Ukrayna'yı işgale kalkan Rusya, ister istemez dünyadan dışlanıyor. Şayet Ukrayna işgali, Rusya'nın bölgeyi yeni bir kuşatma hamlesiyse bu durum tabii ki asla kabul edilemez.

Henüz işgal ile ilgili gerçekler ortaya dökülmüş değil. Görünen fotoğraf; Rusya’nın saldırganlığı, Ukrayna’nın ise kahraman edasıyla vatanını savunması.

Geri planda Rusya’ya karşı ABD başkanlığındaki batı cephesinin ve dahi Rus yönetiminin küreselcilere mi hizmet ediyor veya Ortadoğu’da olduğu gibi bölgedeki enerji ve gıda kaynaklarına çökmeyi mi hedefliyor, şimdilik orası belli değil.

Ancak Ukrayna’da yaşanan faciada gerek batı cephesinin ve gerekse Rusya’nın sivillerin hayatını hiçe sayarak emperyal ve işgalci hamlelerinin öne çıktığının özellikle altını çizmek isterim.

***

Rusya dahil batı cephesinin zihniyeti IMF Başkanı Kristalina Georgieva’nın “Durum oldukça değişken ve görünüm olağanüstü belirsizlik oluştursa da ekonomik sonuçlar şimdiden çok ciddi. Savaşın küresel ekonomiye etkisi ağır olacak” sözleriyle apaçık ortaya çıkıyor.

Yüzlerce insan hayatını kaybetmiş, binlercesi ölüm makinesinin pençesinde. Milyonlar seviyesinde çoluk – çocuk mülteci yollara düşmüş, aldıran yok! Emperyallerin tek derdi para, pul, ganimet…

İşte ilk örnek…

Haberi duymayan kalmadı... ABD, ekonomik yaptırımlara rağmen Rusya’dan petrol almaya devam ediyor. Doğu Sibirya’daki Kozmino limanından yüklenen petrol varilleri Pasifik üzerinden ABD’ye ulaşıyor.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Hey gidi hey! ABD’nin Rusya’ya karşı şahinliği nerede kaldı, diye sormuyoruz çünkü mesele başka!

***

Gelelim Avrupa’ya… Hani çok bilindik bir petrol şirketi var. Shell diyorlar… İngiltere’de kurulmuş Hollanda’da merkezi olan İngiliz – Hollanda ortaklı marka. Shell, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrası 28 Şubat’ta ülkedeki projelerden çekilme kararı aldığını açıklamıştı.

Avrupalı şirket yaptırım kararından birkaç gün sonra petrol fiyatlarının 120 dolara vurduğu hafta içinde şaşırtıcı bir şekilde 28,50 dolar iskonto ile Rusya’dan petrol satın aldı.

Dünya diken üstündeyken Shell, keskin uluslararası ekonomik ambargolara rağmen Rusya’dan petrol aldığını açıklamaktan çekinmedi bile!

Olayın özeti şu: Ukrayna’yı yem olarak Rusya’nın ağzına atan Avrupa da ABD’den farklı değil. Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelensky’ye “Yürü aslanım!” diyorlar. Zelensky arkasına baktığında kimseyi göremiyor. Yani Ukrayna üzerinden “hin bir oyun” oynanıyor, kimse farkında değil!

***

Dünyayı jeopolitik risklere düçar edenlerin küçük bir röntgenini çekelim…

Rusya; petrol, doğalgaz, madenler, nükleer güç ve enerji kaynakları açısından oldukça zengin. Ukrayna sınırı, Baltıklar’dan Pasifik’e kadar 17,3 milyon kilometrekare zengin kaynaklarla dolu topraklara sahip olan 140 milyon nüfuslu Rusya, aynı zamanda 600 milyar doları aşkın bir döviz rezervini elinde tutuyor.

Diğer taraftan Ukrayna ile Rusya dünya buğday ihracatının yüzde 30’unu, ayçiçek yağının da yüzde 80’ini gerçekleştiriyor. Resmen Rusya ve Ukrayna tam bir gıda ambarı niteliğinde.

Küresel anlamda bugün enerji ve gıda kaynaklı bir enflasyon krizi yaşanıyor. Batı cephesi söz konusu krizi aşmada yetersiz kalıyor ve böyle yağlı böreğe ağzı sulanarak bakıyor. Rusya’nın çökertilmesi durumunda hem azılı düşmanlarından kurtulmuş olacaklar hem de Ukrayna dahil tüm doğunun zenginliklerine konacaklar.

***

Rusya emperyal duygularına yenildi ve batı cephesinin resmen tuzağına düştü. Gıda ve enerjide kendi kendine yeten ülke olan Rusya, şayet dünya buğday rezervinin yarısına sahip Çin ile anlaşabilseydi herhalde batı cephesine ot yoldurabilirdi. Rus aklı maalesef oynanan oyunu göremedi, hem bölgeyi hem dünyayı ateşe attı.

Olaya Türkiye cephesinden baktığımızda ise yurtdışından ithal edilen buğdayın yüzde 70’ini Rusya’dan, yüzde 15’ini Ukrayna’dan karşılayan ülkemizde stoklar ve üretim açısından herhangi bir sıkıntı olmamasına karşılık hinlik peşinde koşan bazı kesimler, fiyatları daha fazla yukarı çekebilmek için özellikle ekmek, un ve ayçiçek yağında spekülasyonlarını hızlandırmış durumdalar. Diyorlar ki, “Türkiye’de buğday sıkıntısı yaşanabileceğine dair endişe hakim…” Yok öyle bir şey!

Belki 40 kez yazdık… Türkiye ithal ettiği 7,5 milyon ton buğdayı un yaparak direkt ihraç ediyor. Çok az kısmı yurtiçinde kullanılıyor. Türkiye’nin dünya un ihracat şampiyonu olduğuna hâlâ kimse inanamıyor, galiba!

Maalesef tarih tekerrür ediyor… Birilerinin kazançlarını hinlik yaparak ele geçirmek isteyenlerin feci sonlarını tarih kitapları bir bir yazıyor ama okuyup anlayan yok!

analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..