İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Paralel yapının müsebbibi AKP iktidarıdır.

18 Nisan 1999 genel seçimlerinde Fetullah Gülen,  Bülent Ecevit?in Demokratik Sol Parti (DSP)?ye gizli deste vermiş, bir grup Gülen cemaati mensubu DSP?den milletvekili seçilerek TBMM?ye girmişti.

1999 seçimleri sonrası kurulan DSP, MHP, ANAP koalisyon hükümeti döneminde Başbakan olan Ecevit?e yakın çalışma arkadaşlığı yapan bu cemaat milletvekilleri sayesinde bazı cemaat mensuplarını devlet içerisindeki kurumlara özelliklede emniyet ve yüksek yargıdaki kadrolara yerleştirmişlerdi.

Koalisyon hükümetinin erken seçim kararı ile 2002?de yapılan genel seçimlerde bu sefer Milli görüşten kopan ve ?yenilikçiler? diye adlandırılan grubun kurduğu Ak Partiye destek veren Gülen,  bu desteği 2007 ve 2011 genel seçimlerinde alenen göstermek suretiyle ilk defa bir partiye açık desteğini ifşa ediyordu.

Fetullah Gülen nede olsa saygıdeğer bir cemaat önderi, milli görüş kökenli AKP kurmayları siyasetlerini din üzerinden yapan kişilerden oluşuyordu. Yani dindarlık iki tarafından ortak noktası hal böyle olunca R.Tayyip Erdoğan ve kurmayları için Gülen?den ve cemaatinden kendilerine bir zarar gelmesi düşünülmüyordu.

R.Tayyip Erdoğan ve ekibi saygıdeğer hocalarının açık desteğini almış seçimlerde cemaatin oyu AKP?ye akıyor. Devlet içerisinde uyum içerisinde çalışıyorlar. Muhterem hoca efendiden ne zarar gelecekti ki kendilerine onun için içleri rahattı.

Fetullah Gülen?e methiyeler diziliyor, ?yeter artık bu hasretlik vatanına geri dön? diye Türkiye?ye davet ediliyordu. Bülent Arınç,  Gülen?den bahsederken gözleri doluyor heyecan ve sevgisinden gözleri yaşarıyordu.

Bu sevgi saygı itibarı ve güveni kazanan Gülen ile AKP iktidarı arasında diyaloglar gelişti.

30 yıldır devlet içerisinde bazı kurumlara birer ikişer çeşitli şekilde sızan Gülen cemaati mensuplarına 2002 yılından sonra AKP iktidarı döneminde devletin kurumlarının kapıları ardına kadar açıldı. AKP?ye açık destek veren Hoca Efendi?ye vefa borcu böylelikle ödenmeye çalışılıyordu.

40 yıldır devleti ele geçirme sevdası içerisinde olan Gülen?in artık önü böylelikle açılmış, devletin sinir uçlarındaki yapılanması ile devlet içinde istediği gibi at koşturma fırsatını yakalamış oluyordu.

MSP, Refah Partisi, Fazilet Partisi dönemlerinden ?post modern? darbe diye adlandırılan 28 Şubat sürecinden ve ?darbe sendromu? nedeniyle alerji duydukları TSK ve askerler hakkında. Cemaatin emniyet ve yargıdaki kadrolarının ortaya koyduğu önce sözde ?Ergenekon terör örgütü? ardından ?balyoz darbe planı? adı altında yüzlerce muvazzaf ve emekli yüksek rütbeli askerleri, işadamı bilim ve ilim adamı siyasetçi ve gazeteciyi hazırladıkları sahte belge ve delillerle cezaevlerine kapatınca. Başta R.Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm AKP kurmayları dört köşe olmuştu. Emniyet ve yargıya sevgi ve minnettarlıklarını uzun zaman medyada ve meydanlarda dile getiriyor. Davaların zaman zaman savcısı ve hâkimi olduklarını ifade etmekten çekinmiyorlardı.

Derken araya ?dershanelerin kapatılması? meselesi nedeni ile bir soğukluk girdi. Karşılıklı sözlü atışmalar hakaret ve beddualar ve arkasından ?17 -25 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonu? geldi. Bu yolsuzluk operasyonun iktidarı devirmeye yönelik kirli bir oyun olduğu ve devlet içerisinde bir ?paralel yapılanma? olduğu Erdoğan tarafından beyan edildi ve Türkiye ilk defa ?paralel yapı??yı o zaman duydu. Cemaatten gelen bu operasyona karşı Erdoğan harekete geçerek yargı ve emniyette karşı operasyon yaparak savcı ve emniyet mensuplarını görevlerinden aldı. Böylelikle cemaat-AKP çatışması başlamış oldu.

17-25 Aralık operasyonunun ardından Ergenekon ve Balyoz savcılığı yapan R.Tayyip Erdoğan bu sefer bu davarlar ile orduya kumpas kurulduğunu şimdi daha iyi anlamış olduklarını itiraf etmişti.

Şimdi R.Tayyip Erdoğan, başbakan ve tüm AKP kurmayları mimarı oldukları ?paralel yapı? ile yatıp kalkıyorlar. Dillerinde hep ?paralel yapı? son yapılan milli güvenlik kurulunda önümüzdeki yıl değişiklik yapılması gereken ?Milli güvenlik siyaset Belgesi?ndeki değişikliği erkene alarak ?paralel yapı??yı bir numaralı tehdit unsuru ve terör örgütü olarak ?kırmızı kitap??a dâhil ettiler.

DSP?nin temelini attığı AKP?nin doğurup, besleyip, büyüttüğü ?paralel yapı? şimdi çıbanbaşı ve ülke için büyük bir tehdit. ?Besle kargayı oysun gözünü? diye boşa söylememiş atalar.

Devlet adamı olmak kolay değil, adını dünya lideri olarak bilbordlara yazdırmakla da devlet adamı ve lider olunmuyor.  Ne diyor nizam-ı Mülk ?Devlet adamı ülkesinin başına gelecek problemleri önceden tespit edip, tedbirini alan kişidir?

Devletin sinir ucu kurumları öylesine kuşatılmış ki, kim paralel, kim düz belli değil. At izi it izine karışmış vaziyette.?paralel yapı? dan temizleme adına  özellikle yargı ve emniyette sürekli yapılan değişiklikler  milletimizde bu kurumlara olan güven kaybını neden olmuştur.

Yola çıktığın kişileri tam anlamı ile tanımadan yapılan hatalı işbirliğinin geldiği nokta budur işte. Sonu düşünülmeden atılan adım her zaman insanı zafere götürmez, çoğu zaman uçuruma sürükler.

AKP?nin Cemaatle işbirliği ?paralel yapı? adında bir canavar doğurmuştur. Bununda müsebbibi R.Tayyip Erdoğan ve AKP?sinden başka kimse değildir.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

13.11.2014/adanapost.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi