İbrahim Halil Sipahi
KARDEŞLİK
İnsan olmanın en büyük özelliği ve en önemli görevi, karşısındaki insanı kendisi gibi insan olarak görmek, insani duygularla yaklaşmak, saygı göstermek, ön görülü değil, hoşgörülü davranmaktır. Eksik ve hatalarından dolayı kırıcı olmadan uyarıcı ve affedici olmak, bütün insanlığın huzuru ve mutluluğu için çalışmaktır. Toplu yaşayan insanlar birbirlerine tahammül göstermek zorundadır.
Millet olarak, binlerce yıldır yaşadığımız topraklarda, kurduğumuz ve hükmettiğimiz tüm devlet yapısının temeline bakıldığında devlet içinde kesinlikle insanın insanı sömürmesi gibi ırk, din, mezhep ayrımcılığı ve asimilasyon?a dayalı bir idareşekli görülmez. Aksine dünya ülkelerinin birçoğunun tarih boyu yaptığı ve hala yapmakta olduğu etnik, dini, asimile istila ve sömürgeci zihniyet Türk topluluklarında ve devletlerinde asla yaşanmamıştır. Türklerin daha İslam?la müşerref olmadan izlediği bu politika İslam?la tanışmasından sonra daha da önem kazanmıştır. Hakanların Hakanı Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul?u fethettiğinde Bizans?ın mağlup komutanlarına özgür ve güven içinde yaşamaya devam edebileceklerini, Ayasofya ya sığınan din adamları ve halk?a dinlerini diledikleri gibi yaşamakta özgür olduklarının teminatını bizzat kendisi vermiştir.
Kardeşlik: Aynı anne ve babadan doğanlara kardeş denir. Kardeş, anne ve baba birlikteliğinin bir ürünü olduğu için, yakınlık, beraberlik, dostluk; kısacası huzurlu ve sorunsuz bir hayatın sürdürülebilirliği anlamına gelir. Bu bakımdan, kardeşlik kavramı bazen aynı anne ve babadan olmayı ifade ederken, bazen de insanların, aynı anne ve babadan doğma gibi yakın olmasını temenni edişi ifade dene kavram olarak kullanılır. Bu yönüyle kardeşlik kavramı, birlik, beraberlik, dostluk ve iyi ilişkilerin hedeflendiği bir yaşam biçimidir.
Yüce kitabımız Kur-anı Kerimde Allah CC. ?Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletler ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında en üstününüz, takva yönünden en ileride olanınızdır. Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.? (Hucurat:13)
Allah Teâlâ insanları bir ana ve babadan yaratsa da ancak iman edince kardeşlik duygularına sahip olabildiklerini haber vererek ?Müminler ancak kardeştir.?(Hucurat:10) buyurmuştur.
Muhakkak ki müminler kardeştirler. Ancak müminler kardeştirler veya müminler sadece kardeştirler. Birincisi, sadece müminler kardeştir. Kardeşlik müessesesi sadece müminler için geçerlidir. Kâfirlerin, Yahudilerin, Hıristiyanların, dinsizlerin, ateistlerin arasında kardeşlik yoktur. Bu müessese sadece müminlerin arasında geçerlidir.İkincisi de, müminler sadece kardeştirler. Müminler arasında sadece kardeşlik vardır. Onlar arasında kardeşliğin dışında başka bir durum söz konusu değildir. Bütün müminler kardeşler olarak evrensel bir ailenin bireyleridirler. Müminler birbirleriyle savaşsalar da kardeştirler. Aslında böyle bir şey asla düşünülemez. Bir müminin bir mümin kardeşine düşman kesilmesi, bir müminin bir mümin kardeşine silah çekmesi, onu öldürmek üzere karşısına dikilmesi çok büyük bir günahtır. Bu konuda hem kitabımızda, hem de Resulullah (SAS) Efendimizin hadisleri arasında çok büyük tehditler vardır.
Anlaşılacağı üzere müminler arasındaki kardeşlik nesep kardeşliğidir, bu yüzden mümin ile mümin olmayanın arasında kardeşlik söz konusu olamaz. Fakat bu demek değildir ki mümin olmayan farklı bir inanca sahip olan insanın dışlanacağı, hor görüleceği , farklımuamele yapılacağı anlamına asla gelmez, yukarıda Hucurat suresi 13. Ayet bunu açıkça ifade etmektedir. Nitekim, Yunus Emre şu sözüyle de buna vurgu yapmıştır.?Yaratılanıseverim, yaratandan ötürü.?
Ulu önder Atatürk de, ?Yurtta sulh, cihanda sulh? diyerek insanlar arasındaki kardeşliğin barıştemeline dayandırılmasını tavsiye etmiştir. Resulullah (SAS) Efendimiz ?En güzel Kardeşlikler birbirinin hakkında fesat düşünmeden yaşayan müminlerin arasındaki kardeşliktir.? ?Müminin mümine bağlılığı, taşları birbirine kenetli duvar gibidir? buyuran Rasûl-i Ekrem ( Bu kenetlenmeyi göstermek için iki elinin parmaklarını birbirine geçirdi.) ( Buhârî )
Atalarımız, İnsanlar kaderde, tasada, kıvançta ve sevinçte bir olursa, dünya sanki cennet gibi olur. Çünkü böyle bir toplumda tam bir dayanışma ve kaynaşma vardır Aralarında duygu ve düşünce birliği bulunan topluluklar, dirlik ve düzenlik içinde yaşarlar. ?Nerede birlik, orada dirlik?
İnsanlar tek başlarına yaşam konusunda hiçbir anlam ifade edemezler Bir elin nesi var? İki elin sesi var örneğinde olduğu gibi kişiler birleşerek toplumları, toplumlar birleşerekırkları ve ulusları oluştururlar. Bu kocaman insan toplulukları ise dirlik oluştururlar, kuvvetli olurlar. Kuvvet bir milleti ayakta tutan en önemli unsurdur. Bizde Türk olarak birbirimizi tutmalı, korumalı, her zaman bir diğer Türk\'ün yanında olursak kuvvetli oluruz. Tıpkı askerlerin birleşerek ordularıoluşturması gibi? Bu egemen bir davranıştır. Diyerek de ? Birlikten kuvvet doğar.? Demişlerdir.
?Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik; ama bu arada çok basit bir sanatı unuttuk: Kardeş olarak yaşamayı.? (Martin Luther King)
?İnsanlar köprü kuracakları yerde, duvar ördükleri için yalnız kalırlar.? (Newton)
Örnek verdiğimiz Ayet, Hadis ve Özlü sözler den de anlaşılacağı üzere kardeşlik insan yaşamının vazgeçilmez olmazsa olmaz bir müessesesi. İşte bu gerçekten yola çıkarak, 28 Nisan ve 4 Mayıs tarihleri arası "Kardeşlik Haftası" olarak ilan edilmiştir. Ulus?ça kardeşlik, birlik ve beraberliğe beklide tarih boyunca ilk defa bu kadar çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, Kardeşlik Haftası dolayısıyla dargınlar varsa onları barıştırmak için harekete geçmeli, kendi arkadaşlarımızla iyi geçinmeliyiz ve her yerde bu kardeşlik havasının oluşması için çaba göstermeliyiz.
İbrahim H.SİPAHİ
Adanapost/Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.