İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Hollanda krizi, yeni krizlere gebe,

Geçtiğimiz hafta sonu Almanya ve Hollanda’da bakanlarımıza karşı iki ülkenin sergilediği tavrın yankıları hala devam ediyor.

Bir taraftan iktidar Hollanda’ya yönelik siyasi yaptırımlardan bahsederken, ekonomik yaptırımlarında uygulanabileceğini dile getirirken diğer taraftan Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın da Almanya özellikle de Hollanda yönetimine karşı sert söylemleri ve tavrının dozajını arttırıyor.

"Biz Hollanda'yı ve Hollandalılar Srebrenitsa Katliamı'ndan tanırız. Onların cibiliyetinin, karakterinin ne kadar bozuk olduğunu orada katlettikleri insan sayısından tanırız" diyen Cumhurbaşkanı Beştepe’deki Tıp Bayramı etkinliğinde yaptığı konuşmada bu seferde Almanya ve Hollanda da yapılacak seçimleri için burada yaşayan Türkleri ve yabancı ülke vatandaşlarına “Mesele ne? Yarın orada seçim varmış. Bir tane ırkçı ve biri şu anda yönetimde bulunan parti ikisi yarışıyormuş. Ben de buradan şimdi Hollanda'ya, Almanya'ya sesleniyorum. Türkiye'ye düşmanlık güdenlere, oralardaki tüm yabancılara, Müslüman kardeşlerime, Türklere diyorum ki gelin oylarınızı verirken, sakın ha bu ikiliye oy vermeyin. Açık, net söylüyorum. Sakın ha.” Diye Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'i kastederek bu iki ülkedeki iktidarda bulunan partilere oy vermemeye davet etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yine bir anlık öfke ile sonucu nereye varacağı düşünülmeden söylenen bir söz.

Neden mi?

Almanya ve Hollandalı yabancıların Erdoğan'ın çağrısına uyarak vereceği oy kimin işine yarayacak?

Hollanda’da favoriler Erdoğan’ın “sakın oy vermeyin” dediği Mark Rutte’nin liderliğindeki Liberal Parti ile Türk düşmanı Geert Wilders’in Özgürlük Partisi.

Hollanda da yapılan son kamuoyu yoklamasına göre; Rutte’nin 24-28, Wilders’in de 20-24 milletvekili çıkarması bekleniyor. Yani aralarında Rutte’nin partisi lehine çok küçük bir fark bulunuyor.

Peki, Hollandalı Türkler ve diğer yabancılar Liberal Parti dışında hangi parti ve liderlere oy verecekler?

Aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV), Lideri Geert Wilders.

Wilders Kim?

15 Temmuz'da Türkiye'de yaşanan darbe teşebbüsünün başarısız olmasına üzüldüğünü söyleyen. “Askeri rejim, her halükarda Erdoğan'dan iyidir” diyen Irkçı lider, “Türkiye'de asıl darbenin Erdoğan tarafından yapıldığını ve hâlâ devam ettiğini” öne süren kişi.

Diğer partiler ise; Merkez Sol İşçi Partisi (PvdA), Merkez Sağ Hıristiyan Birliği Partisi (CDA), Sosyalist Parti (SP), Avrupa yanlısı Demokratlar 66 (D66) ve çevreci GroenLinks (GL).

Hollanda’daki seçmenler Erdoğan’ın çağrısına uyup diğer partilere oy verirse, Wilders’in liderliğindeki Özgürlük Partisi’nin seçimlerden birinci parti olarak çıkma ihtimali daha da güçlenir.

Öte yandan, merkez sağ konumda bulunan Rutte’den kayacak oyların aşırı sağa geçme olasılığı, sol partilere kayma ihtimalinden çok yüksek olacağı da göz önüne alınınca aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. Değişen bir şey olmayacak. Sonuçta zaten Hollanda da Türklere karşı var olan baskı daha fazla artacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haklı ama sonucu düşünülmeden sert çıkışı ve seçim planının zararı bizim oradaki yaşayan vatandaşlarımıza bonus olacak.

Öfkeyle kalkan zararla oturur.

Şöyle geriye dönüp bir bakalım, tarih 29 Ocak 2009 yer Davos, BM “"Gazze: Ortadoğu'da Barış" paneli İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’e daha fazla söz hakkı verilmesi ve Erdoğan’ın konuşmasına müdahale edilmesine o dönem başbakan olan Erdoğan’ın gösterdiği “One Munite” tepkisi. Erdoğan, Perez’e “öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum.” Demiş, bu olay sonrası Erdoğan paneli terk ederek ‘’Benim İçin Davos bitmiştir’’demişti.

Erdoğan toplantı sonrası yaptığı bir televizyon programında “benim tepkim modaratöre karşı olmuştur” diye açıklamada bulunmuştu.

Bu olaydan sonra Türkiye – İsrail ilişkileri bozulmuştu. İsrail “One Munite” olayının itikamını alırcasına; Önce11 Ocak 2010 da İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un, kendisine nezaket ziyaretinde bulunmaya gelen Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'un elini sıkmamış, üstüne birde alçak bir koltuğa oturtmuştu. 

Ardından 31 Mayıs 2010'da Gazze’ye İHH İnsani Yardım Vakfı ve Özgür Gazze Hareketi'nin organizasyonu ile İsrail ablukasındaki Gazze'ye yardım malzemeleri götüren bir grubun bulunduğu Mavi Marmara gemisine. İsrail Savunma Kuvvetleri silahlı müdahalede bulunmuş,  gemilerde bulunan aktivistlerden 10’unun hayatını kaybettiği, 60 kişinin de yaralandığı ve gemilerin yolcularıyla birlikte rehin alındığı insanlık dışı olay yaşanmıştı.

Dilin kemiği yok, “Dilin cismi küçük, cürmü büyüktür” Sonucu düşünülmeden söylenen sözler, yapılan eylemler sonrasında ya çark ediliyor, yâda faturası ağır ödeniyor.

Olaylar karşısında vakur olmalı, dirayetli karar alarak kararın arkasında dik durulmalıdır. Ancak böylece sonuç alınabilir.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

14.03.2017/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi