Çanakkale; bir milletin yeniden var olma mücadelesinin bütün dünyanın ibretle seyrettiği bir destandır.

Kalbinde iman, gönlünde vatan ve bayrak aşkı olmayanların anlaması Çanakkale ruhu anlaması mümkün değildir.

Bugün üzerinde 100 yıl geçmiş belki o günleri yaşamış birkaç kişi mevcut. Hala bugün 7 den 70’e Çanakkale değince boğazı düğümlenip yutkunamayan, gözleri dolmayan, gözyaşları sel olup yüreğinde büyük bir coşku ve gurur yaşamayan millet olma vasfını taşıyan hiçbir Türk vatandaşı yoktur.

Metrekareye altı bin merminin düştüğü, 253 bin vatan evladının şahadet şerbetini içtiği, Kayseri lisesinin o yıl mezun vermeye hepsi şehit olan 15-17 yaş arası gençlerinin. “Hey onbeşli,  onbeşli Tokat yolları taşlı” diye adların türkülere, ağıtlara düşen 14-15 yaşındaki gençlerin, çocuk, kadın demeden canları ve kanları ile bir destan yazdığı. Yedi düvele meydan okuduğu yerdir ÇANAKKALE.

Şehitler kelle değil, şehitler peygamber komşusudur.

Vatan, din, namus gibi değerlerin Türk Milleti ve Müslüman’ın hayatında çok önemli bir yeri vardır. Başta vatan ve din, millet, varlık ve nimet gibi milli ve kutsi değerlerin korunması bunlara sahip çıkılması ve gerektiğinde bunlar uğruna ölünmesi Allah’ın iman edenler için üzerlerine yüklediği bir ilahi emirdir.

İşte bu yolda cihad edenler ölürse şehit, yaralı ve sağ kalanlar gazi diye anılır. Şehitlik çok yüce ve ulvi bir makamdır. Yüce Allah CC “ Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız.” (Bakara Suresi:154) buyuruyor.

Sayısız nimeti insanlara bahşeden yüce Yaratan insana; bu değerleri rızasını gözeterek korumayı emretmiş, bu değerlerin uğrunda ölmeyi ise şehitlik makamı ile ödüllendirmiştir. Yüce bir makam olan şehitlik; yüce rabbimizin ve sevgili Peygamberimizin övdüğü ulvi bir makam ve her insana nasip olmayacak kadar büyük bir şereftir.

Şanlı tarihimizi zaferlerle süsleyen ecdadımızın başarısının sırrı, bu ilahi emre hakkı ile inanması ve milletin yekvücut olmasıdır. Akif’inde dediği gibi “Toplu vurdukça yürekler, onu top ve tüfek sindiremez” di. Bu ruh ve kararlılıkla her türlü zorluklar aşılmıştır.    

Çanakkale ruhu diri tutulmalıdır.

Yeni yetişen nesiller tarafından Tarihimiz çok iyi bilinmeli Çanakkale ruhu her daim diri tutulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, milletimizin bekası şehitlik ve gazilik ruhu kazanmış bir kalbe sahip olan nesiller yetiştirmekle mümkündür. Bunun için geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza Malazgirt’ten Çanakkale’ye kadar, ecdadımızın verdiği mücadeleler ve bu mücadelelerin arkasındaki iman ve ruh iyi anlatmalı, mukaddes vatanımızın kıymetini iyi öğretmeliyiz.

Ancak, vatanın bölünmez bütünlüğünün teminatı Çanakkale, kurtuluş savaşı ruhu ile şehitlik ve gazilik bilincinin hep diri tutulması ile mümkündür.

İstiklal şairimiz M. Akif ERSOY’un “Sahipsiz kalan bir milletin batması haktır. Sen sahip çıkarsan bu millet batmayacaktır.” Sözünün 7 den 70’e herkesin her kesimin zihinlerine iyice kazınmasının gerekliliğini altını çizerek ifade etmek istiyorum.

Bu vesile ile bu vatan uğruna şehit düşen tüm ecdadımız ve beraber görev yaparken şehit verdiğimiz silah arkadaşlarımı rahmetle ve minnetle anıyor. Gazi arkadaşlarımın da “Çanakkale şehitlerini anma ve gaziler günü”’nü kutluyorum.

İbrahim Halil Sipahi

18.03.2015/adanapost.com

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ.

Metre kareye düşen altı bin mermi,

İki yüz elli üç bin şehit binlerce gazi,

Yardan ayrı kimisi nişanlı kimisi evli,

Vatan toprağı için canını verdi.

Bir elinde yüreği bir elde tüfek,
Koştular cepheye Allah diyerek,
Şahadet şerbeti içip gülerek,
Kefensiz, isimsiz toprağa girdi.

Tekbir sesiyle inletip titretti arşı,
Topyekûn müdafaa kâfire karşı,
Şerefle yazdırdı İstiklal marşı,
Türk boyun eğmez asla yenilmez idi,

Huzura erince kefensiz naşım,
Gök sema ya ulaşır gururla başım,
Vatana için canını veren gardaşım,

Dünyaya Çanakkale geçilmez dedi.

18.03.1982/ Erzurum