İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

Mücadele Birliği Hareketi'nde İlkler Mecmuaların Satışı

Mecmua’nın her sayısının satışı, bir “Türkiye Mitingi” havasında, heyecanında, organizesinde sürüyordu. Şehirlerarası otobüslerle il ve ilçelere ulaşan Mecmua’lar, arkadaşlarımız tarafından illerin, ilçelerin, en işlek caddelerinde bir miting havası içinde satılıyordu. Mecmua’mızı satan arkadaşlarımızı dinlemek için insanlar, bazen arkadaşlarımız etrafında kalabalıklar oluştururlardı.

Mecmua’nın ikinci sayısı çıkmıştı. Afyon’da vaiz idim. Konya-Karaman’a Mecmua satmaya gitmiştim. (Yol paralarını cebimizden verirdik.) Karaman’da manifaturacılık yapan zengin bir akrabam vardı. Dükkânına vardım. Adam Mecmua’yı aldı. Şöyle biraz baktı. “Yeğen, kaç Mecmua getirdin?” dedi. Otuz Mecmua götürmüştüm. Söyledim. Parasını hesapladı. Çekmeceyi çekti. “Yeğen bunlar şu kadar para eder. Sen bunların parasını al da bana bırak. Ben gelenlere veririm.” dedi. Tabii ki bu teklifi kabul etmedim. Dükkân dükkân gezerek ve açıklamalar yaparak öğleye kadar Mecmua’ları bitirdim. Konya’ya döndüm. Kendimden verdiğim örnek en iyi kendimi bildiğim içindir. Yoksa bütün arkadaşlarımız aynı heyecanda, belki daha ileride idiler.

Bozkır’a İbrahim Korkmaz başkanlığında beş arkadaşımız Miting havasında Mecmua satışını sürdürürken etraflarını Jandarma çevirmiş, mahkemeye intikal ettirmiş, savcılık tutuklanmalarını istemiş. Mahkeme tutuklama kararı vermiş. Ben onları Bozkır Hapishanesinde ziyaret etmiştim. Avukat Yıldırım Kemal Akıncı İstanbul’dan geldi Bozkıra gitti. Tutukluluk hallerine itiraz etmiş. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar Çok sonra da berat ettiler.

Pazartesi askere gidecektim. Cumartesi günü Mecmua’nın bir sayısını satmak için on öğrenci arkadaş ile Konya-Ereğli’ye gittik. Elimizde yüz kadar Mecmua ancak var. Arkadaşlarımız bir miting havasında satmaya başladılar. Mecmua’lar kısa zamanda bitti. Dediler ki; “Abi bunları hemen satmayalım da biraz propaganda yapalım” kabul ettim. Arkadaşlarımız etrafa toplanıp dinleyenlere gerçek bir miting yaptılar. Bu miting bir saat kadar sürdü. Sonra son Mecmua’ları da verdik. Arkadaşları garaja gönderdim. Yanıma Cemil Özbek’i (şimdi noter ve avukat) aldım. Israrla çağıran birinin dükkânına çay içmeye gittik. Garaja giderken yolumuz TÖS (o tarihte solcuların temerküz ettiği teşkilât) binasının önünden geçiyormuş. Kapıdan şöyle bir içeri baktık. Meğer TÖS’lü solcu öğretmenler bizi tanımışlar. Etrafımızı sardılar. Sonra biraz dayak yedik. Sonra kaçarak ellerinden kurtulduk. Garaja gelince bizim üstümüzü, başımızı toz-toprak içinde görünce arkadaşlarımız çok heyecanlandılar. TÖS binasını basalım diye ısrar ettiler. Tabii ki böyle bir şeye müsaade edemezdim. Konya’ya döndükErtesi gün Ankara’ya, tank okuluna ulaştım.

Mecmua’nın Konya’da, Ankara’da, İstanbul’da her yerde satışı miting havası içinde sürüyordu. Vapur iskelelerinin ağzında, en işlek caddelerde, en kalabalık yollarda miting havası içinde satışı yapılırdı. Mecmua satışları ile ilgili, bütün Türkiye’de, belki her ilde, birçok ilçede o dönemdeki aktif arkadaşlarımız anlatacakları çok hatıraları vardır. Her yerde satışlar bu usul ile sürdüğü için her hafta bir “Türkiye Mitingi” yapıyorduk.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi