Tarımda “Türkiye Yüzyılı” vizyonu
Verilere bakıldığında, Türk tarımına diyecek yok… Sıkıntılar, sorunlar elbette var ama elde edilen muazzam verim ve çalışmalar gözlerden kaçırılmamalı. Meselâ enerji ve tedarik zincirinin daraldığı günümüzde tarımda sağlanan desteklerle bu yıl 127,6 milyon ton bitkisel üretimle tüm zamanların rekoru kırılacak. Yakın zamanda da en verimli şekilde Türk tarımının ulusaldan küresele taşınması hedefleniyor.
Gerçek şu ki, tarım ekonomisinde dünyada onuncu sırada yer alan Türkiye’miz yaklaşık 50 milyar dolarlık yıllık üretim kapasitesiyle küresel tarım sektöründe de söz sahibi. Zaten son 30 yılın en yüksek enflasyonu ile karşı karşıya kalan dünya ve Rusya – Ukrayna savaşı ile enerjinin yanında yüksek oranda gıda ve tedarik problemi yaşarken küresel tarımsal bazda Türkiye’nin önemini kimse inkâr edemez.
Dolayısıyla tarımsal dönüşüme hazırlanan uluslararası aktörler arasında hızla üst sıralarda yerimizi almak için vizyon oluşturulduğumuz, plan ve projeler geliştirdiğimiz apaçık ortada. Yani küresel tarımsal ihracatın yüzde 1,57’sini ve ithalatın yüzde 1,14’ünü gerçekleştiren bir ülke olarak Türkiye, mevcut konumunu güçlendirerek küresel sektöre öncülük edecek tedbirlerini daha da fazlalaştırıyor.
Zira, günümüzde küresel tarım ekonomisinin ulaştığı 4 trilyon dolarlık hacim sektörün potansiyeline işaret ederken yaşanacak enflasyon, resesyon ve bölgesel sıcak çatışmalar gibi olumsuz gelişmeler karşısında tarım ve hayvancılığın en üst seviyeye çıkarılmasının gereği daha iyi anlaşılıyor. Söz konusu gayeyle ülkeler bir taraftan gıda ürünlerinde ihracatı kısıtlarken diğer taraftan üretimi artırmak için kamu desteklerini devreye alıyor.
Ama Türkiye; kısıtlamacı, sıkılaştırmacı ve korumacı bir politika izlemeyen, tamamen üretimi artırmaya yönelik çalışan bir ülke olarak sanayinin yanında tarımı ve diğer sektörleri sonuna kadar destekleyerek her alanda güven adası olduğunu ispatlıyor.
Çalışmalara istinaden tarıma yönelik gelişmelerle ilgili kısa anekdotlar vereyim… Son 20 yıllık dönem içerisinde; tarımsal destek miktarının 22 kat artarak 39,2 milyar liraya çıkması ve aynı dönemde tarıma cari değerle yaklaşık 500 milyar liralık destek sağlanması tarım vizyonunun nerede olduğunu gösteriyor.
Söz konusu zaman zarfında; tarımsal hasıla 25 milyar dolardan 45 - 50 milyar dolara ulaşmış. Tarım ve gıda ürünleri ihracatı aynı dönemde 6,5 kat artarak 25 - 30 milyar dolara çıkmış. Türkiye; fındık, kuru üzüm, kayısı, incir, ayva ve buğday unu ihracatında dünya birincisi olurken 87 milyar dolarlık dış ticaret fazlasıyla, tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı olarak kayıtlarda yer almış.
Gelecek yıl Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçesi 133,7 milyar liraya, destek bütçesi de 54 milyar liraya yükseltiliyor. Son olarak tarım ve bitkisel üretimin daha artırılması adına Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin verdiği 100 bin liralık faizsiz kredi miktarının 200 bin liraya çıkarıldığını da hatırlatayım.
Bitkisel üretimin yanında hayvancılık da desteklenmiş... Hayvancılık destekleri 20 yıl içinde yüzde 4,4’ten yüzde 25’e çıkarılarak büyükbaş hayvan varlığı 10 milyondan 81 milyona, küçükbaş hayvan varlığı 32 milyondan 58,5 milyona yükseltilmiş.
Aynı dönemde; kanatlı hayvan varlığı 251 milyondan 398 milyona, arılı kovan sayısı 4 milyondan 8,7 milyona ulaşmış. Su ürünleri 8,5 kat artarak 515 bin tona çıkarken levrek ve çipura üretiminde dünyada birinci, alabalığında dünyada ikinci olurken geçen yıl su ürünlerinde 1,5 milyar dolar ihracat yapılmış.
Sadece tarımla ilgili proje destekli bir – iki programdan bahsedeyim…
Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programı, IPARD ve Kırsalda Uzman Eller Projesi kapsamında 86 bin 500 projeye toplam 27,3 milyar lira hibe verilmiş ve 253 bin kişiye istihdam sağlanmış. Halen 42 ilde uygulanan programın tüm illerde, yani 81 vilayette yaygınlaştırılması planlanıyor.
Diğer taraftan çiftçiler mazot ve gübre desteklerinin öne çekilmesiyle artık ekim döneminde girdi maliyetlerini düşünmeden üretim yapabiliyor. Geçen yazımda bu konuyu enine boyuna ele almıştık… 1 Ekim’den itibaren Çiftçi Kayıt Sistemi’nin (ÇKS) e-devlet üzerinden erişime ulaşmasıyla 2,5 milyona yakın üreticimiz daha emin, sağlıklı ve verimli bir tarım üretimi gerçekleştirebiliyor.
Tarımın en büyük sorunlarından olan arazilerin bölünmesinin önüne geçilmesiyle ilgili çalışmada ülke genelinde 9,2 milyon hektarlık 429 büyük tarımsal ova SİT alanı olarak ilan edilmiş. Bunun anlamı; tarım arazileri giderek daha büyük alanlara kavuşuyor.
Ayrıca araştırma enstitüleri bünyesindeki 32 gen bankasında 318 bin genetik materyali, Tohum Gen Bankası’nda 4 bin 294 türe ait 119 bin 175 tohum örneğini, Arazi Gen Bankası’nda 107 türe ait 10 bin 55 canlı örneği korunmuş. Hayvancılık Gen Bankası’nda ise 18 küçükbaş, 7 büyükbaş ve 5 at ırkına ait 88 bin genetik materyali saklanmış.
Tarımla alâkalı çalışmalar burada da bitmiyor… Şimdilerde gençliğin tarıma ilgisinin artırılması ve gençlik enerjisinin tarıma yansıtılması planlanıyor. Çalışmanın adı; Köy Yaşam Merkezleri Projesi.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı birlikte işe el atmışlar, “Türkiye Yüzyılı” vizyonuna uygun tarımda en kısa vadede yükselişi projelendirmişler. Aynı kapsamda Tarım ve Orman Gençlik Konseyi kuruluyor.
Söz konusu yapıyla birlikte tarla, bağ, bahçe, ahır, ağıl, kümeste 20 – 35 yaşlarında gençler çalışacak ve istihdam noktasında sıkıntı yaşayan genç insanlar; tabiatın ortasında yeşil ve mavi vatanda açıkta, örtü altında topraklı, topraksız tarımla hem nitelik hem de para kazanmanın keyfine varacaklar.
Açıkçası Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı eşgüdümüyle insanlarımızın tarım ve hayvancılıkla ilgili kapasitelerini ve bilgilerini geliştirip pratik alana yaymak üzere bir eğitim ortamı, bir ekosistem oluşturuluyor. Köy Yaşam Merkezleri Projesi; bilgiyi, eğitimi, aktiviteyi, kazancı okuldan üretim sahalarına indiriyor. Hazırlıklar sürüyor... Köy Yaşam Merkezleri Projesi ile atıl duran köy okulları revize ediliyor.
Hedef; tarım teknolojileri, akıllı tarım, dijital tarım, dikey tarım, topraksız tarım ve her türlü tarım faaliyetleriyle yaklaşık 500 bin kilometre kareye ulaşan tarım toprağımızın tamamını işlemek.
İşte bu da Türkiye Yüzyılı vizyonunun tarımsal boyutu…
bursatv.com.tr/yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.