Türkiye’nin ekonomideki avantajı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politikaları bu yıl da ekonomiyi direkt etkileyecek. Liraizasyonla beraber yıllık enflasyon oranıyla politika faizi arasındaki makasın daraltılması adına gerçekleştirilecek uygulamalar ekonominin en baskın tarafını teşkil edecek.
2022 Aralık enflasyonu beklentisi yüzde 67, politika faizi yüzde 9, aradaki reel faiz eksi yüzde 58 olacak. Yani aradaki makas hâlâ oldukça geniş alana sahip. Sadece enflasyon – politika faizi arasındaki makas değil, politika faizi – kredi faizi arasındaki makas aralığı da olması gerekenden yüksek.
Mamafih, politika faizi artırılmadan finansal yaklaşımlarla; enflasyon - politika faizi ve kredi faizleri – politika faizi arasındaki farkın düşürülmesi ve ekonominin yüksek fiyat cenderesinden kurtarılması gerekiyor.
Üretimi ve istihdamı engelleyeceğinden faizleri artırmak bu kertede mümkün görünmüyor. Dolayısıyla resesyon krizi yaşayan küresel ekonomi hesaba katıldığında, genişleme politikalarının devamı ortaya çıkıyor. Resesyon baskısındaki tüm dünyanın, rahatlamak için yılın ilk çeyreğinden itibaren genişleme politikalarına yani faiz indirimlerine başlayacağı da mutlak gözüküyor.
Fakat Türkiye bu konuda diğer ülkelere göre avantajlı. Çünkü ülkemiz uzun zamandan bu yana ekonomide genişlemeci politikalar uyguluyor. Nitekim TCMB, Aralık’taki son toplantısında politika faizini yüzde 9’da, Gecelik Borç Alma / Verme faizleri (faiz koridoru) yüzde 7,50-10,50 ve Geç Likidite Penceresi Borç Alma / Verme faizleri yüzde 0,00 - 13,50 şeklinde sabit bırakırken önemli kararlar almıştı.
Münhasıran Kasım’a kadar yürütülen Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarından biri olan “… Son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makro ihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği denge yakından takip edilmektedir” ifadesinin Aralık PPK toplantısı metninden çıkarılması boşuna değil.
Zâten son metinde “artan durgunluk riskine karşı gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz artırım döngülerinin yakında sonlandırılabileceği” yönünde bir duruşun yer alması ve yeni metne, “Kurul (PPK), parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir” kararının eklenmesi durumu açıkça gösteriyor.
Öncelikle belirtelim TCMB’nin 2023’teki en belirgin hedefi, finansal sistemde dövize karşı Türk Lirası mevduat oranını daha fazla yükseltmek ki bu oran yüzde 60 olarak planlanıyor. TCMB böylece ticari bankalardaki tüm mevduatta TL’nin payını artırırken bankalara sağlanan TL fonlamasında da swap (para takası) payını azaltacak ama diğer ülke merkez bankalarıyla swap (para takası) anlaşmalarına devam edecek. TCMB bu işleri yaparken de Açık Piyasa İşlemleri (APİ) yoluyla piyasayı daha yüksek fonlayacak.
Konuyu açarsak; TL fonlamada, APİ ağırlığının artırılması hedefi; menkul kıymet portföy büyüklüğünün TCMB bilançosunun yüzde 5’inden yüzde 7’ye revize edilecek olması ve hedefli kredilerin destekleneceği vurgusu, para politikasının kısmen genişleyici kalmasını ön plana çıkarıyor.
Yani yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayı artıran faaliyetler, 2023’te öngörülen enflasyon patikasıyla uyumlu bir şekilde, hedefli kredi politikaları ile destekleneceği görülüyor.
TCMB’nin temel politika stratejisi; kur korumalı mevduat (KKM) ve buna benzer enstrümanlarla döviz kurunu kontrol altında tutmak, kredi genişlemesini desteklemek ve yeni yıldaki ücret ve maaş artışları, aynı zamanda EYT (emeklilikte yaşa takılanlar) ile ilgili çalışmayla 4 milyondan fazla kişinin emekli olmasıyla yükselecek enflasyonu durdurucu tedbirler almak.
Enflasyonda TCMB’ye en büyük destek ise baz etkisinden gelecek gibi görünüyor. Enflasyonun 18 Haziran’daki seçime kadar -166 gün kaldı- yüzde 35-40 bandına çekilmesi öngörülüyor. Tabii ki, enflasyonun düşürülmesinde baz etkiyi arkasına alacak TCMB’nin bu avantajı sağlıklı kullanıp kullanamayacağı merak konusu.
Başta emekli maaşları olmak üzere birçok ekonomik gerçekleşmede veri kaynağı olacak 2022 Aralık enflasyonu bugün açıklanıyor. Malumunuz 2022 Kasım enflasyonu aylık yüzde 2,9, yıllık yüzde 84,39 şeklinde kayıtlara geçmişti. Üretici tarafında ise ÜFE Kasım ayında yüzde 0,74, aylık yüzde 136,02 olmuştu.
Ekonomistlerin 2022 Aralık enflasyon tahmini ise ortalama aylık yüzde 2,61, yıllık yüzde 66,59 ve Kasım - Aralık arasındaki baz etkisi dâhil düşüşün 17,8 puan olacağı yolunda.
Bu yıl için TCMB’nin toplantı takvimini de verelim… 2023 yılında 12 adet PPK toplantısı gerçekleştirilecek. İlk toplantı 19 Ocak’ta.
Özetle; ekonominin daha muhkem hâle getirilmesi için tüm imkânlar seferber edilmiş görünüyor. Haydi hayırlısı, diyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.