İbrahim Halil Sipahi
Muhalefetin seçim imtihanı,
Türkiye 7 Haziran’da kritik belki de ülkenin kaderine büyük etki sağlayacak bir genel seçime gidiyor.
Bir tarafta 13 yıldır iktidarda olan ve seçim sistemine göre %50 oy oranına sahip AKP, diğer tarafta Cumhuriyetin ilk ve en köklü partisi CHP, Milliyetçi çizgide MHP ve seçimlere parti olarak girmeyi hedefleyen PKK’nın temsilcisi ırkçı HDP. Seçimin bu dört partinin mücadelesi şeklinde geçeceği diğer partilerin seçim barajını zorlamasının mümkün olmayacağını farklı anketlerin sonuçları ortaya koyuyor.
İktidar partisi AKP 10 Ağustos 2014 de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından olağanüstü kongre ile yeni yönetimini belirleyerek kolları sıvamış ve seçim startını vermişti.
Muhalefet cephesi ise uzun süre Cumhurbaşkanlığı seçimini R.Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin kabulsüzlüğü üzerinden muhalefet yapma yolunu tercih etti.
25. Dönemde milletvekili aday adayları partilere müracaatlarını yaptılar. Şimdi kesin adayları her parti kendi tüzüğü doğrultusunda belirleyerek sıralandıracak, kesin aday listeleri seçim takvimine göre belirlenerek YSK’ya teslim edilecek. Her seçim döneminde olduğu üzere liste dışı kalanlar ve sıralamada seçilme şansı düşük olanların sitem, serzeniş ve küsmeleri yaşanacak. Bunun dışında AKP’de birde üç döneme takılanlar olacak.
Milletvekili olmak üzere AKP’ye müracaat eden aday adayları arasında “paralel yapı” diye adlandırılan cemaate yakın isimlerin bulunduğu söylentileri dolaşıyor. Gerçi başbakan Davutoğlu bunun olmasına izin vermeyeceklerini ifade ediyor.
Bir benzer iddiada CHP ve MHP’nin “paralel yapı” cemaate yakın isimleri aday göstereceği yönünde.
Geçmişte olduğu gibi açık ve gizli ittifaklar ile çeşitli partilerden milletvekili adayı göstererek meclise sokan cemaat’in bu seçimlerde de bir şekilde meclise temsilci sokması kuvvetle ihtimaldir.
Önceleri gizli ittifaklar ile farklı partileri destekleyen Cemaat 2007 seçimlerinden sonra ilk defa açıktan AKP’yi desteklemişti. Şimdi AKP ve Cemaatin arası açık, Cemaatinde küçümsenmeyecek kadar bir oy potansiyeli var.
CHP ve özellikle seçim barajına takılma endişesi içerisinde ki MHP’nin cemaat oylarını alabilmek adına cemaate yakın isimleri aday göstermesi, bu seçimlerde AKP’nin meydanlarda CHP ve MHP’yi “paralel yapı” ile birlikte hareket etmekle suçlayacağı propagandasına büyük malzeme olacaktır. Her iki parti adına da böyle bir çalışmanın faturası ağır olur.
CHP ve MHP’nin açık veya gizli cemaat desteğine yönelmesi CHP içerisindeki HDP’nin de göz diktiği aşırı sol ile alevi oylarının kaybına neden olacaktır. MHP’deki muhafazakârların oylarının AKP veya diğer milliyetçi partilere gideceğini de tahmin ediyorum. Açıktaki cemaat oylarını alma adına yapılacak her türlü girişim, “Pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” tan başka bir işe yaramayacaktır.
AKP ve HDP’nin seçimdeki hedefi;
7 Haziran’da AKP’nin anayasayı değiştirmek, başkanlık sistemini getirmek için 400 milletvekili çıkarma hedefine ulaşması veya bu emeline ulaşmasına engel olmak için muhalefetin aday tercihlerinden başlamak üzere ciddi ve istikrarlı bir muhalefet izlemesini zorunlu kılıyor. Tabi ki gerçekten böyle bir kaygıları varsa.
AKP’de hedef anayasayı değiştirmek için 400 milletvekili. HDP’nin hedefi ise öncelikle barajı geçmek bunun içinde sadece Kürtlerin ve bölgenin temsilcisi olmadıkları tüm kitlere hitap eden parti imajı yaratmak, her kesimden aday göstererek oy almaya yönelik bir siyaset için barışçı, uzlaşıcı ve yumuşak bir politika gütmeyi tercih ediyorlar. Her iki partinin de belirli bir hedefi var ve bu hedeflerine ulaşmak için var gücünü ortaya koyacakları da şüphesiz bir gerçek.
