber olduğu mekanları ziyaret edip, onun temas ettiği yerleri hasretle seyredip, dokunduğu yerlere dokunarak özlem gidermesi.

Hz. Peygamber?e yıllarca hizmet etme mutluluğuna ermiş, onunla aynı çatı altında yıllarca yaşamış olan Enes b. Malik; Hz. Peygamber?e dokunuşun ve onunla yaşanılan ortamın iliklerine sinen havasını teneffüs etmenin hasretini onun kadar güzel dillendiren olmamış. O der ki;

?Ben, hayatımda Hz. Peygamber?in elinden daha yumuşak hiçbir ipeğe, hiçbir kadifeye yapışmadım. Yine ben, ömrümde Rasülullah?ın kokusundan daha hoş bir koku da ebedi/asla koklamadım.? (K.Miras,Tecrit,IX,276)

Müslümanlar arasında varolan veya olması gereken saygı ve sevgiyi konu edinen çok sayıda Hadis-i Şerif vardır. Konuyu çok veciz ve kapsamlı bir şekilde anlatan hadislerden biri şudur:

Numan İbn-u Beşir (r.a) anlatıyor: Rasulüllah buyurdular ki;

?Birbirlerini sevme de, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte Mü?minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv (organ) rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararetle ona iştirak ederler.? (Buhari, Edep, 27; Müslim, Birr, 66)

Burada İslam toplumu bir vücuda benzetilmiştir. Bu toplumun her bir ferdi, yani kardeşlerden her biri, bu vücuttaki bir organa benzetilmiştir. Vücut bir bütündür. Organlar tamamen birbirine bağlıdır. Mesela, en ufak parmakta meydana gelen bir yaralanma veya hastalıktan bütün vücut ıstırap duyar, rahatsız olur; işte onun gibi dünyanın neresinde olursa olsun, maddi ve manevi bir musibete maruz kalan her müslüman kardeşimizin ıstırabı, bütün Müslümanları rahatsız etmeli, huzursuz etmeli, uykusuz bırakmalıdır.

Hz. Peygamberin istediği İslamiyet istediği kardeşlik istediği muhabbet ve fedâkarlık budur. Aslında İslam toplumunu toplum yapan da bu ruh ve şuurdur. Zaten böyle olmayan iman ve İslam kardeşliği de Hz. Peygamberin istediği manada bir kardeşlik değildir. Bu şartları taşımayan iman ve İslam da onun tam istediği iman ve İslam değildir. Nitekim Allah Rasulü bir başka hadiste şöyle buyurmuştur:

Ebu Hüreyre (a.a) anlatıyor: Rasulüllah buyurdular ki;

? Nefsim (canım) kudret elinde olan Zat?a (Allah?a) yemin ederim ki, İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırın.? (Müslim, iman,93; Tirmizi, İsti?zam, 1)

Ebu Zer (ra) anlatıyor: Hz. Peygamber buyurdular ki:

? Amellerin en faziletlisi, Allah için sevmek, Allah için buğz etmektir.? (Ebu Davut, sünnet, 3)

Muaz ibn-i Cebel (ra) anlatıyor: Rasulüllah buyurdular ki;

? Allah?u Teâlâ hazretleri şöyle hükmetti: Benim rızam için birbirlerini sevenlere, Benim için bir araya gelenlere, Benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve Benim için birbirlerine yardımda bulunanlara sevgim vacip olmuştur.? (Muvattaa, şi?r, 16 H.N, 2,953-954)

Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor: Rasulüllah buyurdular ki;

Allah?u Teâlâ hazretleri şöyle buyuruyor ki:

?Benim Celâlim adına birbirlerini sevenler var ya! Onlar için nurdan öyle bir minberler vardır ki, peygamberler ve şehitler bile onlara gıpta ederler.? (Müslim, Birr, 37-H.N, 2566)

Peygamber efendimizin oğlu İbrahim ölümcül bir hastalığa yakalanmıştı. Hastalığın ağırlaştığı günlerde Efendimiz oğlunu kucağına almış ve son defa onu bağrına basıp şefkatle öpmüş, gözyaşlarını tutamayarak şöyle demişti:

?Allah?ın takdiri karşısında elden ne gelir ey İbrahim! Göz yaşarır, kalp mahsun olur. Biz, Allah?ın rızasına uygun olmayan bir söz söyleyemeyiz. Ey İbrahim! Senin ölümün sebebiyle derin bir üzüntü içindeyiz? Bu, Allah?ın bir emri olmasaydı, vade dolmuş ve dünyadan ayrılma zamanı gelip çatmış olmasaydı, şu anda dünyada onlar öncekilere kavuşmayacak olsalardı senin ölümüne daha çok üzülürdük oğlum!? (Buhari, Cenaiz, 43; Müslim, Fedail, 62; İbn Mace, 53)

Allah?ım! Kainatın güneşi, Kur?an-ı Azimüş-şan?ın nurunun tecellisi, Peygamberleri bile kıskandıran sevgilinin yolunda bizi daim kıl.



*İnsan Niçin ve Nasıl Dua etmeli?

Garip Paşa, Adana


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Garip Paşa Arşivi