İcma ve Kolektif Şuur?



Türkiye?nin önde gelen akademik dergilerinden Yeni Ümit ile Arap dünyasına hitap eden ve Arapça yayımlanan Hira dergisinin tertiplediği ?İcma ve Kolektif Şuur? adlı uluslararası sempozyum 27-28 Nisan tarihlerinde İstanbul Harbiye Kongre Merkezinde gerçekleştirildi.

Nijerya?dan Umman?a, Mısır?dan Sudan?a, Fas?tan Malezya?ya kadar dünyanın farklı 80 ülkesinden 600 alim ve akademisyenin iştirak ettiği sempozyuma, ülkemizden de doğulusu, batılısı, kuzeyli, güneyli bölge ve halklardan din adamı, söz sahibi ve kanaat önderi kabul edilen kişiler katıldı.

Bu güzel organizasyona davetli olduğumuz için biz de icabet edip yerimizi aldık.
Sempozyumu değerlendirmeden önce İcma?nın ne anlama geldiğine değinmek istiyorum.

Fıkıh Usulü terimi olan icma; ?Hz. Muhammed?in ümmetinden olan müçtehitlerin Efendimiz?in vefatından sonraki herhangi bir devirde şer?î (dini) bir meselenin hükmü üzerinde fikir birliği etmeleri? demektir.

Yani görüş birliği anlamına gelen "icma" kelimesi, İslam hukuku terimi olarak İslam alimlerinin bir konu hakkındaki ortak görüşünü ifade etmektedir.

İslam Ümmetinin bölündüğü, farklı gruplara ayrıldığı şu dönemde icma konusuna ele almak ve değinmek İslam ümmetinin geleceği için büyük bir adım diye düşünüyorum.

Zira Rü?yetü?l- Hilal (Ramazan ayının başlangıcı) meselesinin bir neticesi olarak bayramını dahi aynı günde yapamayan bölünmüş İslam dünyasının yarasına sürülecek en güzel merhem şüphesiz icma ve kolektif şuurdur.

Yani ortak görüş, ortak kanaat, ortak düşüncedir.

Tabi sadece dini konu ve alanlarda değil ekonomi, kültür, eğitim gibi hayatın bütün alanlarında ?kolektif şuura? ihtiyaç vardır.

Aynı şekilde ?icma ve kolektif şuura? sadece din adamlarının değil, parçalanmışlıkları yaşayan tüm dünyadaki Müslüman ?yönetici? ve ?yönetilenlerin? büyük ihtiyacı vardır.

Sempozyumda fıkıhtaki ya da dindeki klasik icma ele alındıysa da daha çok kolektif şuur yani ortak akıl, ortak düşünce, ortak kanaat hususu üzerinde daha çok duruldu.

Aslında değinilmek ya da vurgu yapılmak istenilen de kanaatimce ortak şuur oluşturma düşüncesidir.

Zira günümüzde İslam dünyasının buna ekmek, su kadar ihtiyacı vardır. Hatta diyebiliriz ki ekmek ve sudan daha fazla ihtiyacı var.

Çünkü eğer ki bugün İslam dünyasında Avrupa Birliğinde olduğu gibi, birlik olsaydı ya da ortak şuur ve hareket olsaydı İslam dünyası bu kadar sıkıntı yaşamazdı.

Eğer ki İslam dünyası birlik olsaydı dünyanın farklı ülkelerinde bu kadar Müslüman kanı dökülmezdi?

Eğer ki birlik olsaydı Irak, Afganistan, Somali, Bosna? gibi ülkeler yüzyılın en büyük acılarını yaşamazdı.

Örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

Dolayısıyla bugün İslam dünyasının Usul?u Fıkıhtaki İcma?ya ihtiyacı olduğu gibi aynı şekilde ve hatta en az onun kadar bir önemle kolektif şuura da ihtiyacı vardır.

İnanıyorum ki bu sempozyumla İslam dünyasında dallar meyveye durdu İnşallah yakın bir gelecekte de meyveler alınacaktır.

Ancak meyveleri alabilmek için bu güzel organizasyonları sadece Türkiye?de değil farklı İslam ülkelerinde de gerçekleştirmek gerekir.

Aynı zamanda bu işi sadece din adamları ya da belli gurup ve cemaatler değil başta İslam ülkelerini yöneten idareciler olmak üzere her kişi ve kesimler desteklemeli ve katkı sunabilmelidir.

Ve diyorum ki Yahudiler, Hıristiyanlar birleşebiliyorsa Müslümanlar geçmişte olduğu gibi neden bu asırda birleşemesin?

Avrupa Birliği varsa neden bir İslam birliği olmasın?

Biliyorum bütün bunların gerçekleşmesi çok zor ama dallar meyveye durdu. Belki biz görmeyiz ama illaki bir gün gören olacaktır.

O güzel ve kutlu günlerin gelmesi duası ile? Sempozyumda emeği ve katkısı olan herkese selam ve şükranlarımla.

 

M. Zeki Uyanık, adanapost

01.05.13, Adana

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Zeki Uyanık Arşivi