CHP ve MHP’nin seçimdeki hedefi;
Doğrusu şu ana kadar CHP ve MHP’de söylem olarak iktidara gelmekten bahsedilse de ciddi anlamda bir hedef ortaya oyduklarını göremiyorum.
Bu seçimlerde oluşacak tablo ve meclis aritmetiğinin belirlenmesinde CHP ve MHP’nin aday tercihleri, üslup ve propaganda şekillerinin etken olacağı kanaatindeyim.
Geçmişte milletvekili, yerel yönetimler, referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi. Muhalefet ülke ve vatandaşın sorunları, iktidarın yanlışları, bunların karşısında kendi çözüm yollarını, projelerini anlatmak yerine. Her seçim döneminde iktidar sahiplerinin kendisi, ailesi, bakan vs. yakınlarında gelişen olayları ağızlarına pelesenk yaparak seçim propagandalarını yürütmüş her seferinde vatandaşın bu gibi muhalefete ve propagandaya prim vermemesine rağmen bu tutumdan bugüne kadar vazgeçilmemiştir. Bu seçimde bu hataya düşmeyeceklerini ümit ederim.
Muhalefetin üslup ve propaganda yetersizliği,
Bu seçim propaganda döneminde de Taraflı Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, başbakan Davutoğlu ve diğer AKP kurmayları meydanlarda, televizyonlarda 13 yılda yaptıklarının ballandırarak anlatırken “Yeni Türkiye” parolası ile. Çözüm süreci, paralel yapı, başkanlık sisteminin faydalarını vatandaşa inceden inceye işleyecek, muhalefeti de, “paralel yapı”nın himayesinde olmakla, darbecilikle, bozgunculukla çağdışı kalmakla suçlayan bir seçim strateji izleyeceklerdir.
Muhalefet’in CHP kanadında Kılıçtaroğlu muhtemelen AKP’ye 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalı, kaçak saray, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı, Davutoğlu’nun saray kumandalı başbakan olduğu üzerinden yüklenecektir.
MHP kanadında Bahçeli, Kılçtaroğlu’ nun benzeri üzerine “çözüm süreci” ve “PKK ile AKP’nin işbirliğini” ortaya sürerek bir propaganda çalışması yürütecektir.
CHP ve MHP’nin bu alışılagelen bu muhalefet ve propaganda anlayışını bizi yanıltıp değişmedikleri takdirde 7 Haziran sonrası bu iki partinin oylarını arttırması şöyle dursun mevcut potansiyelinde önemli düşüş olması muhtemeldir.
AKP Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşır mı?
AKP’nin tek başına 400 milletvekili bulmasının bana göre bir yolu vardır. O da HDP’nin çok küçük bir farkla barajı aşamaması. HDP’nin barajı aşması halinde 76-80 arasında milletvekili çıkarabileceği söyleniyor. AKP’de saf dışı kalan doğulu milletvekillerinin bir kısmının adı HDP’den aday olacaklar arasında geçiyor ki, bunların aşiret olduğu hesaba katılırsa. Bölgede AKP’den HDP’ye oy kayması olacaktır. Bu halde cemaatin oy desteği de olmayan AKP’nin meclisteki sayısının mevcudun altına düşeceği anlamına gelir. Bu olasılıklara göre AKP’nin hem tek başına hem de olası HDP işbirliği ile 400 milletvekili bulması zor görülüyor.
Şuanda partilerin kesin aday listeleri belli olmaması, seçim barajı altında kalan oy oranı çok düşük olan partilerin Sol çizgide olan DSP ve diğer partilerin CHP, milliyetçi ve muhafazakâr olan Saadet Partisi, BBP gibi partilerin MHP çatısı altında seçimlere katılması bunlarda kulislerde konuşulan ittifaklar. Bunların hepsi netleşince 7 Haziran seçimlerini ve sonuca dair tahminleri yapmak daha mümkün olacaktır.
Henüz kesin aday listeleri YSK’ya bildirilmemişken muhalefetin kendisine çeki düzen vermesi ve daha dikkatli adım atması, geçmiş seçimlerde yürüttüğü ve prim getirmeyen üslup ve propaganda şekillerini bir kez daha gözden geçirmesi yönünde bizimkisi kayda alınırsa bir hatırlatmadır.
İbrahim Halil SİPAHİ
10.03.2015/Adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.