İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü

Dededen kalma geniş tarlamda dördüncü sınıf çiftçiyim. ÇKS belgemde öyle yazıyor. Neden dördüncü sınıf, hiç bir çiftçilik aletim yok. Para verip sürdürüyor. Para verip ektiriyorum. Geçen seneden beri ortağa veriyorum. Akmazsa damlar. İyi bir yan gelir.

Devlet gerekçe gösterip destek veriyor. Allah'a şükür. Sadece çiftçilik yapsam o kadar tarla ile aç kalırdım. Neden köycülüğü tam, her konuda yapmadığım için. Köylünün kendi Aletleri olacak. Traktörden beldanata kadar. Köylünün işçileri çocukları olacak. Köylünün evinin önünde tavukları olacak. Gurk tavuğu, hindisi olacak. Hem yumurtasından faydalanacak, hem kesip kesip etinden faydalanacak. Köylünün koyunu keçisi olacak, ineği, mandası olacak, hem sütünden yoğurt, yağ, peynir yapacak, erkekleri satıp para edinecek, hem besleyip etlik yapacak. Köylünün sebze bahçesi, bağı, bostanı olacak.

Sözü uzatmaya gerek yok. Eskiden köyde böyle idi. Şimdi köylüde bu gelenek kayboldu. . Köylünün karnı zor doyar.

Köylünün problemi çok. Gübre, tohum, mazot pahalılığından başlar, ürün fiyatları düşüklüğüne kadar pek çok.. Benin satırların yetmez.

BİR YORUM;

Aydın Ünsal

İrfan abi selamlar…Çok haklısın ama bu işin sırrını gizemini bilip çözümünü bulup sıkıntıyı kim giderirse onun elini öpeceğim… Hollanda’da kızım damadım ve torunlarım var birkaç kez gidip gördük bu ülkeyi …Tarım ürünü ihracında dünya ikincisidir.Toprakları bizim Ülkemizin 1/5’i kadar ve dikkat ediniz nüfusları da aynı 1/5’imiz kadar…Turizm gelirleri de hemen hemen aynı…Oradaki çiftçinin,et üreticisinin süt peynir ve yağ üreticisinin yüzü hep gülüyor,hayatlarından memnunlar…Hal böyle olduğu ve üstelik Müslüman bir ülke de olduğumuz halde niçin çiftçimiz köylümüz hayvancılık yapanımız kısacası tüm insanlarımız hayattan bezmiş bunalmış gelecekten umutsuzlar,yüzler hep asık,dokunsan patlayacak hale gelinmiş…Aslında cevabı belli ,bizde dürüstlük sözünün eri olmak,yalan söylememek ,emanete hıyanet etmemek ve verdiği söze ve işe sadakat ,gibi insani hususlar çok çok ihmal edildi,Allaha ve ahiret hesabı inancında gevşemeler arttı,sorumluluk duyguları korozyona /erozyona maruz kaldı…Kim kurtaracak bu ülkeyi,rabbim hayır ve selametler versin inşaallah…(Ben de Aydın’daki zeytin bahçemi ortağa vermiştim,adam 7 adet eski 40-50 yıllık zeytin ağaçlarını kökünden kesmiş…Durum vaziyetler böyle olunca Allahü Teala bereketini toprağımızdan cebimizden yurdumuzdan geri alıyor zannedersem…İnşaallah daha da kötüye doğru gitmez de bu zamanları da arar hale gelmeyiz)…Allah’a emanet olunuz muhterem hocam ,ellerinizden öperim.Selamün Aleyküm…

****************

Hollanda'yı görüp bilen, Türkiye'yi kıyaslayan bu arkadaşımın yorumuna yorumum:

BİZDE DE PROBLEMLER BİLİNİYOR. BELKİ DE KAYIRMACILIKTAN YANLIŞ ADIMLAR ATILIYOR. BİR ÖRNEK ARZ EDEYİM.

KOP (Konya Ovası Sulama Projesi) AKP'nin kuruluşuyla programlandı. 1911 yılında gölet için temeller atıldı. 2018 yılında sulamaya geçilecek diye vaatler yapıldı. Konya, Karaman. Aksaray Ovaları hatta dağları bu tarihte taşıma kanalları ile suya ulaşacak denildi. bu tarihte 25 kilometre çevreli gölet sözde tamamlandı. Su ulaşımı beton kanalları yapıldı. Su toplanması için kanallar açıldı. Birinci gününde beton kanallar patladı. SU GÖLETE ULAŞAMADI.. Bu su Konya su ihtiyacı için su depolarına yönlendirildi. GÖLET hâlâ susuz.

