Sedat Yılmaz
Darbeler vesayetini '15 TEMMUZ' yıktı
Türk milleti dünya üzerinde köklerine bağlı ve istikbaline tutkun olduğundan hiçbir dönemde aciz, naçar ve esaret altında kalmamış, bitti denilen yerde küllerinden yeniden dirilerek binlerce yıl öncesine dayanan medeniyetini her asırda sertac etmiştir. Aynı azim ve kararlılık bugün dahi Türk milletinin asli karakteri olarak dimdik ayaktadır.
Milli ve manevi değerlere saldırıların arttığı, maddi değerlerin yok edilmeye çalışıldığı, yurtdışı ve yurtiçinden Türkiye ve Türk milletine yönelik algı operasyonlarının yağmur gibi yağdığı günümüzde göğsünü her türlü hayasız akına siper eden bilinçli, ileri görüşlü genç - yaşlı her yaştan Türk milleti, 15 Temmuz 2016’da yüzyıllar öncesinden gelen kutlu direncini, özgürlüğe olan bağlılığını yurtta son ocak kalsa da hür iradesiyle korkmadan ve yılmadan yüksek dayanışma içerisinde yüzyıllar ötesine şerefle taşıyacağını göstermiştir.
Özgürlük meşalesini taşırken vatana, bayrağa, dine, imana ve millete her cepheden savaş açanları iyi bilmek ve ona göre irade oluşturmak zorunluluğu vardır. Söz konusu zorunluluğun başında ülkeyi zaafa uğratmak isteyenleri sürekli takip etme mecburiyeti ortadadır.
FETÖ kaynaklı saldırılar
15 Temmuz 2016 Türkiye için darbe zincirlerinin kırıldığı, vesayetin yıkıldığı, vesayetçilerin perişan edildiği bir tarihtir. 15 Temmuz’da Türkiye’yi her yönden istila etmek isteyen FETÖ ve Türkiye düşmanları hak ile yeksan edilmiştir.
FETÖ darbe girişiminin en önemli hedeflerinden birinin de Türkiye’yi ekonomik yönden çökertmek olduğunu bilmek gerekir.
Makro ekonomik göstergelerin en iyi olduğu 2013 yılı öncesi ve sonrasında sistematik bir şekilde 15 Temmuz darbe girişimine giden yolların taşları döşenmeye başlandı. Eski Türkiye’yi yeni Türkiye haline getirecek reformları engellemek için kriz ortamları oluşturarak ekonominin dinamiklerini tehdit eden saldırılarla siyasi istikrarın gücü azaltılmaya çalışıldığı bugün gün gibi ortadadır.
Son dönemde 27 Mayıs 2013 tarihinde başlatılan ve 20 gün boyunca başta İstanbul ve birçok ilde ayaklanma tarzında cereyan eden FETÖ saikli gezi olayları 15 Temmuz provasından başka bir şey değildir. Tespitler gezi olaylarında temel amacın, ekonomide belirsizlik ortamının oluşturulması ve ekonomik büyümenin engellenmesi olarak görülmektedir.
MİT kumpası ve 17-25 Aralık
Gezi olaylarından sonra siyasi irade ve ekonomiye yönelik saldırılar bitmedi. Gezi olaylarında başarısız olan vesayetçiler, bu defa siyasi otoriteyi hedef alan ve 2012 yılında MİT kumpasıyla tohumları atılan 17-25 Aralık 2013 operasyonu devreye aldılar.
Malumunuz dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete yönelik kumpas için 7 Şubat 2012’de harekete geçen FETÖ’nün yargıdaki militanları MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 kişiyi, kapatılan Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine ifadeye çağırmıştı.
Erdoğan, FETÖ’nün beklediği ameliyata girmeyerek ve Hakan Fidan’a ifade vermeye gitmemesini isteyerek kurulan kumpası bozmuştu. Daha sonra MİT kumpasını planlayan ve soruşturmayı yürüten savcı ve emniyet müdürleri görevden alınmıştı.
İşte MİT kumpasında başarısız olan FETÖ militanları ve Türkiye düşmanları bu kez 17-25 Aralık kumpası için harekete geçti. Hedefleri siyasi iradeyi yıldırma hareketiyle baskı altına almak ve Türkiye’nin büyümesini ve güçlenmesini engellemekti. Ancak 17-25 Aralık saldırısı da boşa çıkarıldı.
Diz çökmek zorunda kaldılar
Söz konusu saldırılarla istedikleri ekonomik kaos ve kriz ortamını oluşturamayan vesayet kesimi, diğer taraftan Türkiye’ye büyük zarar verdiler. Yatırımda atağa kalkan ve tüm makro ekonomik verilerini düzelten Türkiye söz konusu menfur girişimlerin saldırılarından kurtulamadı.
Oluşturulan kaos ortamıyla faiz oranları aniden yükseldi ve borçlanma maliyetleri arttı. Ülkede negatif algı operasyonları ardı ardına sıralandı. Zaten Türkiye’nin hiçbir zaman iyi olmasını istemeyen uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bunu fırsat bilerek ülke ekonomisine yönelik haksız not değerlendirmeleri yaptılar.
Mezkur FETÖ saldırıları 15 Temmuz 2016’ya kadar aralıksız devam etti ancak başarı elde edemedi. Ardından yurtiçi ve yurtdışı işbirlikçileriyle harekete geçen ordu ve emniyete sızmış FETÖ militanları çareyi darbe yapmakta aradı.
Darbeye karşı halkın ne tür tepki vereceğini ölçemeyen ve önceki 1960, 1980 ve 28 Şubat 1997 darbelerinde ve çeşitli tarihlerde yapılan muhtıralarda olduğu gibi halkın sineceğini zanneden Türkiye düşmanları, Türk milletinin milli direnci karşısında diz çökmek zorunda kaldı.
Yüksek büyürken daraldık
15 Temmuz 2016’daki hain FETÖ darbe girişiminin Türkiye ekonomisine verdiği zarar 350 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Ülkede yaşanan olağanüstü durum sebebiyle artan riskler, ekonomik göstergeleri negatif yönde etkilemiş, bu durumun öncü sonuçları da döviz kuru üzerinde görülmüştü.
Darbe girişimi yılı 2016’nın Haziran’ında 6 aylık bir yükseliş trendinin ardından 107,4 seviyesine yükselen sanayi üretim endeksi, Temmuz’da 20 puandan fazla gerileyerek 86,9 seviyesine inmişti. İhracat Temmuz’da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 azalmış, yavaşlayan tüketim harcamalarıyla birlikte ithalat da Temmuz’da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,4 gerilemişti.
En önemlisi yılın ilk 2 çeyreğinde sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 4,7'lik büyüme oranını yakalayan Türkiye ekonomisi, darbe girişiminin yaşandığı yılın üçüncü çeyreğinde mevsimsellikten arındırılmış endekse göre yüzde 0,2 daralmıştı.
Zarar 350 milyar dolar
15 Temmuz darbe girişimi milli birlik ve bütünlüğünün yanında Türkiye ekonomisini de hedef alan bir saldırıydı. Hesaplamalara göre, darbe girişiminin doğrudan maliyeti 160 milyar dolar olarak hesaplandı. Menfur darbe girişiminin dolaylı olarak Türkiye ekonomisine verdiği zarar 350 -400 milyar dolar olduğu tahminleri yapılıyor.
2018 ile başlayıp sonraki yıllarda devam eden yurtdışı kaynaklı kur manipülasyonları, para oyunları, doğrudan yatırımları engellemeler ve yalan üzerine kurgulanan senaryolar Türkiye düşmanlarının ortak çabalarından başka bir şey değildi.
Türkiye ekonomik olarak hâlâ uluslararası küresel çeteler ve PKK gibi terör örgütleriyle birlikte çalışan FETÖ militanlarının başaramadığı 15 Temmuz menfur darbe girişiminin bedellerini ödemeye devam ediyor. Ancak darbe girişiminin büyük tahribatını her geçen gün üzerinden atan Türkiye, hedeflediği yolda azimle koşuyor.
Tarihin ileride şeref ve şanla yazacağı destansı milli mücadelede direnişin kahramanlarını şükranla anıyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyor, gazilerimizi minnetle anıyor, yad ediyoruz.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’müz kutlu olsun.
14.07.2023
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.