Siyasi geçmişimizde, çok partili koalisyonların amaçsızlık, odaklanamayış, programsızlık, organizasyonsuzluk, iletişimsizlik ve uyuşmazlığından dolayı çok çektik.

Tek partili ve dayatmacı iktidarların saltanatında da yüzümüz hiç gülmedi.

Şükür ki, milletin canına tak diyen bu süreçler ?siyasi hafızamızın kara sayfaları olarak? mazide kaldı.

Bu gün faklı bir ortamda yaşıyoruz:

Ak Parti ile Türkiye?nin girdiği siyasi iklim, bu güne değin yaşadıklarımızdan tamamen farklı.

Türkiye, iktidarı muktedir bir şekilde ele alan, kamu kurum ve kuruluşlarını ?taşı gediğine oturturcasına? yerine oturtan, milletin sırtına kene gibi yapışanların patır kütür döküldüğü, sürecin tamamen milletin lehine işlediği, hak ve adaletin tesis edilip, insanın, bilginin, erdemliliğin değerinin ortaya çıktığı, ekonomik, sosyal, kültürel bütün olguların lehimize geliştiği müthiş bir dönemden geçiyor.

Artık, ekonomisi güçlü, siyasi itibarı yerinde, halkının haklarını ve refahını en üst düzeyde gözeten, konu komşu herkes tarafından ?kıskanılan bir ülke? konumuna geldik.

Yaklaşık 8 yıldır iktidarda olan Ak Parti, doğruları tek tek uygulayarak millete gösterdi, güzellikler sindirilerek sahiplenildi.

Bu saatten sonra milletimizi hiç  kimse ne ayartabilir, ne de yanıltabilir.

Şimdilerde acziyetiyle milletin önüne yığılıp, haksız yere ?bir fırsat daha? isteyen muhalefet de artık, büyük hayalleri olan kenar mahalle siyasetçisi figüranı gibi ortada kaldı.

Ak Parti maalesef rakipsiz kaldı.

Ak Parti şu dönemde, rekabetin o kamçılayıcı gücünü, geri kalmışlığa karşı, yüksek insani değerlerin yaşanabildiği bir Türkiye oluşturabilmek için kullanıyor.

Ak Parti?yi, rekabetsizliğin köreltebileceği yalnızlık tehlikesinden başka hiç bir tehlike beklemiyor.

Önemli olan, gözlüksüz de görülebilecek yakınlıkta ve netlikte duran bu tehlikeye karşı ne derece hazırlıklıyız?

Sizi duydum.

E o zaman sorun yok.

Ahmet Yürekli

11.03.2011, Esenler.