Bıktım, Bıktın, Bıktık; Ama Bıkmadılar!..
Bıktım, Bıktın, Bıktık; Ama Bıkmadılar!..
Evet sevgili dostlar, hepimiz bıktık; ama onlar bıkmadılar, bıkmayacaklar!.. Neyden mi?!.. Son üç yüz yıldır dış mihrakların kurdukları kirli tezgahlardan, alçak tuzaklardan, sinsi planlardan, hain oyunlardan…
Son üç yüz yıldır, tarihin akışını değiştiren, toplumu derinden sarsan; dinimiz, devletimiz, vatanımız, milletimiz üzerinde derin izler, sarsıntılar, yıkıntılar bırakan olaylardan sonra, “Yahudi oyunu, Haçlı tezgahı, İngiliz planı, ABD ve CIA parmağı, dış mihraklar…” demekten usandık, bıktık, tiksindik!..
Ben bıktım, sen usandın, o yıldı; ama o dış mihraklar var ya, onlar asla usanmadılar, bıkmadılar, yılmadılar; asla da bıkmayacaklar!..
İstanbul’a geldiğimi haber alan “ERBAKAN VAKFI” kurucu ve yetkilisi dostlarımız, benimle bir röportaj yapmak istediklerini bildirdiler. Erbakan Hoca’mın babası tarafından en yakın akrabası olarak son siyasi gelişmeler, Saadet harekâtı, Erbakan Hoca’mın düşünceleri… konularında uzun bir söyleşi gerçekleştirdik. Nasipse inşallah, programlarımız uyarsa, Fatih Erbakan kardeşimle de bir görüşmemiz olacak.
Söz, sohbet döndü dolaştı, Saadet’in ceberruden gasp edilmesi olayına geldi. Erbakan Hoca’mızın etrafına bunca hainin nasıl yerleştirildiği, etrafını sarmış bu kadar hainin nasıl fark edilmediği; Hoca’nın bunların farkında olup olmadığı mevzusu açıldı. Müşterek bilgilerimizi döktük ortaya… Erbakan Hoca, bütün bunların bal gibi farkındaydı aslında!.. Peki, neden bunları etrafından uzaklaştırmadı?!..
İşte burada ben, TRT I’de yayımlanan “PAYİTAHT ABDÜLHAMİT” dizisinden bir örnek verdim. Orada ilginç bir tipleme vardır: “PARVUS”. Aslında bir kurgu olduğunu daha önceki bir yazımda bahsettiğim “PARVUS”, gerçek yaşamda, Cennetmekan Abdülhamit Han’ın en yakınına kadar sokulma ve İngilizler adına casusluk yapma becerisini göstermiş olan (SARAYDAKİ CASUS) “VAMBERY”yi canlandırmaktadır.
Abdülhamit Han, eline fırsat geçtiği halde, Parvus’u öldürtmedi dizide. Tahsin Paşa, bunun nedenini sorduğunda, Ulu Hâkan: “Öldürtseydim, düşmanlarımızın hangi tezgahları kurduklarını, ne planlar çevirdiklerini anlamamız, öğrenmemiz zorlaşacaktı; oysa Parvus, gözümüzün önünde olursa, aleyhimizde kuracakları planlarını, tuzaklarını önceden fark etme, tespit etme ve ona göre yön belirleme, tedbir alma imkanımız olur.” demişti.
Erbakan’ın en yakınında uzun zaman bulunmuş kardeşlerimizin ve bizim tespit ve kanaatlerimiz de bu minval üzeredir ki, Hoca, etrafına yerleştirilmiş bu insancıkları aslında iyi tanıyordu ve olup bitenin farkındaydı. Sepetteki cılk yumurtaların, çürük elmaların farkındaydı!.. Onlara asla pabuç bırakmadı ve onları takip ederek yolunu, yönünü, politikasını belirlemeye çalıştı. Onlar Erbakan’ı kullandıklarını sanırlarken, aslında Erbakan onları kullanıyordu.
Bugün Saadet’in ceberruden zaptedilmiş olması, aslında, beynelmilel güçlerin Erbakan’dan intikam alma girişiminden başka bir şey değildir!.. Akıllarınca, Erbakan’ın dinine, imanına, düşüncesine ne kadar düşman var, hepsi ile kol kola yürüyerek, onlara öpücükler, gülücükler, ödüller dağıtarak şunu söylemek istiyorlar: Ey Erbakan!.. Sen Milli Görüş’ünü zirveye taşıdın, Erdoğan’lar yetiştirip ABD’ye, dünyaya kafa tutar hale geldin, Siyonizm’in tekerine çomak soktun; biz de senin emek verip kurduğun partini ele geçirip maymunlar tiyatrosuna çevirdik!..
Evet, biri “DOĞAN”, diğeri ise onu yetiştirip büyüten, ona “BAKAN” olan iki yiğit “ER” çıktı ümmetin içinden: ERDOĞAN ve ERBAKAN… Allah, birine güç kuvvet, diğerine de rahmet nasip eylesin!.. Üstad Necip Fazıl’ın deyişiyle:
“BİR GEDİK AÇTIK SURDA, MUKADDES Mİ MUKADDES
EY KAHPE RÜZGAR, ARTIK NE YANDAN ESERSEN ES!..”
Erbakan Hoca’m, yıllar önce (1992’de) Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde konuşuyor. Bir ABD’li yarbayın, harita üzerinde göstere göstere anlattıklarını aktarıyor. “Elin gavurunun, ABD’sinin, İngiliz’inin yirmi yıllık, elli yıllık, yüz yıllık planları var. Ortadoğu haritasını yirmi yıl sonra değiştireceklerini söylüyorlar. Anadolu’yu bölüp Irak ve Suriye’den toprak ekleyerek bir imansız Kürt devleti kurmak istiyorlar. Bunu alenen, açıkça anlatıyorlar ve bu planın hesabını yapıyorlar. Büyük İsrail’i nasıl kuracaklarının plan ve projesini yapıyorlar!.. Peki, buna karşılık hani bizim on yıllık, yirmi yıllık, elli, yüz yıllık planlarımız?!..” diyor.
Evet, Erbakan Hoca, yıllar önce, bugünkü olacakları, olanları anlatıyor, uyarıyor; soruyor. Bunun karşısında bizim bir planımızın olmayışından, planlama yapacak bir uyanık gücün, siyasi otoritenin, yönetimin olmayışından yakınıyor. Onu dinleyen bir yığın yılışık suratlı cüceler de akıllarınca onunla dalga geçmeye, onu yıpratmaya çalışıyorlar…
Erbakan Hoca’daki feraseti, aklı, fikri, zekayı çok iyi bilen o güçler de boş durmadılar. Onun ve onun fikriyatının önünü kesmek için, adalete, ahlaka; değer veriyormuş gibi gözüktükleri demokrasiye aykırı, akla fikre gelmedik tuzaklar, planlar, oyunlar kurdular. 28 Şubat’lar, Müslüm Gündüzler, Fadime Şahinler, Ali Kalkancılar… Vural Savaşlar, Anayasanın Onursuz başkanları, Çevik Birler… Niceleri, niceleri… Fethullah Gülen’i ilk keşfeden, fark eden kişi, Erbakan Hoca; Erbakan Hoca’dan en fazla korkan, ona en büyük ve en acımasız cephe alan da Feto haini…
Evet, uzun sözün kısası, bunlar hep dış güçlerin, dış düşmanların şeytani planları… Siyonist Yahudi’nin, sinsi İngiliz’in, alçak ABD’nin oyunları, planları, tuzakları… Ama bıktık be kardeşim bu oyunlardan, tuzaklardan, planlardan… Çok uzağa gitmeye gerek yok!.. Binlerce fail-i meçhul var bu ülkede yıllar boyu gerçekleştirilmiş. Kim yaptı bunları?!.. Uğur Mumcu’yu, Abdi İpekçi’yi, Bahriye Üçok’u, Hablemitoğlu’nu, Eşref Bitlis Paşa’yı… kim öldürdü, öldürttü?!.. Muhsin Başkan’ın ölümü, Özal’ın ölümü… Sağ – sol çatışmaları, Alevi – Sünni çatışmaları; Madımak, Kahramanmaraş, Gezi olayları, 15 Temmuz… PKK, FETÖ, DAEŞ, IŞİD, EL KAİDE, BOKO HARAM… Kim yaptı bütün bunları?!.. Cevap hazır: Dış güçler… Ne istiyorlar, neden yapmışlar bütün bunları?!.. Efendim, bizi bölüp parçalayacaklar, sonunda da Arz-ı Mev’ud’u gerçekleştirip Büyük İsrail’i kuracaklar!..
Peki, İyi güzel de, bunlara karşı bizim bir karşı planımız yok mu kardeşim?!.. Bizim devletimizin bunlara karşı bir master çalışması; on, yirmi, elli, yüz yıllık planı, projesi, hedefi yok mu?!.. Eh, Allah’a şükür, eskiden yoktu, “TEMELLER ÇÜRÜKTÜ, KOKMUŞTU”, “DÜŞMAN YAPAR, TÜRK BAKAR!..” idi; ama şimdi, Erbakan Hoca’nın attığı sağlam temeller, bir ERDOĞAN çıkardı. Her doğan, ERDOĞAN olamıyor ne yazık ki; ama işte Allah’ın lütfu ile bir ERDOĞAN çıktı ve bu milletin önüne yirmi yıllık, elli yıllık, yüz yıllık plan, proje ve hedefler koymaya başladı…
Şimdi Türk milletinin, tüm ümmetin geleceğini TEMELDEN etkileyecek bir seçim arefesindeyiz. Şüphesiz bugüne kadarki seçimler de çok önemliydi; ama bu seçim başka!.. O, bize on, yirmi, elli, yüz yıllık planlar, tuzaklar hazırlayanlar ve bizim milletimiz ve tüm İslam âlemi için çok hayati bir seçimdir bu seçim. CHP bir proje, şimdiki Saadet, İYİ Parti, HDP birer proje… Bakınız, İngiliz - ABD tozuna bulanmış TEMELİ BOZUKLAR, kol kola, yanak yanağa vermişler… Hepsinin söylemi, “ERDOĞAN’I DEVİRECEĞİZ!..” Başka?!.. “YATIRIMLARI DURDURACAĞIZ!..” “UÇAKLARI SATACAĞIZ!..” “SARAY’I YIKACAĞIZ!..” “GERİ GİDECEĞİZ, ESKİYE DÖNECEĞİZ!..” Gördüğünüz gibi, işleri güçleri devirmek, yakmak, yıkmak, satmak!..
Peki, ERDOĞAN ne diyor bunların karşısında?!.. Tıpkı HOCA’sının söylediği gibi, TÜRKİYE’Yİ ŞAHLANDIRACAĞIZ, İMAR EDECEĞİZ, EN İLERİ GÖTÜRECEĞİZ, DÜNYADA EN FAZLA SÖZÜ GEÇEN LİDER ÜLKE YAPACAĞIZ!.
Dostlar, bıktık usandık artık dış mihrakların planlarından, tuzaklarından, projelerinden!.. Artık biz yapalım planları, projeleri, biz koyalım ortaya büyük hedefleri ve biz kuralım düşmana tuzakları… Nenni yavrum, ninni yavrum, yat yat uyu yavrum, uyanınca kargaları kovala yavrum devri bitti; UYAN YAVRUM, ÇALIŞ YAVRUM, KOŞ YAVRUM… devri başladı.
ÇABUK BÜYÜ, ÇABUK YETİŞ, TEZ OĞLUM
ÇAKAL GEZEN ŞU DAĞLARDA GEZ OĞLUM
DOSTUN KİM, DÜŞMANIN KİM, SEZ OĞLUM
VATANINA GÖZ DİKENİ EZ OĞLUM
TARİHİNİ ŞEREFİNLE YAZ OĞLUM!..
Asırlarca onlar plan, proje, tuzak, tezgah… ürettiler bıkıp usanmadan, biz seyrettik, kafamızı eğdik!... Şimdi sıra bizde; ama biliyoruz ki, bu alçaklar asla usanmayacak, yılmayacak, bıkmayacaklar plan, tuzak kurmaktan… Olsun!.. Biz de uyandık artık çok şükür!.. Dişe diş, göze göz, kana kan!.. HODRİ MEYDAN!.. TOPUNUZ GELİN ULAN!..
Selami Kaytancı
09.05.2018, Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.