Geleceğin süper gücü: İslam Birliği
Yazarımız Mustafa Yürekli’nin 2012 yılında yayınladığımız aşağıdaki yazısı Geleceğin süper gücü: İslam Birliği başlıklı yazısına bakıldığında, ne denli isabetli ve yönlendiricidir.
Geleceğin süper gücü: İslam Birliği
Mustafa Yürekli, İslam medeniyetini inşa ederek sağlanacak İslam Devletleri Birliği'nin geleceğin süper gücü olacağını ileri sürüyor. İslam Birliği dışında kalmayı hiçbir İslam devletinin göze alamayacağını anlatıyor.
İslam Birliği, 57 devlete parçalanarak güçsüz düşürülmüş ümmet için hayati bir zorunluluktur.
57 Müslüman ülkenin önünde duran tek kurtuluş yolu var: İslam medeniyetini inşa ederek, ekonomik, siyasi ve askerî bir birliktelik oluşturmak; birleşip güçlenerek ayakta kalabilmek.
Çökmekte olan Batılı ve yükselen Doğulu devletlerin, Müslüman ülkelerin doğal kaynakları, ellerinde bulunan doğalgaz, petrol ve madenler, eskiden olduğu gibi günümüzde de iştahlarını kabartmaktadır çünkü. Güçlenen Rusya, Çin ve Hindistan'ın yakın gelecekte İslam ülkeler için büyük bir tehdit oluşturacağı bir gerçek; Batı'yla birlikte Doğu da gelecek üzerlerine.
Mevcut İslam devletlerinin bir kısmı birliğe girerken, bir kısmının da dışında kalmayı yeğlediklerini farz edelim. İslam Birliği dışında kalacak olan Müslüman ülkelerin, Irak ve Afganistan'da olduğu gibi, giderek sosyo-ekonomik bakımdan güç kaybedecektir.. Dolayısıyla ayakta kalabilmek için yeni enerji sahaları arayan Batılı ittifak devletlerinin işgaline maruz kalacaktır.
Zaten mevcut 57 İslam devletinin liderlerinin İslam Birliği'ne çok sıcak baktığı biliniyor. Fransız Napolyon Bonapart'ın söylediği gibi; ülkeler ve insanlar, korkuları ve çıkarları üzere hareket ederler.
Ayrıca kırk yıl önce, İslam devletleri, entegrasyon ihtiyacıyla birleşme çalışmaları başlatmış bulunuyor. Eski adıyla İslam Konferansı Örgütü (İKÖ), yeni adıyla İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam ülkelerini tek çatı altında toplamayı amaçlıyor. D8 de ekonomik alanda bir entegrasyon çabasıdır. Ne var ki bütün bu organizasyonlar, henüz bir dünya gücü haline gelmediğinden, caydırıcı bir askeri gücü bulunmadığından dünya siyasetinde bir ağırlığı da yoktur.
Aynaya baktığımızda boyumuz posumuzu görebiliyoruz. İslam dünyasının, 1.4 milyar nüfusu var. Dolayısıyla silah altında 10 milyon askeri güç bulundurabilir. (İslam dünyasının en zengin, sanayileşmiş ve en kuvvetli askerî gücü, Türkiye'dir. Türkiye'yi sırasıyla İran, Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan ve Endonezya takip etmektedir.) Böyle bir askeri güç, İslam barış Gücü, elbette dünyadaki karışıklığa ve savaşlara son verecektir.
Görünen köy kılavuz istemez. İslam Birliği, böyle devasa bir dünya gücü haline gelip büyük bir uluslararası oyuncunun ortaya çıkınca, ABD, AB, Rusya ve Çin'i bile ekonomik ve askerî olarak arkada bırakacağından, dünyanın geleceğinde, tek süper güç olacaktır.
Muhammed ümmetini temsil edecek olan İslam Devletleri Birliği'nin merkezi, modern Batı'nın iki yüzyıldır İslam'a saldırdığı yer, İstanbul olmalıdır. İstanbul, ‘Kutsal Emanetler'in de korunduğu yerdir..
İslam Birliği devletlerinin kendi ulusal para birimleri ve parlamentoları yanında, ortak para birimi, parlamentosu, askeri paktı ve politikası olması, hem ümmet için, hem de insanlık için hayırlara vesile olacaktır. İslam Birliği'nin temel amacı, günümüz dünyasında, İslam medeniyetini yeniden inşa etmek, güvenlik ve barışla insanlığa hizmet etmek olacaktır. Dolayısıyla bu konu üzerinde ne kadar durulsa azdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.