Taşkın Koçak: Trump’ın Gazze Açıklaması ile Orta Doğu Yeni Bir Fırtınanın Eşiğinde mi?
Gelir gelmez dünyanın ayarlarını bozan Donald Trump, Gazze hakkında beklenmedik derecede sert bir açıklama yaptı. Trump’ın “Gazze’yi devralacağız” ve“Gazzeliler başka üklere yerleşmeli” şeklinde ki şok edici çıkışı ile Orta Doğu’da yeni ve tehlikeli bir gerilimin fitilini ateşlemişe benziyor. Trump’ın kullandığı bu ifadeler hem İsrail cephesinde hem de uluslararası toplumda büyük bir şaşkınlıkla karşılandı. Netanyahu’nun “İsrail devleti, kendi güvenlik politikalarını kendisi belirler” yönündeki sözleri, Trump’ın açıklamalarına doğrudan destek vermekten şimdilik geri durduğuna işaret ediyor.
Trump’ın İkinci Döneminde Ortadoğu Politikasında Değişen Bir Şey Var mı?
Donald Trump, 2017-2021 arasındaki ilk başkanlık döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması, ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıması ve Filistinlileri dışlayan barış planlarıyla geçti. 2024 seçim kampanyasında da İsrail yanlısı tutumunu daha da netleştiren Trump, ikinci döneminde “daha sert ve kararlı” olacağını sık sık dile getiriyordu. Nitekim koltuğa oturur oturmaz Gazze konusunda yaptığı “devralma” çıkışı, bu sertliğin somut bir işareti olarak karşımıza geldi. Trump’ın bu söylemle hem Evanjelik Hristiyan tabanını hem de Amerika’daki güçlü Yahudi lobilerini (özellikle AIPAC gibi kuruluşları) memnun etmeyi amaçlamaktadır. Basına yansıyan bilgilere göre, seçim kampanyası sırasında Trump’a önemli finansal destek sağlayan bazı iş çevreleri ve kilise grupları, Ortadoğu politikasında daha “radikal” adımlar atılmasını bekliyorlardı.
“Gazze’yi Devralacağız” Söyleminin Arkasındaki İhtimaller
Gazetecilerin ve siyaset bilimcilerin son iki gündür tartıştığı temel soru, Trump’ın “Gazze’yi devralmak” ifadesinin ne derece ciddi olduğu ve nasıl bir stratejik plana dayandığı yönünde. Aşağıda öne çıkan üç senaryo var:
1. İsrail’e Tam Destek: Trump yönetimi, İsrail’in Gazze Şeridi’nde geniş kapsamlı bir askerî veya idari kontrol sağlamasına yeşil ışık yakabilir. Bu durumda, Filistinlilerin bölgede yaşadığı insani kriz daha da ağırlaşabilir; hatta sivillerin zorunlu göçe tabi tutulma tehlikesi gündeme gelebilir.
2. Ortak Müdahale (Sembolik Amerikan Katılımı): “Devralma” ifadesi, ABD’nin belli bir askerî varlık veya “barışı koruma” misyonu adı altında bölgede konuşlanması anlamına da gelebilir. Bu ihtimal, BM Güvenlik Konseyi’ndeki Rusya ve Çin gibi aktörlerin itirazıyla karşılaşacağından oldukça tartışmalıdır.
3. Sadece Sert Retorik: Popülist eğilimli liderlerin bazen iç politikada güç konsolidasyonu amacıyla “uç” söylemlere başvurduğu biliniyor. Trump’ın Gazze çıkışı, Evanjelik ve aşırı sağ kesimleri canlı tutmak için tasarlanmış bir “retorik hamle” de olabilir.
Hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin, Filistin sorunu çok daha karmaşık bir hâl alabilir ve bölgesel istikrar büyük ölçüde tehlikeye girebilir.
İsrail ve Netanyahu Cephesi: Şaşkınlık ve İhtiyat
İsrail Başbakanı Netanyahu, Trump’ın sert çıkışına dair net bir onay vermekten şimdilik kaçınıyor. Yerel basında çıkan haberlerde, Netanyahu’nun böyle bir açıklamayı “erken ve diplomatik riskleri yüksek” olarak değerlendirdiği aktarılıyor. Diğer yandan, İsrail kamuoyunda bazı sağ partiler Trump’ın çıkışını memnuniyetle karşılarken, muhalif kesimler ise “ABD’nin bu kadar doğrudan müdahil olmasının sonuçları ağır olabilir” şeklinde uyarılarda bulunuyor.
İslam Dünyasının ve Uluslararası Toplumun Muhtemel Reaksiyonları
Orta Doğu’daki farklı kaynaklardan ve diplomatik çevrelerden gelen ilk tepkiler, Trump’ın Gazze açıklamasına karşı ortak bir tavır alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Türkiye, Katar, Pakistan gibi ülkeler, hem Birleşmiş Milletler (BM) hem de İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesinde acil toplantılar düzenlenmesi için çağrı yapmaya hazırlanıyor. Uzmanlar, bu süreçte şu adımların gündeme gelebileceğini belirtiyor:
1. Diplomatik Blok: İslam ülkeleri, “Gazze’yi devralma” söylemini uluslararası hukuk ihlali olarak tanımlayarak sert kınama mesajları yayınlayabilir ve konuyu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyabilir.
2. Ekonomik Yaptırımlar: Bazı ülkeler, ABD ve İsrail’e yönelik kısıtlı da olsa ekonomik veya ticari yaptırımlar düşünebilir. Özellikle enerji alanında alınacak kararlar, ABD-İslam dünyası ilişkilerini zora sokabilir.
3. Uluslararası Hukuk Yoluyla Mücadele: Gazze’de herhangi bir zorunlu göç ya da etnik temizlik durumu söz konusu olursa, bu uluslararası anlaşmalara göre “savaş suçu” olarak değerlendirilebilir. İslam ülkelerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurarak Trump yönetimini ve İsrail’i hukuki açıdan zorlamaya çalışması beklenebilir.
ABD İç Siyasetinde Tehlikeli Bir Yol Ayrımı
Donald Trump’ın 2025’teki ikinci dönem başkanlığı, ABD içinde zaten yüksek düzeyde kutuplaşmayla başladı. Gazze konusundaki radikal çizgi, Cumhuriyetçi Parti tabanının bir kısmında güçlü destek görse de, Demokratlar ve bazı ılımlı Cumhuriyetçiler bu politikayı tehlikeli buluyor. ABD basınında çıkan yorumlara göre, Trump yönetimi bu konuda sertlikte ısrar ederse, Avrupa Birliği ile ilişkiler de yeniden bozulma riski taşıyor.
Öte yandan, 2022-2024 arasında yaşanan seçim ve ara seçim dönemlerinde Amerikan toplumunun belli bir kesiminin, daha dengeli bir dış politika arzusunu dile getirdiği görülmüştü. Trump’ın Gazze çıkışının, bu kesimi yeniden harekete geçirip muhalefeti güçlendirebileceği belirtiliyor. Ayrıca, ABD içindeki Arap ve Müslüman kökenli nüfusun tepkileri de 2026’daki Kongre seçimlerinde bazı dengeleri değiştirebilir.
Küresel Dengeler ve “Yeni Bir Fırtına” İhtimali
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi henüz tümüyle sona ermiş değil; Çin’in Pasifik bölgesinde yükselen gücü ise küresel ekonomiyi ve diplomasiyi yeni bir istikrarsızlık dönemine sürüklüyor. Bu tabloya bir de Gazze’deki olası büyük ölçekli bir çatışma eklendiğinde, uluslararası düzenin daha da kırılganlaşacağı açık.
• Avrupa Birliği’nin Tutumu: Almanya, Fransa ve İtalya gibi AB ülkeleri, Filistin meselesinde “iki devletli çözüm” yaklaşımını savunmaya devam ediyor. Basına yansıyan bilgilere göre, Trump yönetimiyle en başından beri mesafeli duran AB yetkililerinin, Gazze çıkışı sonrası daha sert bir dil kullanma ihtimali artıyor.
• Rusya ve Çin: Moskova ve Pekin yönetimleri, ABD’nin Orta Doğu’daki varlığının artmasından rahatsızlık duyabilir. Dolayısıyla Gazze konusundaki olası BM kararlarını veto etmek veya diplomatik dengeyi kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek için hamle yapabilirler.
Tüm bu ihtimaller, Gazze’deki sıradan halkın en büyük mağdur konumunda kalmaya devam edeceğini düşündürüyor. Bölgede yeni bir insani kriz riski, Birleşmiş Milletler ve sivil toplum kuruluşları tarafından da gündeme taşınmaya başladı.
Sonuç: Tehlikeli Bir Eşik mi, Diplomasi İçin Son Şans mı?
İkinci kez başkanlık koltuğuna oturmuş olan Donald Trump’ın Gazze konusundaki bu son açıklamaları, Orta Doğu’da yeni ve büyük bir çatışmanın habercisi olabilir. “Gazze’yi devralacağız” ifadesi, ister sadece sert bir retorik ister somut bir plan olsun, bölgedeki kırılgan dengeleri kökünden değiştirme kapasitesine sahip.
• İslam Dünyası ve Uluslararası Toplum: Acil diplomatik girişimler ve hukuki adımlar atılmadığı takdirde, Gazze’deki insani kriz daha da derinleşebilir.
• ABD İç Siyaseti: Trump, iç politikada belirli kesimleri memnun etmeye çalışsa da, bu politika Amerikan toplumundaki kutuplaşmayı artırabilir ve küresel arenada ABD’nin yalnızlaşmasına neden olabilir.
• Avrupa ve Diğer Küresel Aktörler: AB ülkeleri, Rusya ve Çin gibi güçlerin tutumu, Orta Doğu’daki dinamiklerin küresel düzeye nasıl yansıyacağını belirleyecek en önemli etkenlerden biri olacak.
2025 yılının ilk aylarında gündeme gelen bu kriz, ya uluslararası toplumun Filistin sorunu için yeniden masaya oturmasına vesile olacak ya da Orta Doğu’da çok daha büyük ve kontrolden çıkmış bir çatışma dönemini tetikleyecek. Son iki günde uluslararası medyada çıkan haberler ve diplomatik çevrelerin yaptığı açıklamalar, krizin ciddi boyutlara varabileceğinin sinyallerini veriyor. Dolayısıyla, hem bölge ülkelerine hem de küresel aktörlere düşen sorumluluk, şimdiye dek görülenden çok daha kapsamlı olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.