Su gelse ne yazar tarlalara ulaşım için hiç bir kanal yapılmadı. Kanal ulaşım yolları bir kayrılan kişiye veya şirkete verilmiş, o da iyi yapmamış, veya mastır proje iyi programlanmamış, dedile. Şimdi Devlet Su İşleri üstlenmiş. Bu gidişle kırk sene daha bu dev ova sudan mahrum. Şayet su ulaşımı sağlansaydı, bu ova Hollanda tarımına, hayvancılığına ulaşabilirdi. bunu kaç defa yazdım. Boş göletin bozulmaya yüz tutmuş fotoğrafını bizzat çektim, resmini paylaştım. Gölet yıkılıp giderse yatırılan paralara da yazık olur. KONYA OVASI ÇUKUROVA OLAMAZ. HOLLANDA TARIMININ ONDA BİRİ OLAMAZ. TÜRKİYE TARIM ÜRÜNÜ İHRAÇ EDECEKTİ, İTHAL ETMEYE BAŞLADI. Böyle yüzlerce örnek.

Bu yazdığımın Particilikle ilgisi yok kaydını koyuyorum. O kadar particiler var ki saldırılarından korkuyorum. "TÜRK GİBİ BAŞLA, ALMAN GİBİ BİTİR" yani Türk gibi yarım bırakma, tekerleme halinde söyleniyor...

BİR ESPRİ: YÖNETİCİLERİMİZ BÖYLECE TÜRKLÜKLERİNİ İSPATLIYORLAR.

**************

YORUMLARDA ÖNEMLİ BİR EK DAHA:

Murat ERŞAN Yorumu

Gölet mevzusunu bildiğim için yazayım istedim. Hatta geçen hafta Tarım Bakanlığında yeni bakanın ekibinden arkadaşlarla görüşürken söz konusu dahi edildi. Dsi bugüne kadar Anadolunun her yanına sizin oraya yapıldığı gibi hep gölet yaptı. Dağı taşı gölet doldurmuşuz. Ancak hemen hepsini sulama kanalları yok. Bu göletler sadece su tutabiliyor, süs göleti oldular. Bunun en önemli nedeni bu göletleri dünya bankası kredisi ile yaptırdık. Dünya bankası gölet yapımı için bize kredi veriyor. Kanal için kredi vermeye gelince dünya bankası ile burada bir görüş ayrılığımız var. Bizde sulama kooperatifleri ile bu iş yürütülür. Ancak sulama kooperatifleri çiftçiden asla sulama parası toplayamaz. Dünya Bankası bu sisteme karşı. Yapılan yatırımın tahsili için yeni bir yöntem öneriyor, suyun özelleştirilmesi. Bu göletler ve su kaynakları özelleştirilsin, firmalar bu suları ekonomik olarak iyileştirsin deniliyor. Bu sistem Özal dönemminden beri bütün siyasetçilere sunuldu ve siyaseçiler gündeme taşıdı ve toplumumuzdan çok sert muhalefet aldı. Bunun üzerine siyaset bu teklifi geri çekti. Özelleştirilmiş su sistemi daha çok dünya bankasının teklifi ile uygulandığı bütün ülkelerde çok büyük sosyal tepkilere neden oldu.

Şimdi elimizde her yere yetecek kadar yapılmış gölet var ama sulamaya yaramıyor, etrafında piknik yapılıyor.

Şimdi ortada işlemeyen bir sulama sistemimiz var. Aslında çiftçiler için işliyor çünkü mis gibi parasını ödemedikleri bir su kullanıyorlar ama bu sistem toplumsal olarak devlete ve bu vasıtayla vergi ödeyenlere yük getiriyor. Yaygın sulama kanallarının yapılmasını geçelim işletilmesi ap ayrı bir maliyet. Hatta işletilmesi tamamen ağır bir maliyet.

Böylece herkes boşa akan yada tamir edilene kadar akamayan kanallar ortada kalıyor. Bu işletme maliyetini Devlet karşılasın dendiğinde, kullanılan hizmetten hiç faydalanmayan vergi ödeyenlere vergiler yoluyla çok yük biniyor.

Devlet bunları zaman içinde yaptıracak. Bu belli birşey. Ancak bu çok zaman alacak. Bakanlıkta bürokratlardan öğrendiğim kadarıyla bütün sulama kanalları için 260 milyar tl gerekiyormuş.

Bu karşılanacak zamanla ama işletilmesi esas sorun. Bunun çiftçilerce içselleştşrilmesi ve sulama kooperatiflerine düzenli ödeme yapılmanın kabul edilmesi de gerekiyor. Yoksa bu kanallar sahiplenilmiyor ve istisnasıs hepsi bir kere kırılıyor.

Bu kanallarda yazın serinlemek için çocuk ve gençlerin yüzmesini ve yoğın ölümleri hiç konu etmedik, bu da ayrı bir sorun.

***********

İrfan Küçükköy

Konunun kredi kaynağı olduğunu bilmiyordum. Yazınızda gördüm. Önemli Problem. Kredi demek, faiz demektir. Halkın da devletin de faizden sakınması gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi