Uzaklıklar biraz da yaklaştırır insanı,
kıyısına vurunca yaşadığın hayatın,
telaşına düşersin yaşayacaklarının?
Uzaklıklar sinsice bir yere çeker seni;
defalarca yoklarsın kendinde kendini;
ilk kez hisseder, kavrarsın böylece
bedeninde kendini.
Mesafe arttıkça nasıl da sokulur yanınına
yakınken farkedemediğin kıymetler, hazlar;
kaldıramadığın şakalar, alınganlıklar
kalpten kırılmış gibi sergilenen nazlar
sokulur dibine, yoklar yüreğini.
Uzaklıklar biraz da yaklaştırır insanı.
Uzakken anlarsın birlikte içilen bir bardak çayın gerçek tadını.
Uzaklar değiştirir alışkanlığını,
Uzaklar bozar, uzaklar kurar sende
eksiği bitmeyen bu yeni yapıyı.
Uzakken hissedersin hazzını dokunmalarının.
Uzakken buruşturur dilini konuşamadıkların.
Uzakken yakar içini anlatamadıkların.
Uzakken daha çok kızartır yüzünü boş lafların.
Uzakken daha büyüktür tahrifatı sarılmaların.
Uzaklar çıkarabilir gerçek tadını ortaya
ezbere geçtin dar sokakların.
Uzakken toplar anılar yakanı.
Adana, gençliğimin savurganlığı?
Hayatımı hakeden dostlarım, kardeşlerim, sevdiklerim?
Birlikte yürüdüklerim, yürüyemediklerim?
Ömrümün manidar hatıratı.
Peki nasıl, kolay mı
yaşamak benim de uzaklığımı?
Ahmet Yürekli
16.04.2011, Üsküdar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.