Dağ Ne Kadar Yüksek Olursa Olsun Yol Onun Üzerinden Geçer..

Alçakgönüllü, Gösterişsiz, İddiasız Bir Mutluluk; Mutluluğun En İyi Biçimidir. Jean De La Fonteine

Dağlar heybetli, denizler engin, çiçekler güzel, toprak cömerttir. Bunların hiçbirinde gurur ve kibir yoktur. Fatih Sultan Mehmet henüz yedi yaşlarında iken hocası Akşemseddin talebesi Fatih Sultan Mehmet Han’ın kulağına eğildi, ona şöyle dedi;

“Sen dağ olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki, herkes senin sayende yol bulurken, sen dağların bile üzerinden geçesin. Unutma dedi, Akşemseddin  “Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer”.

Alçak gönüllü olmak, sahip olunan imkânlar, iyilik ve güzellikler karşısında gurura kapılmamaktır. Alçak gönüllü olmaya ‘tevazu’, bunu benimseyip davranış haline getiren kimseye de ‘mütevazı’ kimse denir. Gerçek tevazu, bütün iyiliklerin başıdır… Hz. Muhammed (sav.)

 Alçakgönüllülük içinde yürüdüğüm içindir ki önümde bütün yollar açılıyor. Wolfgang Van Goethe

Evet değerli dostlar Akşemseddin’in ifadesi ile gururu ve kibri bir tarafa bırakıp yol olma zamanıdır.

Bir adamın büyük olup olmadığı, onun alçakgönüllülüğünden anlayabilirsiniz. John Ruskin

Büyüklenme elbisesini giyindin ise hemen üzerinden çıkarıp at. Halka karşı kibirle göğüs kabarttınsa, dilini hemen düzelt. Allah’ın varlığına ve birliğine inancın belirtisi alçak gönüllü olmaktır. Eğer sen de mümin isen alçak gönüllü ol. Atabetü’l Hakâyık, Edib Ahmed Yükneki

İnsanın en büyüğü, en yüksek mevkide iken tevazu gösteren, kudret sahibi iken affeden ve kuvvetli olduğu vakit adaletle hareket edendir. Abdülmelik bin Mervan

Büyük başarılar kişiyi aptallaştırmadığı takdirde, kişi alçakgönüllü olur. Alain Tepeyi en iyi gören geniş vadidir, en yüksek noktayı seçebilmek için engin olmalıdır. Francis BaconYüksekliği istedim, onu alçakgönüllülükte buldum.

Hz. Ali (r.a.) Gerçek tevazu, bütün iyiliklerin başıdır. Alçakgönüllülük, kişiyi yüceltir. Hz. Muhammed (sav.)

Yükselmek isteyen mütevazı olmalı, yücelik damına çıkmak için alçakgönüllülükten başka merdiven yoktur. Sadi Şirazi

Kendini beğenmiş bir gramer (nahiv) bilgini, boğazdan karşıya geçmek için bir kayık kiraladı ve kurumla oturdu yerine. Kayıkçı, olgun ve alçak gönüllü bir insandı. Hiç ses çıkarmadan küreklere asılıyor, yolcusunu sağ salim karşıya geçirmek ve üç beş kuruş kazanmak istiyordu. Denizin orta yerine geldikleri sırada Bilgin küçümser bir eda içinde sordu: -Sen hiç gramer okudun mu? Dil biliminden anlar mısın? Kayıkçı: Hayır efendim dedi, ben cahil bir kayıkçıyım, dediğiniz şeylerden hiç anlamam. Vah vah dedi Bilgin, ömrünün yarısı boşa geçmiş!.. Böyle bir süre ilerledikten sonra rüzgâr şiddetini artırmaya, dalgalar büyümeye başladı. Denizde fırtına çıkmış, Bilgin korkmaya başlamıştı. Kayıkçı olağanüstü bir güçle kurtulmaya, sağ salim karşı kıyıya geçmeye çalışıyordu. Gördü ki artık kurtuluş ümidi yok, Bilgine dönüp sordu: -Efendim, yüzme bilir misiniz? Bilgin: -Ne yazık ki bilmiyorum diye inledi. O zaman kayıkçı: -Vah vah dedi, şimdi ömrünün hepsi boşa gidecek! Keşke gramer bileceğinize benim gibi yüzme bilseydiniz de canınızı kurtarsaydınız...

 

Kalın Sağlıcakla

Sait ÖZDEMİR

www.saitozdemir.net

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sait Özdemir Arşivi