"Basın, çağdaş demokrasilerde iletişimin en güçlü araçlarından biridir. Toplumun gelişmesinde büyük rol oynayan vazgeçilmez temel unsurlardan biri hiç kuşkusuz özgür, bağımsız ve tarafsız basındır.

24 Temmuz 1908 tarihinde basınımız üzerindeki sansürün kaldırılmasıyla, toplumun gelişmesinde, çağdaşlaşmasında ve ilerlemesinde önemli mesafeler alınmış, demokratik ve çoğulcu yapının gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Geçen süre içerisinde basınımızda, ulusal ve yerel düzeyde çok önemli ilerleme ve gelişmeler olmuştur.

Basın kuruluşları yazılı, işitsel ve görsel kanallar aracılığı ile yaşadığımız bölge ve tüm dünyadaki gelişmeler hakkında bilgi sahibi olunması ve kamuoyu oluşturulması gibi birçok önemli görev ve sorumlulukları üstlenmektedir.

Dünyada ve ülkemizde hemen her meslek grubunun kendine özgü bir günü var.  Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 1946 yılında kurulduğu zaman "gazeteciler için de bir gün belirleyelim" düşüncesi ortaya atılmış. İlk gazetenin çıktığı günün uygun olacağı görüşü öne çıksa da, ayrı bir görüş ortaya çıkmış. Osmanlı'dan sonraki Cumhuriyet döneminde kalan topraklar üzerinde. İlk gazetenin çıkışı 1831, de yayınlanan ilk Türkçe gazete olan Takvim-i Vakayi'nin resmi gazete olması nedeni ile ilk gazete saymayanlar, 1861, yayınlanmaya başlayan Tercüman-ı Hakikat'ın ilk gazete olduğu görüşünü ileri sürmüşlerdir. Bunun üzerine Fatih Rıfkı Atay, Akşam gazetesinde 24 Temmuz'u ortaya atmış. 24 Temmuz bildiğiniz gibi II. Meşrutiyet'te 1908'de Anayasa'nın yeniden yürürlüğe girmesinin ertesinde çıkan gazetelerin, gazeteciler tarafından sansür memurlarına verilmeden, gösterilmeden çıkarılmış olduğu bir gün. Bu nedenle 24 Temmuz kabul edilmiş ve ?Basın Bayramı? olarak belirlenmiş.

Cumhuriyetimizin gelişiminde ve ülkemizin çağdaşlaşma sürecinde önemli bir yeri olan basın ve bu alanda görev alan basın mensuplarımızın. Kamuoyunun doğru bilgilendirmesi, yapılan hizmetlerin ve yaşanan problemlerin doğru ve tarafsız bir şekilde halka yansıtılması için gece gündüz demeden güç şartlar altında görevlerini büyük özveriyle ifa etmeleri hiç şüphesiz ki, takdire şayandır. Demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için düşüncelerin, görüşlerin ve haberlerin kamuoyuna doğru aktarılması çok önemlidir. Toplumdaki çok sesliliğin ve düşünce özgürlüğünün gelişmesinde ve korunmasında çok önemli görevler ifa eden basın mensuplarımızın, sorumluluklarının bilinciyle hareket etmeleri,hukukun evrensel standartlarına bağlı kalmaları ve basın özgürlüğünün istismar edilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle basınımızın değerli mensuplarının bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu ilkeler ışığında görevlerini sürdürecekleri inancımız ve temennimizdir.

Özellikle son yıllarda ülkemizde basın yayın organları ve gazeteciler üzerinde ülkeyi yönetenler tarafından açık bir baskı ve korku düzeni inşa edilmeye çalışılsa ve gazeteciler birer birer tutuklansa da ülkemiz basını olanakları ölçüsünde ses vermeye ve gerçekleri yazmaya devam etmeğe çalışmaktadır.  Üzülerek belirmekteyim ki, her alanda olduğu gibi maalesef basın sektöründe de bölünme meydana gelmiştir. Basın yandaş basın, muhalif basın diye ikiye ayrılmış durumdadır. Bu basın ilke ve yayıncılık anlayışına ters düşen gayri ahlaki bir hal arz etmektedir.

Bu önemli misyonu gerçekleştirmek için zaman ve mekân gözetmeksizin, her zaman ve her yerde büyük bir özveri ile çalışan değerli meslektaşlarımızı, basın çalışanlarımızı takdir ve tebrik ediyor, bu duygu ve düşüncelerle, basın-yayın kuruluşlarında çalışan tüm basın mensubu arkadaşlarımızın ?Gazeteciler ve Basın Bayramını? kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum."

İbrahim Halil SİPAHİ

24.07.2013/adanapost.com