İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Başkanlıkta tartışılması gereken sistem mi? zihniyet mi?

 

 

Geçmişte meclis aritmetiğinin tek başına iktidar oluşturacak sayıda oluşmaması, hükümet kurmada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uzlaşma sıkıntısı, istikrarsız azınlık ve koalisyon hükümetleri dayak gösterilerek; Daha istikrarlı ve daha güçlü bir Türkiye hedefi ortaya konulmak sureti ile başkanlık ya da yarı başkanlık sisteminin Türkiye’ye getirilmesinin gerekliliği savunuluyor. 

Yeni Türkiye” sloganı ile Türkiye’de  “Başkanlık veya yarı başkanlık sistemi” konusunda asıl üzerinde durulması gereken konu sistemi öneren ve ısrarla “Başkanlık Sistemi”ne geçilmesini isteyen ve Başkan olmayı hedefleyen Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın aklındaki niyeti iyi çözümlemek gerekir.

Son 13 yılda Türkiye’de sözde demokratikleşme adına yapılan reform, yasal ve anayasal değişiklikler ile insan hak ve hürriyetlerine dayalı demokratik hukuk devletinden günbe gün uzaklaşılan gelişmeler yaşanmıştır.

- AKP iktidarı döneminde darbe paranoyası ile TSK sindirildi.

- Yargıya yapılan sürekli müdahaleler ile yargının bağımsızlığı ortadan kaldırılarak yargı siyasallaştırıldı.

- Jandarma sivilleştirilerek siyasallaştırılıyor.

- MİT ve Emniyet başbakanlığın emir eri konumuna getirildi.

- Gündemdeki “İç Güvenlik Reformu Paketi” de meclisten geçerse, Türkiye demokratik hukuk devleti statüsünden tamamen uzaklaşmış olacaktır.

Bütün bunlar yasama ve yürütmenin bir noktada toplanması yani başkanın kontrolünde olması anlamına gelmektedir ki bunun sonu “diktatörlük”’tür.

Hazırlanan altyapı Türkiye’de başkanlık sistemi güç meraklısı bu yönde hırs sahibi olan iktidar sahipleri için “diktatörlüğün” önünü açmaktadır.

Yukarıda saydığım gelişmeler de göz önüne alınarak; Türkiye gibi henüz demokrasi, insan hak ve hürriyetleri kavramlarını yeterince anlayamamış ve uygulama zafiyeti içerisinde olan. Muasır Medeniyet seviyesine yaklaşamamış bir ülkede iktidarı elinde bulunduranların insan hak ve hürriyetlerini, hukukun üstünlüğünü gözeterek adaletle hükmetmesi mümkün görünmemektedir.

Bunun en canlı örneklerini yakın tarihte sınır komşumuz Irak ve Suriye’de yaşanmış. Suriye’de halen yaşanmaya devam etmektedir.

Bugün gelişmiş ve medeni! Ülkeler topluluğu olarak kabul edilen avrupa’da.  Fransa yarı başkanlı sistemi ile yönetilirken diğer Avrupalı Cumhuriyetler parlamenter sistemle yönetilmekte olup başkanlık sistemi ile yönetilen ülke bulunmamaktadır.

Sadece gelişmiş, güç ve otorite olarak kabul edilen Amerika ve Rusya’da başkanlık sistem ile yönetilmektedir.

ABD “Başkanlık sistemi” ile yönetilmekle birlikte ABD’de yargı ve kolluk seçimle göreve gelerek siyasi iradeye tabi olmayan bağımsız kurumlar olup, ayrıca başkan’a iki dönemle seçilme sınırlaması getirilmiştir.  Federasyon olan Rusya’da yarı başkanlık sistemi hâkimdir.

Aslında “başkanlık sistemi” uygulandığı ülkelerde farklı siyasi etkinlikler gösterse de. Kendisine özgü şartları olan ABD dışındaki ülkelerde istikrarlı bir demokrasi yarattığı görülmemektedir.  “Başkanlık sistemi” ile yönetilen birçok ülke zamanla “diktatörlüğe” dönüşmüştür.

Türkiye’deki mevcut ve tasarı aşamasındaki kanunlar ve malum zihniyet ile “Başkanlı sistemi” olmaz olursa da işleyişi ve sonu hayır olmaz.

İbrahim Halil SİPAHİ

14.02.2015/adanapost.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi