Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

Trump, TL'ye yeni ekim operasyonu başlattı

Trump, TL'ye yeni ekim operasyonu başlattı

ABD Başkanı Trump, seçimlerde rakibi Biden'a karşı aldığı anket yenilgilerini dış politika ve TL varlıklarına yönelik manipülasyonlarla telafi etmeye çalışıyor. Türkiye'nin küresel bazlı siyasi, diplomatik ve ekonomik başarılarını gölgelemek için döviz kuru üzerinden operasyon çekmeye çalışan Trump, geçen yılki Ekim operasyonuna yeni halkalar ekliyor.

Türkiye’nin son dönemdeki küresel bazlı siyasi, diplomatik ve ekonomik başarılarını gölgelemek ve ülke içindeki azınlıkların oyunu kendi lehine çekmek için döviz kuru üzerinden operasyon çekmeye çalışan ABD Başkanı Donald Trump, geçen yılki Ekim operasyonuna bu yıl da devam ediyor.

Kasım seçimlerine az bir zaman kala Trump, anketlerde geriye düştüğü rakibi Demokratların lideri Joe Biden’a karşı üste çıkabilmek için Türkiye merkezli kriz oluşturma operasyonlarını hızlandırdı. Trump dolar ile küresel bazda ekonomik manipülasyonlar yaparken Türk varlıklarına yönelik hırçın ve saldırgan tavrını da sertleştiriyor.

Suriye’de sükuneti sağlamanın akabinde Libya’daki kargaşayı önleyen, 46 yıl sonra Kıbrıs’ta kapalı Maraş’ı açarak Doğu Akdeniz’de ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Yunanistan’ın nefesini kesen, Azerbaycan – Ermeni kapışmasında diplomasi destanı yazan, Irak ve Suriye’de ABD’nin desteklediği PKK’yı inlerine hapseden Türkiye’ye karşı ekonomik operasyon başlatan ABD Başkanı Trump yeni yeni kartlar açmayı sürdürüyor.

Trump CDS’lere oynuyor

Kovide yakalandığına dair hiçbir belirti vermeden birkaç gün içinde hastaneden taburcu olup piyasaları karıştıran ve gelişen ülke para birimlerini dolar ile ezerek krizlerden beslenmeye çalışan Trump, Türkiye’nin alüminyum ihracatına korumacılık tedbirleriyle duvar çekti.

Trump uzun zamandan beri gündemden düşen Suriye’yi tekrar öne taşıdı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 Ekim’de yaptığı, “Suriye'de terör bölgeleri ya temizlenir ya da biz temizleriz” açıklamasına karşılık “Türkiye bölgede barış ve güvenliği baltalıyor” diyerek Suriye için ulusal acil durum halini uzattığını açıkladı ve piyasaları yine gerdi.

Dolar üzerinden TL’ye operasyon çekip son olarak Türkiye’nin 5 yıllık CDS’ini 515’lere taşıyan Trump’ın agresif politikalarına karşı ise Türkiye ekonomi yönetiminin aldığı finansal tedbirler etkili oluyor. Daha önce vergi indirimleriyle doların yükselişine fren koyan politikalara swap operasyonu eklendi ve dolardaki ateşin düşmeye başladığı görüldü. Merkez Bankası’nın (TCMB) 22 Ekim’de yapacağı toplantıda da buna benzer sıkılaştırmaya ağırlık vereceği ve özellikle reel faizi negatiflikten kurtaracağına dair yorumlar yapılıyor. Diğer yandan yabancı yatırımcının diğer aylara göre artması da Türkiye’nin aldığı önlemlere bağlanıyor.

Trump terörün yanında

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye’de terör yapılanmalarına yönelik 3 Ekim’de yaptığı “Suriye’de halen var olan terör bölgeleri ya bize söz verildiği şekilde temizlenir ya da biz gider bunu kendimiz yaparız” açıklamasını Ekim operasyonlarına dahil eden Donald Trump, Suriye ile ilgili de çözüm odaklı değil, anarşiyi körükleyen bir hamleye imza attı.

Erdoğan 3 Ekim’deki açıklamasında, “Terör örgütlerine ve onları kullanan güçlere ses çıkarmayanların konu Türkiye olunca her türlü ahlâki ilkeyi, hakkı, hukuku bir kenara bırakmaları, bizi yolumuzdan döndürmez. Bu ülke ve bu millete husumet besleyenleri rahatsız etmeyi sürdüreceğiz” ifadeleri ve ve Azerbaycan – Ermenistan arasındaki savaşın ancak Erivan yönetiminin işgal edilen Azerbaycan topraklarından çekilmesiyle sağlanacağını söylemesi Trump’ı rahatsız etti

Trump, Erdoğan’ın açıklaması üzerine bir kararname yayımladı ve Suriye’de ulusal acil durum halinin bir yıl da uzatıldığını bildirdi. Söz konusu kararnamede, “Suriye’deki durum, özellikle de Türkiye hükümetinin kuzeydoğu Suriye’de askeri operasyon düzenlemeye yönelik eylemleri, DEAŞ’ı yenilgiye uğratma mücadelesini baltalıyor” ifadelerine imza atan Trump’ın teröre açıktan destek verdiği açıkça ortaya çıktı.

Trump ayrıca pandemide daralan küresel ekonomiye bir darbe daha vurdu. Amerikan Ticaret Bakanlığı, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 18 ülkeden ithal edilen alüminyum levha ürünlerine ek vergi kararı aldı. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, bakanlığın alüminyum levha soruşturmalarının son 20 yıldaki ABD'nin en geniş ticari uygulamalarını oluşturduğunu belirtti. Söz konusu vergi uygulamasının yaklaşık 2 milyar dolarlık bir ithalata yönelik olduğu öğrenildi.

Yatırımcı ilgisi yükselişte

Trump’ın manipülatif kur oyunlarına rağmen Türkiye’nin ekonomik gücüne güvenen yabancılar doğrudan veya portföy olarak yatırımlarını artırıyor ya da artırmak için fırsat arıyor.

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Yabancı Yatırımcı Pandemi Raporu'na göre bu yıl salgın öncesi 1 Ocak-15 Mart döneminde 2 bin 779 yabancı ortak, 506 milyon 251 bin lira sermayeli firma kurdu. Virüsün zirve yaptığı 15 Mart-1 Haziran’da yatırımcı sayısı 573’e, sermaye tutarı ise 145 milyon 907 bin liraya geriledi. Ardından güçlü bir yükseliş gerçekleşti. Normalleşme dönemi olan 1 Haziran-10 Eylül arasında 2 bin 678 yabancı yatırımcı, 647 milyon 407 bin lira sermayeli firma kuruluşuna imza attı.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, bu çıkışın hem normalleşme sürecinin başarısını hem de küresel alıcıların Uzakdoğu’ya alternatif olarak Türkiye’nin konumunu giderek daha fazla hesaba kattıklarını gösterdiğini ifade etti.

Diğer yandan yabancıların Türkiye’deki turizm yatırımları da dikkat çekiyor. Antalya Koleji’nin mimari özellikleriyle oteli andıran 3 kampüsü, yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekti. Kampüslerin inşaatına başladıklarından itibaren okulun otel, AVM, hastane, üniversite gibi farklı yapılara çevrilmesi için talep aldıklarını belirten Antalya Koleji Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Sezgin Koca, “3 kampüs 75 milyon dolara mal oldu. En çok Katar, Rusya ve Azerbaycan’dan istek geliyor” dedi.

Portföy yatırımcısı artıyor

Yurt dışında yerleşik kişiler geçen hafta yaklaşık son üç yılın en güçlü hisse senedi ve Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) alımını yaparken, analistler, söz konusu varlıklara gösterilen talepte ekonomi yönetiminin attığı normalleşme adımlarının önemi rol oynadığını ifade ediyor.

TCMB verilerine göre, yabancılar 2 Ekim haftasında 131 milyon dolarlık hisse senedi, 479,1 milyon dolarlıkta DİBS aldı. Yabancıların geçen hafta yaptığı hisse senedi alımları 17 Ocak 2020 haftasından, DİBS alımları da 2 Şubat 2018 haftasından bu yana en güçlü performans olarak kayıtlara geçti. Toplamda yaşanan 610,1 milyon dolarlık alım ise 26 Ocak 2018 haftasından bu yana en çok fon girişinin yaşandığı haftaya işaret etti.

Yurt dışında yerleşik kişilerin 25 Eylül itibarıyla 20 milyar 770,8 milyon dolar olan hisse senedi stoku, geçen hafta 20 milyar 980,6 milyon dolara yükselirken, DİBS stoku ise 5 milyar 365 milyon dolardan 5 milyar 916,9 milyon dolara çıktı.

Bununla birlikte yabancılar yılbaşından bu yana 5 milyar 580 milyon dolarlık hisse senedi, 7 milyar 221 milyon dolarlık DİBS satarken, yılbaşından bu yana bu varlıklarda yaşanan fon çıkışı 12 milyar 801 milyon dolar oldu.

Hamleler karşılık buluyor

Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun Gödek söz konusu gelişmeyi değerlendirirken, “Türkiye’de son iki hafta içerisinde TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan (BDDK) gelen haber akışının, bilhassa da BDDK nezdindeki başlıkların yabancı yatırımcı nezdinde karşılık bulduğunu görmek mutluluk verici. Yabancıların gerçekleştirdiği alımlar dönüş sinyali olabilir” diye konuştu.

Geçen haftaki alımların algı açısından da sinyal etkisi taşıdığını belirten Gödek, 2020’de DİBS'lerde yaşanan yaklaşık 14 milyar dolarlık portföy çıkışıyla DİBS içerisindeki yabancı payının yüzde 3’lere dek gerilediğini ancak, son gelen verilerde ise repo dahil işlemlerin 479 milyon dolar net alıma işaret ettiğini kaydetti.

Ekonomist Cüneyt Paksoy da, “Özellikle TCMB ve BDDK'nın adımları sonrası Türkiye sermaye piyasalarıyla ilgili fırsatlar ve bankacılık sektörünün tarihi cazip değerleme seviyelerinde olduğuna dair raporlar görmekteyiz. Bu bağlamda geçen hafta borsa ve özellikle DİBS tarafında 2018 başından beri en güçlü haftalık giriş yaşanması tesadüf değildir. Arkası kesilmedikçe öncü bir sinyal olarak görülebilir” yorumunu yaptı.

ABD TL aleyhine cephe genişletiyor

Türkiye ekonomisi sanayi üretimi, kapasite kullanım, istihdam ve ihracatta “V” tipi toparlanma ile birlikte normalleşmeyi sürdürürken ABD’nin dolar manipülasyonları ve ABD ile birlikte Avrupa Birliği’nin (AB)  Ortadoğu piyasalarını da dahil ederek Türkiye aleyhine büyük bir cephe oluşturmaya çalışması dikkatlerden kaçmıyor.

Türkiye ise bir yandan üretimini ve ihracatını büyütmeye, diğer yandan piyasalara karşı geniş cepheli finansal saldırılara engel olmak için çaba gösteriyor. 30 Eylül’de döviz ve altın alım ve satımında yüzde 1 olarak uygulanan vergilendirme binde 2’ye, banka ve sigorta muameleleri vergisinin (BSMV) 1 yıldan fazla mevduatta sıfırlanması, yıl içindekinin yüzde 3’e ve 6 aylık vadelerin de yüzde 15’ten yüzde 5’e indirilmesi sonucu dolardaki ateşi bir miktar söndüren ekonomi yönetimi hafta sonunda swap işlemlerine el attı.

Merkez Bankası (TCMB) swap işlemlerinde kullanılan TL faizini yüzde 10,25’ten yüzde 11,75’e yükseltti. Söz konusu operasyonla dolar kuru 7,95 liradan 7,87’ye geriledi.

Türkiye özellikle dolar kuruna yönelik spekülasyonları düşünerek ihracat ve turizm kalemlerinde döviz girişi performansını daha da artırma yoluna giderken para politikalarıyla TL’nin değer kaybını önleyeceği ve portföy yatırımlarının artması için sıkılaştırmaya devam edeceği tahminleri yapılıyor.

ABD’nin dolar operasyonları ve buna karşılık Türk ekonomi yönetiminin karşı savunmaları sonunda tüm yatırım araçları haftayı kârlı kapattı. Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi de haftayı yüzde 1,81 kazançla tamamladı. 

Altının gram satış fiyatı yüzde 3,16, dolar/TL yüzde 1,69 ve euro/TL yüzde 2,51 değer kazandı. 1000 TL’lik yatırım haftalık bazda borsada 1018,1 lira, dolarda 1016,9 lira, euroda 1025,1 lira ve altında 1031,6 lira oldu.

Piyasalar gelecek hafta yurt içinde cari denge, işsizlik oranı, sanayi üretimi, bütçe dengesi ve TCMB beklenti anketini takip edecek. Yurt dışı piyasalarda ABD enflasyonu, sanayi üretimi ve tüketici güven endeksinin yanında Avrupa’da sanayi üretimi ve TÜFE, Çin’de ise dış ticaret dengesi ile enflasyon baş gündemler olacak.

BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi haftayı yüzde 1,81 kazançla 1165,70 puandan kapattı. Endeks hafta içinde en düşük 1143,33 ve en yüksek 1170,48 puanı gördü. Küresel bazda pandemideki vaka artışlarına karşılık aşı ve ABD’de teşvik paketinin çıkacağına dair gelişmeler yurt içi piyasalarında da iştahı artırdı. Yabancı yatırımcının TL varlıklarına yönelik eğiliminde hızlanma gözlendi. Trendin söz konusu gelişmeler paralelinde devam edeceği tahmin ediliyor. Satışların 1145 bölgesinde karşılandığı gözlenirken 1170’te güçlü bir direnci olduğu görülüyor.

DOLAR/TL… ABD Başkanı Donald Trump ile AB’nin Türkiye aleyhine başlattıkları çaba Ortadoğu’ya da yayılmak isteniyor. Türkiye’nin 515’lere ulaşan CDS’i doları TL’ye karşı canlı tutuyor. Buna karşı Türk ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler ise doların daha güçlü bir trend izlemesine mani oluyor. Türkiye tarafında jeopolitik gelişmeler kuru olumsuz etkiliyor. IMF’nin raporunda da salgına karşı uygulanan sıkı karantina önlemlerinin uzun vadede toparlanmayı hızlandırabileceği aktarılması müspet olarak değerlendiriliyor. Haftayı yüzde 1,69 prim ile 7,8890’dan kapatan dolar/TL kurunda 7,86 önemli bir destek. Aşağı kırıldığında 7,80’ler yeniden görülebilir. 7,91’in yeniden gündeme gelmesi durumunda kur 7,96’ları deneyebilir.

EURO/TL… Hafta içi Euro Bölgesi’nde zayıf ekonomik veri akışına rağmen ECB ve Türkiye – Yunanistan ilişkilerine yönelik gelişmeler euro/TL’yi Avrupa parası lehine etkiledi. Yüzde 2,51 yükselerek haftayı 9,3170 liradan kapatan euro/TL, swap işlemlerinde faizlerin yükseltilmesiyle 9,29’a kadar çekildi. TL’nin gelişen piyasa ülkeleri para birimlerine göre dolar karşısında negatif ayrışması euro da gözlendi. Kurun 9,27’de güçlü desteği bulunuyor. 9,31’in geçilmesi durumunda ise ilk adım 9,36 olarak tahmin ediliyor.

ALTIN… Virüs salgını vakalarındaki artış ile ABD’deki teşvik paketi ve seçimler piyasaların karışık seyretmesine sebep oluyor. Risk iştahının azalmasıyla onsu 1889 dolara kadar çekilen altında fiyatlar 1930 doların üzerine yükseldi. Analistler 1930’lu noktanın önemli bir dönem olduğunu, buranın kırılması durumunda altın fiyatlarının yeniden 2000 doların üzerine çıkacağını yorumladılar. Yurt içinde 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 3,16 kazançla 489,50 liraya yükseldi. Çeyrek altın 788 liraya, yarım altın 1576 liraya, Cumhuriyet altın 3 bin 260 liraya yükseldi. TL’nin gelişen piyasalar arasında dolara karşı negatif ayrışması yurt içinde altın fiyatlarını tetikliyor. Altında aynı performans devam ettiğinde 2021’in ilk çeyreğinde altın gram fiyatının 600 lirayı bulacağı tahminleri yapılırken gelecek hafta için yukarı yönlü trendin devam etmesi durumunda 492 liranın direnç, 487 liranın ise belirleyici olacağı öngörülüyor.

PETROL… Piyasalara yönelik risk iştahının yeniden artması ve pandemi vakalarındaki artış petrol fiyatlarını aşağı çekti. Hafta içinde 43 dolar bandında seyreden brent petrol fiyatları ABD’deki stokların beklentiler üzerinde artması ile petrol fiyatlarını Norveç’teki petrol grevi de etkiledi. Fiyatlar söz konusu gelişmeler üzerine 42 dolar seviyesine indi. Fiyatlarda düşüş eğiliminin devam edeceği sanılıyor.

analizgazetesi.com.tr

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi