M.Zeki Uyanık
Hayat takvimimizden bir yıllık yaprak daha düşerken…
Bu fırtınalı ve dalgalı hayat denizinin sakin limanına varmak için Aşık Veysel’in dediği gibi “uzun ince bir yolda, gidiyoruz gündüz gece”
Geride bıraktığımız her yıl hayat denizinin limanına biraz daha yaklaşmış oluyoruz.
Maziye bırakmaya hazırlandığımız bu yıl da asıl menzile varırken bizim için yaşam menkıbemizin duraklarından bir durak vazifesi görmektedir. Yıllar bu vazifeyi görürken biz insanlar da bir şekilde kah düşerek, kah kalkarak bazen ağlayarak bazen de gülerek acısı ve tatlısı ile hayat gemimizi limana yanaştıracağız.
Ama üzerinde durulup açıklanması gereken önemli bir şey vardır ki o da geminin limana yanaştırış şeklidir.
Gemiyi kırık dökük, su içinde yanaştırmak vardır. Bir de usta bir kaptan edası ile fırtına ve dalgaları geride bırakıp gemiyi sapa sağlam limana yanaştırmak vardır. Bu hayat gemisini limana yanaştırırken duraklar yani geride kalan yıllar çok büyük bir önem arz etmektedir.
İşte yine geride bir durak yani bir yıl daha bırakıyoruz. Ve yine ömür sayfamızdan bir yıllık yaprak daha düştü. Bütün bunlar hayat içinde olacak şeylerdir. Olmalıdır da çünkü fıtrat bunu gerektirir. Asıl olan bu değil, asıl olan bu yolculukta ne yaptığımızdır. Bir yılı daha geride bırakırken asıl sormamız ve yapmamız gereken nefis muhasebesidir.
Bir yılın sonunda Hz. Ömer’in dediği “Hesaba çekilmeden önce nefsimizi hesaba çekmek mi?”,
Yoksa gaflet ve delalet içinde dünyada olup bitenlere sırt çevirip tepinmek mi?
Evet, sorulması gereken soru budur.
Bu sorunun cevabı ise herkesin kendi vicdanındadır. Ve bu cevabı verirken de Kur’an’ın şu buyruğu unutmamalıyız. “Her kim zerre nispetinde iyilik ve güzel işi yaparsa mükafatını ve her kim zerre nispetinde kötülük ve çirkin iş yaparsa cezasını görecektir.”
Ve yine rabbimizin “Ey iman edenler Allah’tan korkun ve ahiret yurduna önünüzden ne göndereceğinize bakın…” ayetini hatırlamak lazım.
Şayet cevabımızı verirken vicdanımız rahat ise, geride bıraktığımız bu yılın muhasebesini yaptığımızda güzel ve hayırlı işler, kötü ve şer işlerimizden fazla ise ve başımızı yastığa koyduğumuz zaman rahat uyuyabiliyorsak demek ki kendi adımıza iyi bir yıl geçirmişiz demektir.
Ama bu sorulara rahat yanıt veremeyip aksi bir cevap alıyorsak o zaman kaygılanıp endişelenmemiz lazım. Çünkü unutmayalım ki Hz. Ali’nin dediği gibi “Bu gün amel yarın hesap günüdür.” yani avami lisan ile bu dünyada ne ekersek ahrette de onu biçeceğiz.
Bundan hareketle dünyada vicdanımız iyi şeyler adına bize tatminkar bir cevap vermiyorsa ahiret hayatımız için endişelenmemiz gerekir. Zira verilen cevap bu dünyada iyi tohumlar ekmemişiz anlamını taşımaktadır.
Muhasebesini yapmamız gereken yılın sonunda veya yeni bir umut ile gireceğimiz yıl başını kutlama mevzusuna dini açıdan bir parantez açmak gerekirse şunu diyebiliriz: Şayet bu kutlanan yılbaşı bir peygamberin doğumu yani Hz. İsa’nın doğumu olduğu için kutlanıyorsa zevk-u safa içinde, içkili, kumarlı, müzikli kutlama biçimi dini anlamda yanlış bir doğum kutlamasıdır. Ayrıca başka kültürleri taklit olduğu için de kültürel anlamda da dejenere olmaya yüz tutmuşuzdur demektir.
Yok, amaç bir peygamberin doğumunu kutlamak değil de eğlenmek ise bu da sakat bir yoldur. Bir o kadar da üzüntü vericidir.
Çünkü Müslümanların yürek sızlatan durumu ortadayken, İslam coğrafyası kan ve barut kokusundan geçilmiyorken kafamızı kuma gömüp tepiniyorsak, kalbimiz kararmış, imanımız zayıflamış demektir. Ve de Hz. Peygamberin “Birinizin acısı hepinizin acısıdır.” Hadisini unutur olmuşuzdur demek.
Ve unutmayalım ki “aynası iştir kişinin lafına bakılmaz” sözü boşuna söylenmemiştir.
Durum bu kadar esef vericiyken bir yanda içkili, kumarlı, sazlı, sözlü eğlenip öbür yanda Müslümanların dertlerine ortağız demek gerçeği yansıtmaz. Yani laf değil, örnek davranış gerekir.
Netice-i kelam, kim ne yaparsa kendine yapar. Bu uzun ince yolda bir şekilde bitecek.
Yahya Kemal Bayatlının dediği gibi:
Artık demir alma günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol,
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Onun için öncelikle geride bıraktığımız bu yılın daha sonra da hayatın sonuna son noktayı iyi koyalım.
Yeni yılınızın hayırlara, başarılara vesile olması duası ile…
M. Zeki Uyanık, adanapost
29.12.14, Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.