İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Gözden kaçan üçüncü ?Paralel Devlet?


Türkiye 17 Aralık 2013 den bu yana özellikle başbakanın ağzından düşürmediği diline tespih ettiği ?Paralel yapı?, (devlet) ile yatıp kalkıyor.

Başbakan paralel yapı olarak önceleri dolaylı olarak Fetullah Gülen?i  işaret ederken son zamanlarda alenen bu ismi örgüt ve çete olarak da beraberinde zikrediyor.

Başbakan paralel yapı olarak sürekli olarak Gülen ve Hizmet hareketi ile uğraşırken, asıl paralel yapının PKK?nın ve meclisteki legal temsilcisinin güney doğuda kendi ?paralel devletini? kurduğunu 12 Ocak 2014 tarihli yazımızda uzunca anlatmıştım.

Detay için:( https://www.adanapost.com/yazarlar/ibrahim-halil-sipahi.html?start=25) 

Paralel yapı(devlet) için çok konuşuldu çok şey yazıldı. Asıl fiili olarak güney doğuda yapılanan paralel devlete dikkat çeken bir elin parmağını geçmeyen yazı yazıldı.

Bugün size üçüncü bir paralel yapılanmadan (devlet) bahsedeceğim. Ulusal basında bununla ilgili pek yazana rastlamadım, dikkatimden kaçan oldu ise bilemiyorum. Paralel devletin ikisinden bıkmışken birde üçüncüsünü başımıza çıkarma diyenler olacaktır. Bunun vebali bende değil. Kimde olduğunu da sizler iyi bilirsiniz.

Evet, Türkiye için gittikçe büyük bir sorun olmaya başlayan bugünden ileride başımızı taşlara vuracağımız ama iş işten geçmiş olacak büyük bir sorun komşu Suriye?den kaçarak ülkemize sığınan ve büyük çoğunluğu Kilis, Gaziantep, Hatay ve Reyhanlı bölgesinde konuşlanan sığınmacılar.

Suriye?de üç yıl önce başlayan kriz ve sonrası yaşanan iç savaş, nedeniyle ülkemize yoğun bir göç başlamış, Suriye?den kaçan insanlar çoğunlukla gayri resmi yollardan Türkiye?ye giriş yapmışlardır. Bu bölgelerde hatta Adana ve Mersin?de tabelalar, ilanlar, tarifeler vb. yerlerde Türkçenin yanında artık Arapçası da yazılıyor.  Böylece bu bölgeler Suriye?nin bir şehri gibi oldu. Zaten sığınmacılar yabancı bir ülkede değil de kendi ülkelerinde gibi hareket ediyorlar. Bölge halkı üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışıyorlar.

Türkiye?ye sığınan Suriyeli sayısı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)?nin resmi rakamlarına göre 540.000 kişidir. Resmi olmayan rakamlarda bu sayı 1.000.000 kişiyi geçtiği ifade ediliyor. Bu göç dalgasından en çok etkilenen şehirlerin başında benim de asıl memleketim olan Kilis geliyor. Göç öncesi 80-85 bin olan nüfus bugün iki katını geçmiş durumda olduğu gazeteci bir dostum vasıtası ile öğrendim.

Hali vakti yerinde olan sığınmacılar ev kiralarken, bir kısmı kamplarda kaçak yollarla gelenlerin ise cami avlularında, parklarda, dükkânlarda vb. yerlerde kalıyorlar. Özellikle Kilis ve Reyhanlı bölgesinde barınan sığınmacılar düşük ücretle ne iş bulursa yapan,  yoksul ve yardıma muhtaç olmaları, kılık kıyafet tarzları, kültür farklılığı nedeni ile bölgelerde sosyal, ekonomik, kültürel sorunlar oluşturmaktadır.

Sığınmacıların hiçbir denetime uğramadan, kontrolsüz olarak sınırın her yerinden, kafileler halinde, eşyaları ile birlikte geçmeleri, emniyet, asayiş, düzeni olmaması insan kaçırma, kaçakçılık, organ ticareti gibi suç işleyenlerin iki ülke arasında serbestçe dolaşımı, hırsızlık, silah ve patlayıcı madde taşınması vb suçlara ve suçlulara da zemin hazırlıyor.

Daha bir çok sosyal problemi de beraberinde getiren sığınmacıların her geçen gün hem sayısının artması hem de kendilerini ülkenin misafiri değil de sahibi gibi görmeye başlamaları ileride çok daha büyük problemleri beraberinde getireceğinin haberini şimdiden veriyor.

Suriye?de birbirleri ile savaşan gurup elemanlarının (El-Kaide ve PYD gibi) zaman zaman Kilis?e ve Reyhanlıya gelmeleri, sınırın diğer tarafındaki husumetlerini buralarda serbestçe göstermeleri Türk devleti ve güvenlik güçlerinin umursamaz tarzı bölge halkını endişelendiriyor.

Sınırda geçişler denetim ve kontrol altına alınamazsa, sığınmacılara tanıtım kartı veya geçici kimlik verilmezse, yeterli sayıda kamplar ve sağlık ocakları yapılmazsa, kuraklığın sürmesi ile yaklaşan yaz aylarında olası bir su sıkıntısı ile bölgede hem sağlık hem de sosyal problemlerin artmaması içten bile değil.

Bölge halkı zaten kendi yağında kavrulan kedilerine ancak yeten bir halk, Üzerine birde asıl nüfusun iki katından fazla bir nüfus eklenmesi ise büyük bir sorun. 

İşte bütün bu sorunları gören maalesef yok gibi. Bir yandan seçim yarışı, bir yandan iktidar-Cemaat çekişmesi Türkiye?nin ne güney doğusunda yapılanmaya çalışan PKK-BDP? nin Paralel yapılanması ve hiç söz edilmeyen Hatay ve Kilis bölgesinde Suriyeli sığınmacıların paralel yapılanması kimsenin gündeminde değil.

Varsa yoksa Cemaatin paralel yapılanması. İnşallah bir de başımıza dördüncü bir yapılanma çıkmadan bizim sevdalılar uyanırda bu yaklaşan tehlikeye karşı bir önlem almaya çalışırlar.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı-Yazar

09.03.2014/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi